Hayatımda Çeviri Fransızca
8,404 parallel translation
Ve hayatımda gördüğüm en güzel kadındı.
Et je n'avais jamais vu une femme aussi belle de ma vie.
Anne, ben hayatımda motosiklete binmedim.
Je n'ai jamais conduit de moto de ma vie.
Eşim "Ben bütün hayatımda böyle bir güzelliği görmedim." Dedi
Ma femme a dit : "Je n'ai jamais vu une beauté pareille."
Bu hayatımda gördüğüm en gerizekalı kas yığını.
C'est le Blanc musclé le plus ringard que j'ai vu de toute ma vie.
Ama hayatımda yaptığım en iyi seks falan değil.
Vraiment bien, mais j'ai connu mieux, tu comprends?
Bu organizasyon hayatımda.. bir fark yaratmak istediğim sırada karşıma çıktı.
J'ai connu cet organisme à un moment de ma vie où je cherchais à réellement changer les choses.
Bilmeni isterim ki.. hayatımda yaptığım her şey aptal ve yanlışmış.. gibi davrandım.
Je veux que tu saches que si j'agis comme si tout ce que tu faisais était ridicule et stupide,
Ayrıca iki dakika önce hayatımda ilk kez bedenimi sevmeyi öğrendim.
En plus, y a à peine deux minutes, j'ai accepté mon corps pour la première fois.
Hayır, hayatımda hiç düğün gecesine kadar bekleyen biriyle tanışmadım.
Non, j'ai jamais vu personne qui a été jusqu'à attendre sa nuit de noces.
Hayatımda okuduğum en güzel büyü kitabı bu.
C'est le plus bel ouvrage de magie que j'ai pu lire.
Hayatımda tanıdığım en iyi insan Leah ve sen sıradan bir hatunla takılıyorsun.
Et elle a un cœur pur. C'est la plus belle personne que j'aie jamais rencontrée. Et toi, tu la trompes avec la première venue.
İlginçtir ki hayatımda hiç at nalı oyunu oynamadım.
Tu sais, c'est drôle. Je n'y ai jamais joué.
Aslında hayatımda hiç kaleye gitmedim.
En fait je ne suis jamais allé dans un château.
Ve dün gece, hayatımda ilk kez yanağımı okşadı.
Et la nuit dernière il m'a caressé la joue pour la première fois de ma vie.
Bölgesel olarak başladık ama sonrasında şunu bilmenizi isterim ki hayatımda başıma gelen en mükemmel şey profesyonel futbolda yaşadığım tecrübelerdi.
Mais lors de cette intronisation, je veux que vous compreniez que la chose la plus incroyable qui me soit arrivée dans ma profession,
Hayatımda hiç oynamadım.
Je n'y ai jamais joué.
Böyle bir şeyi hayatımda duymadm.
Je n'ai jamais entendu parler d'un truc comme ça,
- Bilmiyorum, hayatımda hiç suya girmedim.
- Je ne sais pas, je ne suis jamais allé dans l'eau!
Eğer bu sınavı geçebilirsen sana eşyanı geri vereceğim ve bu olayı unutacağız. Hayatımda ilk defa, sadece güzel bir yüz olmadığım anlaşıldı.
Si vous réussissez ce contrôle, je vous rendrai votre propriété et oublierai cet incident.
Dinleyin, hayatımda hiçbir şekilde yeriniz yok.
Vous n'avez aucune influence sur moi.
Hayatımda ilk kez iyi para kazandım ve Noel'i annemle birlikte kutlamak için evime geldim.
Pour la première fois de ma vie je, me suis fait un petit paquet et, eh... Revenir à la maison et passer un peu de temps avec ma mère pour Noël.
Bu hayatımda gördüğüm en iğrenç şey.
C'est la chose la plus dégoûtante que je n'ai jamais vue.
Bu sabah radyo dinliyordum da Asya Maymunu'nun tek eşliliğinden bahsediyorlardı ve bu hayatımda gördüğüm en tatlı şeydi.
Tu sais, j'écoutais NPR ce matin. Ils parlaient du monogamie de Gibbons, et c'est la chose la plus adorable que j'ai vu.
Bu hayatımda gördüğüm en iğrenç şey.
Et bien, c'est la chose la plus dégoûtante que je n'ai jamais vue.
Hayatımda bir şeyleri başaracağım.
Je vais faire quelque chose de ma vie.
Hayatımda bir şey için can atmaya başladığımdan beri. beni harekete geçiren sensin ve şimdi başladığım yere geri döndüm.
