English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Kesinlikle değil

Kesinlikle değil Çeviri Fransızca

2,797 parallel translation
- Şaka mı bu? - Kesinlikle değil.
- C'est une plaisanterie?
Araban kesinlikle değil.
Mais pas ta voiture.
- Sevgilin mi? - Hayır, kesinlikle değil.
- C'est ton copain?
Kesinlikle değil.
Tout à fait.
- Kesinlikle değil.
- Absolument pas.
- Kesinlikle değil.
C'est clair.
Kesinlikle değil.
Non, c'est pas du tout ça.
Kesinlikle değil. Tabi ki değil.
Pas du tout.
Tabi ki değil. Hayır, hayır, kesinlikle değil.
Bien sûr que non, voyons.
DNA'sı, kesinlikle, insan DNA'sı değil.
Son ADN n'est certainement pas celui d'un humain.
Bundan kesinlikle keyif alıyorsun, değil mi?
Ça t'amuses, hein?
Bu kızsal bir şey ama kesinlikle casusluk değil.
C'est un truc de fille, pas de l'espionnage.
Benden değil, kesinlikle babandan da değil.
Pas de moi, certainement pas de ton père.
Kesinlikle garip değil.
Ce n'est pas bizarre du tout.
Kesinlikle iyiyim. Zamana bıraktım. Başka şeylere bakmalıyım, değil mi?
Il est temps que je passe à autre chose.
Ama bir öğretmenle takılmak, kesinlikle sana daha fazla uygun gelebilecek bir yöntem değil.
Mais c'est pas en fricotant avec un prof que tu t'intègreras mieux.
Kesinlikle şimdi değil baba.
Assurément pas maintenant, papa.
- Kesinlikle kırmızımsı leke falan değil.
Et pas du tout une tache rouge foncée.
O zaman kesinlikle bir Fae öldürmüş, değil mi?
Donc un Fae l'a tuée?
Bu kesinlikle hoş değil.
Oh, c'est totalement non-enchanteur.
Kesinlikle, onlar için adil değil bu.
Pour eux, ce n'est pas très honnête.
Bu kesinlikle alışıla gelmiş bir durum değil.
Cette situation est inhabituelle.
Kesinlikle güvenli bir yerler olmalı, değil mi? Kesinlikle kısa süre sonra her şey normale - Normale dönmesine imkan yok.
Mais il doit y avoir un endroit où nous serons en sécurité.
Kesinlikle laboratuar çalışanı değil.
- Non. Elle ne bosse vraiment pas au labo.
-... geliyor değil mi. Kesinlikle.
Oui, ils simulent.
- Hiç de değil. - Öyle. Kesinlikle öyle.
absolument.
Bu kesinlikle bir buluşma değil.
C'est pas, mais alors pas du tout, un rencard.
Tamam, bu durumda oynamaya kesinlikle devam edebilirsin, değil mi?
Dans ce cas, vous pouvez continuer de jouer.
Kesinlikle kanser değil.
Certainement pas.
Kesinlikle yerel bir iş değil bu.
Sûrement pas des locaux.
İskelet anahtar kesinlikle bu sürücülerde değil.
La fausse clef n'est pas sur ces disques-là.
- Bu kesinlikle doğru değil Bent.
C'est complètement faux, Bent.
- Kısaltma değil de, kesinlikle dalgayı traş etmen gerek.
Oui, j'ai rasé du bâton dans un contexte médical.
Ortada bir hata varsa kesinlikle bana ait değil.
Des erreurs ont été commises, mais pas par moi.
Adımı lazerle yazdırıp asılacağım demiyorum, tabii o kadar da kötü bir şey değil ama kesinlikle...
Je ne vais pas écrire mon nom sur une poutre et me pendre. Ce n'est pas si grave, mais je vous explique.
Ortada bir hata varsa kesinlikle bana ait değil.
Si erreur il y a eu, elle ne vient pas de moi.
Bıçağı iki kez kontrol ettirdim ve iz kesinlikle Graham'e ait değil.
Il y en a d'autres sur le couteau. Ce ne sont pas celles de Graham.
Kesinlikle çocuklar için değil.
C'est certain.
Jipteki eleman kesinlikle bir ayı avcısı değil.
Le type à la Land Rover n'est pas un chasseur d'ours.
Bu konuda hiçbir görüş belirtemem ancak bu kesinlikle o değil.
Je n'émets aucune opinion, mais ce n'est définitivement pas lui.
Peki, bu kesinlikle senin hatan değil ama...
- Et bien, ce n'est certainement pas ta faute et ce n'est pas...
O zaman hâlâ ateşli, çılgın canım-cicim aylarındayız değil mi? Kesinlikle.
- Alors on est toujours dans la phase où on ne se lasse pas de s'envoyer en l'air?
Kesinlikle hoş değil.
Ouais, ce n'est vraiment pas cool.
Kesinlikle aynı. Onu aramıyorsun değil mi?
Exactement la même chose.
Patronum kesinlikle gay değil.
Il n'est absolument pas gay.
Bu kesinlikle bana verdiğin bir araba değil.
Ce n'est certainement pas la voiture que tu m'as donné.
Kesinlikle dişi bolluğu var, değil mi?
Il y a des donzelles en abondance.
- Kesinlikle, profesyonel değil.
- Exactement. Et Mungin sort de son canapé.
Kesinlikle ondan değil, canım. Büyük baba Jack, ona kötü davrandığı için.
C'est parce que grand-papa a été méchant envers lui.
Kesinlikle iki tek yataklı değil mi?
Et il y a bien deux lits?
- Kesinlikle değil.
- Non.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]