English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Herkesin önünde

Herkesin önünde Çeviri Fransızca

972 parallel translation
Karenin seni boşamayı reddediyor. Herkesin önünde kendimizi afişe etmenin yararı yok.
Si Karenin refuse de divorcer, pourquoi nous afficher?
- Evet. Önce, herkesin önünde utanmazca dans ediyorsun, bütün erkeklerin... zaaflarını ve günahkar arzularını uyandırıp, kendine baktırıyorsun.
Tu danses sans pudeur, induisant l'homme... au péché car iI doit te regarder.
Herkesin önünde evlenme teklifi ettirmek için söylenmesi gereken şeyleri, söyleyemez.
Imaginez toute la famille à table. Rose ne pourrait pas faire du charme.
Herkesin önünde buraya gelecek kadar deli misin?
Vous êtes fou de venir ici?
Ve bu herkesin önünde durmaya cesaret ettiğin ve kendi hatalarını itiraf ettiğin zamandı.
Ni même celui où tu as eu le courage de faire face au monde, et d'admettre tes erreurs.
Herkesin önünde seninle kavga edemem.
Je ne peux pas me disputer avec toi devant tout le monde.
Kollarını boynuma dolayıp beni herkesin önünde öpmen... çok utanç vericiydi.
Me sauter au cou et m'embrasser devant toute la troupe, c'est très gênant.
Sorun babamın herkesin önünde bana davranma şekli.
C'est la façon dont il me traite devant tout le monde!
Herkesin önünde beni aşağıya indiriyor!
Me descendre devant tout le monde!
Herkesin önünde benimle görünmen senin için uygun mu?
Ça vous ennuie de déjeuner avec moi?
- Peki. Hayır. Herkesin önünde olmaz.
Pas devant tout le monde!
Herkesin önünde kavga çıkardı.
Il vient de faire un scandale en public.
Şimdi herkesin önünde.
Je vous le demande en public.
Herkesin önünde mi dövülmek istersin, yoksa dışarı mı gelirsin?
Voulez-vous ici, devant tout le monde, ou dehors?
Herkesin önünde ilgini sergiledin.
Tu l'as faite parader.
Ama herkesin önünde olmaz.
Mais pas en public.
İyi deneme Dallas ama belki de Susie bunları herkesin önünde konuşmak istemiyordur.
C'est très gentil, mais elle ne souhaite peut-être pas parler en public.
Şey, çünkü... herkesin önünde Steve'e sırt çevirdi.
Parce que. Il a eu peur de Steve devant tout le monde.
Herkesin önünde intikamını almadan?
Avant que tu aies pris ta revanche?
Bana üniversitede herkesin önünde bağırdı.
Elle m'a fait sa scène en pleine classe.
Polis tarafından sürekli olarak taciz edilmekte... ağır manevi eziyete maruz bırakılmakta, herkesin önünde aşağılanmaktadır.
Il a été constamment harcelé par la police... soumis à une extrême cruauté mentale, et à l'humiliation publique.
Herkesin önünde değil.
Pas devant tout le monde.
Herkesin önünde ona evlilik teklif ettim ve o herkesin önünde reddetti.
J'ai fait ma demande et elle a refusé.
Hadi ya? Herkesin önünde yalancı olduğu ispatlayacağım.
Je vais prouver tout de suite que vous êtes un menteur!
Bunu bir çırpıda unutamam. Herkesin önünde beni küçük düşürdüler.
Je ne peux pas fermer les yeux sur ça, il faut faire un exemple.
- Anlaşıldı, efendim. - Oh, hayır baba. Herkesin önünde yapma.
Pas devant tout le monde.
Herkesin önünde asla gerçek adımı kullanma!
Jamais mon vrai nom en public!
Herkesin önünde mi söyleyeyim yoksa içeri de mi?
Dois-je la dire ici devant tous ou à toi seul? Devant tout le monde. 170 01 : 00 : 42,126 - - 01 : 00 : 44,501 C'est pour eux que je me tourmente.
Hal böyleyken, sen herkesin önünde ve tanrının huzurunda körlüğümle ve ilerlemiş yaşımla alay ettin.
Et, puisque il te paraît juste de salir mon grand âge et ma cécité.
Herkesin önünde başlama şimdi.
Pas de scène devant tout le monde.
- Hiç normal değil. - Donumu herkesin önünde değiştirmiyorum.
C'est pas banal.
Seni herkesin önünde alenen suçluyorum.
Ce garçon m'appartient.
" Benim geleceğimde kendini fayda sahibi diye tanımlayan herkes özgür olanlar dışında, ardımda bıraktığım benim vücudumu parçalara ayıran ve beni herkesin önünde yiyenlerin bulunduğu servete sahip olacaklar.
"Á tous ceux qui s'attendent à hériter de moi." "Mes esclaves sont affranchis." "Vous hériterez de mes biens si vous me coupez en morceaux pour me manger publiquement."
Sen ve ben birlikte, herkesin gözü önünde.
Vous et moi, au grand jour.
- Karım olarak burada kalacaksın. Herkesin gözü önünde.
Tu demeureras ma femme aux yeux du monde.
Yani kızın, herkesin gözü önünde durup dururken seni tokatladığını mı söylemek istiyorsun?
Vous soutenez qu'elle vous a giflé en public sans raison?
Lütfen herkesin önünde rezil etme beni.
Pas de crise en public!
Tanrı aşkına! Ama Mortimer, dışarıda herkesin gözünün önünde olur mu?
On peut nous voir, ici.
Evet, burada herkesin gözünün önünde.
Vraiment?
Herkesin gözü önünde bunu yapmak çok yakışıksız.
C'est maladroit de faire une scène en public.
Evli ve yaşlı hanımlar herkesin gözü önünde kocalarının üzerine çullanmazlar.
Les vieilles dames mariées ne font pas ça!
Kaçtık ama... herkesin gözü önünde hapishane kıyafetleriyle dolaşıyoruz.
Quelle évasion! On est là devant tout le monde, en habits de prisonniers.
Efendim beni herkesin gözü önünde aşağıladı. Acımasızca uğranılmış bir işkenceden geriye kalan yarayı görüyor musun?
Mon Seigneur m'a convoqué, devant tous, et voici le résultat de cette flagellation à l'arc.
Yaklaşırsan ne yaparım biliyor musun? Yüzüne tükürürüm! Herkesin gözü önünde yaparım bunu!
Situ approches, je te crache à la figure!
"... ama acımasızca, herkesin gözü önünde olup bitenlerin... "
" Mais imaginez mon désespoir
Onları herkesin gözü önünde rezil etmek istiyorum. Ceketim!
Ils devront s'humilier devant tout le village!
Herkesin gözü önünde küçük düşmemi mi istiyorsunuz?
Et faire savoir à tout le monde que j'ai été humilié?
Bu para kesesini herkesin gözü önünde çalmışım!
Je l'ai volée devant tout le monde.
Ülkemize davet edilmiş bir Devlet Başkanı restoranınızda, herkesin gözü önünde kaçırıldı.
.. enleve en public dans votre restaurant. L'honneur de la France en jeu.
Bu durumu ağırbaşlılıkla karşılıyoruz. Bu durum kasabamızda herkesin kanun önünde eşit olduğunu garanti ediyor her ne kadar kendilerini -
Nous nous félicitons du sérieux qui garantit qu'en notre ville la loi est la même pour tous même pour qui se considère...
New York'ta beni götürdüğün o züppe restoranda... önemli olan herkesin gözleri önünde...
Le premier restaurant chic où tu m'as emmenée à New York. Devant tous les gens importants.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]