C'est toi qui m'as motivé, poussé à aspirer à plus dans ma vie, et maintenant retour à la case départ.
... bütün hayatımda duyduğum en saçma sapan şey.
J'ai jamais entendu une bêtise pareille.
Bu adamları hayatımda hiç görmedim.
Je ne les ai jamais vus de ma vie.
- Hayatımda hiç bu kadar güzel bir şey görmedim. "
"Jamais, de toute ma vie, n'avais-je vu " une chose aussi belle. "
Hayatımda edindiğim tüm tecrübeler, kolaylıklar ve zorluklar beni bugün bulunduğum noktaya getirdi. Ve burada yalnız değilim.
" Toutes les expériences que j'ai eu dans ma vie... les difficiles et les faciles... m'ont conduites là où j'en suis aujourd'hui, et je ne suis pas seule.
Ronald Kray'in aklı 26 yıllık psikiyatristlik hayatımda gördüğüm en sağlıklı akıl.
Ronald Kray est l'homme le plus sain d'esprit que j'ai rencontré lors de mes 26 ans de pratique en psychiatrie.
Hayatımda bugüne kadar öyle şekilsiz öyle suratsız birini daha görmedim.
Un bec de lièvre, le visage boutonneux, et les plus vilaines oreilles que j'ai pu voir dans ma vie.
Sıcaklık - 30 dereceye düştü ve böylece o gece hayatımda gördüğüm en görkemli kuzey ışığını gördük. Tanrıların havai fişekleri veya hep dediğimiz gibi gökler şarkı söylüyordu.
La température est descendue à moins 30, et cette nuit-là, nous avons observé la plus spectaculaire des aurores boréales que j'aie jamais vue, les feux d'artifice des dieux, comme on les appelle, les cieux qui chantent.
Bu hayatımda gördüğüm en gayce şeydi.
C'était la chose la plus gay du monde .
Çok çetin ceviz adam gördüm hayatımda.
J'ai rencontré beaucoup de bonnes personnes dans ma vie.
Hayatımda senin kadar iyi bir yolcu şoför görmedim.
C'était le meilleur réflexe de copilote que j'ai vu de ma vie.
Ben deli değilim baba, hatta hayatımda hiç bu kadar net olmamıştım.
Je ne suis pas dingue, j'ai jamais été aussi lucide.
Danny'i hayatımda istiyorum.
Je veux le retrouver.
- Hayatımda Meksika'ya gitmedim.
J'ai jamais foutu les pieds au Mexique.
Hayatımda daha fazla belaya ihtiyacım yok şu anda.
J'ai assez de problèmes.
Ayak bağı olan kişileri çok umursamam. Kişisel hayatımda veya ofisimde.
Je ne supporte pas les poids morts dans ma vie personnelle, ou au bureau.
Hayatımda hiçbir şeyden bu kadar emin olmamıştım.
Je n'ai jamais été plus sûre de quoi que ce soit dans ma vie.
Bunların hayatımda olmasını durdurmalıyım.
Faut que ma vie arrête d'être comma ça.
O anda hayatımda bir bütünlük hissettim.
C'est à cet instant que ma vie a pris tout son sens.
Çeteden ayrıldığımda hayatımı da yola sokabildiğim için şanslıydım.
Quand je les ai quittés, j'ai eu de la chance de pouvoir le faire en vie.
Kaliforniya'dan ayrıldığımda hayatımın tamamen değişeceğini sanmıştım. Tabii ki.
Je pensais que m'installer en Californie allait changer ma vie.
Leah, hayatımda tanıdığım en iyi insan.
Et elle a un cœur pur.
Leah hayatımda tanıdığım en iyi insan.
Elle a le cœur pur.
Bak, hayatın zor zamanları vardır, ama ne olursa olsun, sen yanımda olduğun sürece, ben iyi olacağım.
Les temps ont été durs, mais quoi qu'il arrive, tant que tu seras avec moi, tout ira bien.
Eleanor, bir adamdan bir şey alacağımda... İster gemisini ister parasını isterse de hayatını alayım. Katiplerin ardına saklanmam.
Lorsque je prends quelque chose d'un homme, son navire, son argent, sa vie, je ne me cache pas derrière un greffier.
Üniversitedeyken seni ilk tanıdığımda, hayatımın geri kalanını seninle birlikte geçireceğimi düşünmüştüm.
La première fois que je t'ai vu à la fac, j'ai pensé que j'allais passer le reste de ma vie avec toi.
hayatımda ilk kez 38
hayatımda ilk defa 27
hayatımdan nefret ediyorum 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımda ilk defa 27
hayatımdan nefret ediyorum 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45