Konuşmamız gerek Çeviri Fransızca
2,595 parallel translation
Konuşmamız gerek.
Il faut qu'on parle.
Soruşturma memuruyla konuşmamız gerek o zaman.
Bien, nous allons devoir parler à l'officier en charge.
- Konuşmamız gerek.
On doit parler. Non.
Şimdi konuşmamız gerek.
- Noon, nous devons discuter tout de suite.
Çekil yolumdan lütfen. Bu sefer tutuklayacağım onu. Herhangi bir şey yapmadan önce konuşmamız gerek.
S'il vous plait, restez en dehors de ça je vais l'arrêter cette fois-ci
O teknede kim varsa onunla konuşmamız gerek.
On a besoin de parler à quiconque était sur ce bateau.
Barney konuşmamız gerek.
Heu, Barney Il faut qu'on parle.
Konuşmamız gerek.
Parlons-en.
Ama konuşmamız gerek.
mais nous devons parler
- Onunla yeniden konuşmamız gerek.
On doit retourner lui parler.
Ama bu olmadan önce ne söyleyeceğini konuşmamız gerek.
Mais avant que je ne vous laisse le faire, nous devons parler de ce que vous allez dire.
Görünüşe göre Bayan Cosgrove ile yeniden konuşmamız gerek.
On dirait qu'on va devoir à nouveau parler avec Mlle Cosgrove.
Konuşmamız gerek.
Nous devons parler.
Ray Jay, konuşmamız gerek.
( soupirs ) Ray Jay ( soupirs )
Sanırım konuşmamız gerek.
- Il faut qu'on parle.
Neal hakkında konuşmamız gerek.
Ellen... Il faut qu'on parle de Neal
Konuşmamız gerek.
J'ai besoin de parler.
Denver'dan gelen dedektif burada sanırım konuşmamız gerek.
L'inspecteur de Denver est ici, alors je crois qu'on doit toi et moi.
- Konuşmamız gerek.
Il faut qu'on parle.
Bak adamım konuşmamız gerek.
Ecoute, mec, nous allons parler
Plan yapmadan önce konuşmamız gerek bence.
Je pense juste qu'avant qu'on fasse des projets, on doit parler.
Hazır sözü açılmışken, konuşmamız gerek.
À propos, il faut qu'on parle.
Pekala, onunla konuşmamız gerek.
OK, on doit lui parler.
- Konuşmamız gerek.
On doit parler.
Davranışın hakkında konuşmamız gerek.
On doit parler de ton attitude.
Konuşmamız gerek.
Il faut que je te parle.
- Konuşmamız gerek Brody.
Il faut qu'on parle.
Seninle konuşmamız gerek.
Nous devons te parler.
Henry, konuşmamız gerek.
Henry, il faut qu'on parle.
Köpeğinle ilgili konuşmamız gerek.
on voudrais te parler à propos de ton chien
Emily bak, konuşmak istemediğini biliyorum işte esas bu yüzden konuşmamız gerek.
Emily, écoute, je sais que tu ne veux pas en parler, mais c'est exactement ce dont nous avons besoin de parler.
Sanırım konuşmamız gerek.
Je pense que nous devrions nous rattraper.
Drew, konuşmamız gerek.
Drew, on doit parler.
- Konuşmamız gerek.
Euh, nous devons parler. Hm?
Konuşmamız gerek, tatlım.
Euh, il faut qu'on parle, ma puce.
Sen. Konuşmamız gerek.
Vous. Nous devons parler.
- Henry, konuşmamız gerek.
- Henry, on doit parler.
Dinle, geçen akşam aramızda geçenleri konuşmamız gerek.
Hey, écoute, nous, euh, devons parler de ce qui s'est passé entre nous la nuit dernière,
Silver konuşmamız gerek.
Silver, il faut qu'on parle.
Silver dur. Konuşmamız gerek.
Silver, attend, il faut qu'on parle.
Düşmanları var mıymış diye Franklin'nin eşiyle konuşmamız gerek.
Parlons à sa femme pour savoir s'il avait des ennemis.
- Şimdi, buradan ayrılmadan önce onların hepsi ile konuşmamız gerek, ve, daha sonra, biz bunu aydınlatana kadar onları evlerine göndermeyi isteyebilirsiniz.
Maintenant, euh, on va avoir besoin de parler avec eux avant qu'on parte. et, euh, après ça, vous voudrez peut-être les renvoyer chez eux jusqu'à ce qu'on tire ça au clair.
- Konuşmamız gerek, evlat.
Nous devons parler, fils.
Olanlar hakkında konuşmamız gerek Peter. Şu tuhaf ayin hakkında da.
Il faut qu'on parle de ce qui s'est passé, Peter, et de cet étrange rituel.
Beverly, konuşmamız gerek.
Beverly, il faut qu'on parle.
Ama önce bir şey hakkında konuşmamız gerek.
Mais je dois dire quelque chose d'abord.
- Ruby, Ruby konuşmamız gerek.
Ruby. Ruby, il faut que l'on parle
Bay Y'yle yalnız konuşmam gerek.
Je dois parler seule avec M. Y.
Bay White ile yalnız konuşmam gerek.
Je dois parler à M. White. - Seul à seul.
Konuşmamız gerek.
On doit parler.
Sizi bu şekilde rahatsız ettiğim için üzgünüm ama sizinle kızınız Amelia hakkında konuşmam gerek.
Je suis désolé de vous déranger comme ça, mais j'ai besoin de vous parler de votre fille, Amelia.
konuşmamız gerekiyor 75
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekirse 81
gerekli değil 44
gerektiği kadar 17
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
gerekli değil 44
gerektiği kadar 17
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18