Hepsi senin için Çeviri Fransızca
309 parallel translation
- "All For You." ( Hepsi senin için )
- "Tout à toi."
Hepsi senin için.
Tout est pour toi.
Hepsi senin için ufaklık İliğime kadar sağabilirsin
" Je volerai le loyer de ma sœur
Alkışların hepsi senin için.
C'est toi la vedette, maintenant.
- Hepsi senin için tatlım.
- Je le fais pour vous, ma belle.
Hepsi senin için.
Voici pour vous.
Hepsi senin için, Mutlu EI.
Rien que pour vous.
Hepsi zengin, hepsi önemli. Hepsi senin için güçlü duygular besliyordu.
Tu étais si séduisant que c'en était un supplice!
Hepsi senin için.
Pour toi.
- Hopper'ın Taj Mahal'i tatlım, hepsi senin için.
Le Taj Mahal de Hopper. C'est pour toi.
Not al. Hepsi senin için canım benim.
II note tout, pour vous, Madame.
Görüyorsun, hepsi senin için.
Elle l'a fait pour vous.
Hepsi senin için.
Tout ça pour toi.
Hepsi senin için Jessie.
Tout est pour toi maintenant, Jessie.
- Hepsi senin için.
- C'est tout pour toi.
Hepsi senin için!
C'est pour toi.
Çünkü hepsi senin için.
Tout est pour toi, maintenant.
Hepsi senin için mi?
- Toutes pour vous?
Hepsi senin için Minna.
Tout ça, c'est pour toi.
Ah, eğer hepsi senin için birse Maggie ben bu elimde tuttuğumu almayı tercih ederim.
On l'a gavée exprès! Ça ne fait rien.
Hepsi senin için.
Tout pour toi.
Hepsi senin için, tatlım.
Tout ça, c'est pour toi, chérie.
Hepsi senin için, tatlım.
Pour toi, chérie.
Bütün bu sihir ve yıldızlık olayı hepsi senin için öyle değil mi, Eddie?
Toute la gloire, c'est tout pour toi, n'est-ce pas, Eddie?
İnanmayacaksın ama buradakilerin hepsi senin için.
Tu ne le croiras pas, mais tout ça, c'est pour toi.
Hepsi senin için.
C'est tout pour toi.
Hepsi senin için amigo.
Tout pour toi, amigo.
- Hepsi senin için, hayatım.
- Tout pour toi, ma chérie.
- Baba bunların hepsi senin için.
- Regarde, c'est tout pour toi. - Tenez, monsieur, prenez.
Tek söylemek istediğim, senin için çok üzüldüğüm, George ; hepsi bu.
Que je suis désolée pour toi, c'est tout
Bu senin için, dedi. Hepsi bu.
" Tiens, tout ça, c'est pour toi.
Ayaklarım dayanamadı. Senin bunu yapmak için çok sebebin var. Sen yürüyemiyordun ve hepsi bu.
c'est inattendu que tu prennes le temps de t'occuper de moi tu serais pas allée loin sinon je me disais bien qu'il y avait une raison pratique et dis-moi... si je pouvais plus marcher?
Onların hepsi yalancıdır. Ve yalancılığın dışında, daha kötüsü, senin için serilip evlenmesi için müzik olması gerekliliğidir.
- Toutes les femmes mentent, ou pire, elles te serinent avec le mariage.
- Hepsi senin iyiliğin için tatlım.
- C'est pour ton bien.
Aslında bunu daha önce- "Hepsi Senin İçin" i biliyor musun?
Je n'ai pas joué depuis... - Connaissez-vous "Faite pour moi"?
Sadece bizim için değil, ama Susan ve senin içinde ve bunların hepsi senin bizi şehre gitmek için kandırmandan dolayı olmuştu.
Pas seulement pour nous, mais aussi pour vous et pour Susan. Tout ça parce que vous nous aviez piégés - pour aller dans la ville.
Sen için, senin teçhizat, bunun hepsi için.
Pour vous, votre équipement et le reste.
Hepsi iyi adamlar,... bu görev için senin yanındalar,... umarım onaylarsın.
Des hommes fiables. Ils sont à toi pour la mission. J'espère que tu es d'accord.
Denedim, fakat senin için yapabileceğimin hepsi bu kadar, Dewey.
J'ai essayé, mais c'est tout ce que je peux faire pour lui, Dewey.
Eğer senin için hepsi aynı manadaysa Arthur Adamson'ı kullanmanı tercih ederim.. Şimdi.
Si tu veux bien, je préfère Arthur Adamson.
Hepsi senin suçun ve senin için hiç üzülmüyorum.
Ne t'en prends qu'à toi-même.
Bunun senin için bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. - Politika, toplantılar ve hepsi.
Je n'avais pas remarqué que tu attachais de l'importance à la politique, aux meetings.
Senin için endişeleniyorum, hepsi bu.
Je m'inquiète pour toi, c'est tout.
Senin için çalışamam, hepsi bu.
Je ne peux pas, c'est tout
Öğretmenim bilim festivalı için projeme izin vermeyecek. Hepsi senin hatan. Benim hatam mı?
Écoute, il fait chaud, tu es fatigué, tu as un peu de mal à distinguer les rêves de la réalité.
Ve bir de Koşan Adam'ın ev versiyonu, hepsi de senin için.
Et Running Man, le jeu de société, c'est pour vous!
Senin kefilin olan adam, seni LA'e götürmem için beni tuttu, hepsi bu.
Ton bailleur m'a engagé pour te ramener à LA et c'est ce que je fais.
Hepsi bu değil, senin için hazırlanmış çok özel bir şey var.
C'est pas tout. Tu as droit à un cadeau très spécial.
Bu senin görevi kurtarmak için tek şansın olabilir, ve kendi kişisel problemlerini çözmek için, hepsi üst üste geldi.
Ce serait pour toi l'occasion de sauver la mission et de résoudre tes problèmes en un looping.
- Hepsi bu mu? Beni dinle çocuk. Senin de girebilmen için uzanmaz ve senin için düğmeyi kaldırmazsa, bu bencil olduğunu gösterir.
Si elle n'étire pas le bras pour ouvrir la portière... ça veut dire qu'elle est égo ¨ iste... et ce que tu vois, c'est la pointe de l'iceberg.
Ama bu bir parti. Hepsi de senin için.
Mais j'ai préparé cette fête pour vous.
hepsi senin olsun 16
hepsi senin 86
hepsi senin hatan 61
hepsi senin suçun 81
hepsi senin yüzünden 19
senin için çıldırıyorum 35
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için ne yapabilirim 292
senin için deliriyorum 16
hepsi senin 86
hepsi senin hatan 61
hepsi senin suçun 81
hepsi senin yüzünden 19
senin için çıldırıyorum 35
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için ne yapabilirim 292
senin için deliriyorum 16
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için üzgünüm 22
senin için mi 51
senin için üzülüyorum 47
senin için geldim 37
senin için her şeyi yaparım 55
senin için iyi 28
senin için dua edeceğim 27
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için üzgünüm 22
senin için mi 51
senin için üzülüyorum 47
senin için geldim 37
senin için her şeyi yaparım 55
senin için iyi 28
senin için dua edeceğim 27