English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Henüz değil

Henüz değil Çeviri Fransızca

6,635 parallel translation
Henüz değil.
Pas encore.
Henüz değil, Bay Swift.
En temps utile, M. Swift.
Teknik olarak henüz değil.
Pas encore.
- Hayır, henüz değil.
- Non, pas encore.
- Hayır, henüz değil.
Non, pas pour l'instant.
Henüz değil, hanımefendi. Özür dilerim.
Pas encore, madame, je suis désolé.
Henüz değil ancak konuşacağım. Bana bir iyilik borcu var.
Non, pas encore mais je le ferai, il me doit un service.
Hayır, henüz değil.
Non... pas encore.
Henüz değil, hayır.
Pas encore, non.
Hayır, henüz değil.
Non, pas encore.
Henüz değil, daha etmedim.
Non, pas encore.
- Henüz değil.
- Pas encore.
- Henüz değil.
Pas encore.
Hayır, henüz değil.
Non. Pas encore.
- Henüz değil.
Pas tout de suite.
Hayır, henüz değil.
- Vous avez des enfants M. Ryan? - Non, pas encore.
Henüz değil. Hotch neyle uğraşıyorsak bırakıp buraya gelmemizi söyledi.
Hotch a juste dit de tout laisser tomber et venir ici.
Hayır, henüz değil, ama yapacağım.
Non, pas encore mais j'y arriverai.
- Henüz değil. Henüz değil ne demek oluyor, 1 gün mü, 1 ay mı, 1 yıl mı?
Qu'est-ce que ça veut dire... un jour, une semaine, un an?
Hayır, henüz değil.
Pas encore.
- Hayır, henüz değil, teşekkürler.
Non, pas encore, merci
Henüz değil, en azından.
Pas encore, en tout cas.
Henüz değil.
Robbie? Non, pas encore.
- Hayır, henüz değil.
Non, pas encore.
- Mary... - Henüz değil.
Pas maintenant.
- Sen daha... - Henüz değil.
Allez-vous... pas maintenant.
İstediğimden daha erken, ama henüz değil.
Plus tôt que je ne le voudrais, mais pas maintenant.
- Henüz değil, hayır.
- Pas encore, non.
- Henüz bulamadınız ama, değil mi?
Mais vous n'avez toujours rien.
Henüz burada değil.
Elle n'est pas encore là.
Henüz çok geç değil.
Ce n'est pas trop tard.
Henüz degil ama yakinda.
- Pas encore, mais bientôt.
- Alak henüz gelmedi, değil mi?
Alak n'est pas encore à la maison?
Hayır, henüz değil.
Euh, non, pas encore. J'ai laissé un message.
Henüz belli değil. Birkaç gün içinde geleceğim.
Pas sûr, je viendrai dans quelques jours.
Garanti olsun diye soruyorum, henüz Kontrol'ü öldüremem, degil mi?
Donc... juste pour confirmer, tu me dis que je ne peux pas encore tuer Contrôle.
- Henüz degil.
Pas encore.
Yetkililer henüz terör saldırısı olasılığını elemiş değil.
Les autorités n'excluent pas une attaque terroriste.
Ama Francis, o henüz hazır değil.
Mais Francis, il n'est pas encore prêt.
Ne düşündüğünü henüz bilmiyorsun ama, değil mi?
Vous n'avez pas encore entendu ce qu'il pense, si?
Şüpheleniyorum ama henüz kesin değil.
Effectivement, mais ce n'est pas concluant pour l'instant.
- Ama kontrol henüz bizde değil.
- Mais on ne contrôle pas. Pas encore.
Henüz havlu atmanın zamanı değil.
Ne jette pas encore l'éponge.
Hayır, henüz değil.
As-tu viré Big Head? Pas encore.
Hayır, Zamanlama henüz doğru değil.
C'est pas encore le bon moment ;
Doğru ya, henüz benim odam değil.
Oui, c'est pas encore ma chambre.
Atın henüz dört nala koşmaya hazır değil,... ama bununla ilgili Mickey'nin hazırladığı bir rapor var.
Votre cheval est encore dehors à l'entraînement, mais j'ai fait préparer ce compte-rendu par Mickey.
Malzemelerimi henüz almadım, bu yüzden sorun değil.
Je n'ai pas encore choisi ma tenue, donc tout va bien.
Henüz o kadar değil.
J'en suis pas encore là.
- Henüz yayına hazır değil.
Ça ne me dit rien, non. - Non. Ce n'est pas pour publier tout de suite.
Henüz değil.
Du moins, pas encore.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]