Emin değiliz Çeviri Fransızca
1,087 parallel translation
Emin değiliz.
On ne sait pas trop.
- Emin değiliz.
Je l'appelle.
Gemide dış görev ekibim var. İlk raporlar bir patlama olduğunu gösteriyor, ama bunun bir saldırı olduğundan emin değiliz.
J'ai envoyé une équipe à bord et selon eux, il y aurait eu une explosion, mais peut-être pas d'attaque.
Emin değiliz.
Rien n'est certain.
- Emin değiliz.
- On ne sait pas trop.
Yabancı casuslardan kuşkulanıyoruz, ama emin değiliz.
On soupçonne des espions.
Onun bir ceset olduğundan emin değiliz.
On ignore si c'était un cadavre.
Casey'in neden tepkisiz kaldığından emin değiliz.
J'ignore pourquoi Casey ne réagit pas.
Ölümün depremle alâkalı olduğundan emin değiliz.
On ignore encore s'il était lié au séisme.
- Emin değiliz.
- On n'est pas bien sûres...
Alarmdan emin değiliz.
L'alarme peut être rébranchée.
- Geri getirebileceğimizden bile emin değiliz.
- Il ne pourra même pas rentrer.
Henüz İstasyon bilgisayarının arızasına neyin sebep olduğundan emin değiliz.
Pour l'instant, nous n'avons pas trouvé la cause du dysfonctionnement de l'ordinateur de la station.
Hala nasıl çekirdek erimesi yaptığına emin değiliz.
On ne sait pas comment il a provoqué ça.
Yapardık, Marian, ama nasıl çalıştığından henüz emin değiliz.
Nous aimerions, Marian, mais nous sommes ne sais pas comment cela fonctionne... pas encore.
Harry'nin hangi teşkilatta çalıştığından bile emin değiliz.
On ne sait pas exactement qui emploie Harry.
Kurbanları hayatta tuttuk ama ne tür bir zehir olduğundan emin değiliz.
On a pu maintenir les victimes en vie mais on ne sait rien de cette toxine.
Saddam Hüseyin olabilir. Emin değiliz. Ama İngiliz aksanı vardı.
C'était peut-être Saddam Hussein, mais il avait un accent anglais.
Ayrıca bir şekil değiştiren yaşam formu olduğunda hala emin değiliz.
Et nous ne savons pas s'il s'agit d'un métamorphe.
Mulder,... adamın o olduğundan hala % 100 emin değiliz.
Mulder, nous ne sommes toujours pas certains que ce soit lui.
Emin değiliz.
On ne sait pas vraiment.
Yüzde yüz emin değiliz.
Justement, on n'en est pas sûrs!
- Henüz emin değiliz.
On ne sait pas encore.
Hayır, kaza olduğundan emin değiliz.
On n'est pas sûrs qu'il s'agisse d'un accident.
Bundan emin değiliz.
C'est pas sûr.
Ona ihtiyacınız olacağına bile emin değiliz, Bay Lake.
Nous ne sommes pas sûrs que vous aurez besoin de lui, M. Lake.
Nedeninden emin değiliz.
Mais nous ignorons pourquoi.
Daha emin değiliz, ama bir çeşit bedensiz bir yabancı olduğunu düşünüyoruz.
Nous n'en savons rien. Il peut s'agir d'un être non corporel.
Henüz emin değiliz.
- Nous n'en sommes pas sûrs.
Tam olarak emin değiliz, fakat bu çarpıtmanın cesetleri halkada bulunan asteroite defin ettiğini biliyoruz.
Nous n'en sommes pas vraiment sûrs. Mais nous pensons que les vacuoles déposent les corps sur les astéroïiïdes. - Et?
Aslında, kesin olarak burada olduğundan da emin değiliz.
Rien ne nous garantit qu'il était bien ici.
Öğrenmesi zor ama, ne işe yaradığı hakkında emin değiliz.
Y accéder ne sera pas aisé.
% 100 emin değiliz ama ehliyetinden onun Lauren Mackalvey olduğunu sanıyoruz.
D'après le permis de conduire, on pense qu'il s'agit de Lauren Mackalvey.
Ama bulduğumuz cesedin ona ait olduğundan emin değiliz.
Mais... on n'est pas sûr qu'il s'agisse de son corps.
- Bundan emin değiliz.
On n'en sait rien.
- Emin değiliz.
On ne sait pas vraiment.
Evet ama tam olarak emin değiliz.
- Oui. Ce n'est peut-être pas très fidèle.
Tam olarak bizi aradıklarında henüz emin değiliz. Acil durum sinyalinin ulaşıp, ulaşmadığını bile bilmiyoruz.
Mais on ignore s'ils ont reçu le signal EMS!
- Aslında- - - Hayır, hayır, hayır, Roger'ın demek istediği... yavruları satmak istediğimizden emin değiliz.
On n'est pas sûrs de vouloir les vendre.
Emin değiliz, değil mi?
On n'en est pas certain, si?
- Emin değiliz.
- On ne sait pas exactement.
Yalnız olduğundan bile emin değiliz, Caesar. Haydi.
On sait même pas s'il a fait le coup seul.
Nasıl oldu... tam emin değiliz ama... boynun... kırılmış.
Il semble que... votre moelle épinière ait été sectionnée.
Ne olduğundan tam olarak emin değiliz.
On essaie de savoir ce qui s'est passé.
Bunun gerçek ismi olduğundan emin değiliz.
Il a dit que c'était son nom. Je le crois pas.
Kurtulacağından emin değiliz.
On ne sait pas si elle va s'en sortir.
Bu yedi tanesinden emin değiliz.
– Pourquoi?
- Henüz emin değiliz.
On n'est pas sûr.
- Emin değiliz.
- Nous n'en sommes pas sûrs.
Emin değiliz Bayan Stodie.
On n'en est pas sûr.
Daha emin değiliz.
C'est pas encore sûr...
değiliz 102
emin değilim 1019
emin misin 2639
emin ol 169
emin olmak istiyorum 28
emin olmak istedim 23
emin olun 89
emin olmak için 34
emin olabilirsin 152
emin misiniz 577
emin değilim 1019
emin misin 2639
emin ol 169
emin olmak istiyorum 28
emin olmak istedim 23
emin olun 89
emin olmak için 34
emin olabilirsin 152
emin misiniz 577