Hayattasın Çeviri Fransızca
813 parallel translation
Şükürler olsun, hayattasınız.
Capitaine! Vous êtes vivant, Dieu merci.
Hala hayattasınız Peder Perrault.
Vous vivez encore, père Perrault.
- Tanrıya şükür hayattasınız.
Dieu merci, vous êtes vivant.
İzninizle. - Hayattasınız?
- Vous n'êtes pas mort, vous?
Sen hayattasın.
Vous êtes vivant.
Dry Wells'ten uzay gemisi Luna'ya. Beyler hayattasınız!
Drive Wells à fusée Lunaire.
O öldü ama sen hayattasın.
Il est mort et vous, vous êtes en vie.
Bu yüzden bugün hala hayattasınız.
C'est la seule raison pour laquelle vous êtes en vie.
Görüyorum da hala hayattasın.
Vous êtes encore en vie.
Halen hayattasın.
C'est si bon de te retrouver vivant.
Tanrım. Maurice, hayattasın!
Maurice, tu es vivant!
- Sen hayattasın, şimdi bende.
- Tu es vivant, et moi aussi, à présent.
Hayattasın. Geri dönmeye söz verdin ve döndün.
Vous m'aviez promis de revenir.
Şükürler olsun hayattasınız, Bay Allison.
Dieu merci, vous avez été épargné!
Fakat siz hayattasınız ve o öldü ve aranızdaki fark bu.
Mais vous êtes en vie et il est mort.
Hala hayattasın.
Eh bien, vous êtes toujours en vie.
Hayattasın.
Vivant...
Sen de hayattasın öyle mi?
Et toi?
- En azından hayattasın.
Au moins tu es vivant.
Her neyse, hayattasın.
Enfin, tu es vivant. Je suis contente.
Hayattasın, Corey, o zavallılardan daha iyi bir durumdasın.
Et je le resterai. Ne lui donnez pas mon eau!
Ama sen hayattasın.
Et tu es vivant.
O zaman siz niye hayattasınız?
Pourquoi ętes-vous vivants?
Öte yandan bugün belki de bu sayede hayattasın.
C'est ton caractčre mais c'est sűrement aussi pour ça... que tu as pu arriver jusqu'ici.
Hala hayattasınız.
Vous êtes tous vivants.
Çünkü hayattasın.
Parce que vous avez survécu.
Sen hayattasın ve neden olduğunu merak ediyorsun.
Vous êtes en vie et vous vous demandez pourquoi.
Çok iyi bir adam olmalı. Artık o ölü sen hayattasın.
Il devait être exceptionnel mais il est mort et vous vivant.
Hala hayattasın, bunu nasıl başardın?
Tu es vivante! Comment as-tu fait?
Kızın da öyle. Hayattasın!
Tu es vivante.
Ama Drew hâlâ burada, ikiniz de hâlâ hayattasınız ve ben de hâlâ hayattayım.
Mais Drew est toujours là, et vous êtes vivants tous les deux. Et je suis toujours là.
En azından hayattasın.
Mais vous êtes vivant.
- Hayattasın.
Vous êtes vivant.
Tanrım! Hayattasın!
Mon Dieu, tu es vivant!
Sen... hayattasın...
Tu es... vivant...
Hayattasınız, hala yürüyebiliyorsunuz.
En vie, on peut encore marcher.
- En azından hayattasın.
- Tu es en vie. - Dur à dire.
İşte, hayattasın.
Allez, vite.
Demek hala hayattasın!
C'est donc que tu n'es pas encore mort.
Siz hayattasınız ve o yok.
Vous êtes vivant, et elle n'est plus là.
Üstelik hâlâ hayattasın.
Tu es toujours vivant.
onların hepsi yerde yatıyor sen ise hayattasın ve yürüyorsun.
vous continuez à marcher.
Yine de hayattasınız, Bay Palmer.
Après tout, M. Palmer. vous êtes encore en vie.
Tanrı'ya şükür hayattasın. Beni...
Nom de Dieu de merde.
Hayattasınız!
Vivant...
Her şeye rağmen hâlâ hayattasın.
Tu es bien vivant.
Sen de hayattasın.
Vous êtes vivante.
Roy, hayattasın!
Tu es vivant!
Hayattasın demek!
Tu es donc vivant.
Burada kaldığınız müddetçe hayattasınız demektir.
Si vous restez ici, vous survivrez.
Liu Sangeng, siz üçünüz hala hayattasınız
Liu San-geng, vous êtes encore vivants tous les trois?
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38
hayat çok kısa 40
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38
hayat çok kısa 40