English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Küs

Küs Çeviri Fransızca

267 parallel translation
Dinle, bir tanem. Bana küs, benimle eğlen, benden nefret et... ama bu hasretlik yetti artık.
Maintenant, mon cœur, grondez-moi, moquez-vous, détestez-moi, mais ne me repoussez pas.
- Şansına küs.
- Pas de chance, demi.
- Şansına küs.
Pas de chance!
- Tam bir rezalet. - Şansına küs Pfiffer.
C'est criminel!
Haklıysan, şansına küs.
C'est juste. Pas de chance!
Şansına küs ki hayır.
Non, ce n'est rien
Ama diğer türlü boş gezen de kendisine küs olduğu içindir.
Il y a l'autre sorte, celui qui fainéante en dépit de lui-même.
Ama silah dolu değilse, şansına küs.
S'il n'est pas chargé, tu joues de malchance.
- Bana küs olduğunu sanıyordum.
- Je croyais que tu me parlais plus.
Pislik! Şansına küs!
Tant pis pour toi!
- Onsuz yaşayamam. - Şansına küs.
Je ne peux plus vivre sans elle.
Şansına küs, denizci.
Au revoir, matelot.
Şansına küs, Karl.
Pas de chance, Karl.
Neden? Küs müyüz?
Pourquoi, putois?
Birbirimizle küs değilsek tabii...
Il me semble qu'on s'entendait bien jadis.
Şansına küs, Eugene.
Dommage, hein, Eugene?
Şansına küs, Karl. Cevap Westham United.
C'est West Ham United.
- Uzun süre küs kalamayacağınızı biliyordum.
Ça ne pouvait pas durer.
- Kavgalı mısınız, küs müsünüz?
- De temps en temps...
Üzgünüm kaybettiniz. Küsersen küs ördek gibi yüz!
- Désolé, vous avez perdu...
Kaderine küs.
Désolé, Vern.
Bunların görünüşünden nefret ettiğini söylemiştin. Tamam. Şansına küs, kurtçuk.
Ta mère a retiré les balles... et refuse de me dire où elles sont.
Şansına küs.
Pas question.
Şansına küs, Swensen!
- Prends ça dans les dents, Swensen.
Steve ile aramızdaki ilişkide, küs olmamız dışında beni rahatsız eden bir şey daha var. İlişkimizde ilk kez ondan sır saklıyorum! Yanlış olduğumu bilmeme rağmen, şu anda bile ondan gizlediğim bir şey var.
Ce qui me gêne, c'est que nous ne parlons pas, mais c'est aussi la 1re fois que je lui cache quelque chose, même si je sais que c'est mal.
Yoldalar ve gittikleri yerde telefon yok, şansına küs.
Et il n'y a pas de cabine où on va. Pas de chance!
Şansına küs, çocuk.
Tu as de la chance!
Diyelim ki Central Park'a gidip ördeklerle oynamak istiyorsun. Talihine küs.
Si tu voulais aller à Central Park nourrir les canards : dans le cul!
- Şansına küs.
Un marché est un marché.
İki kadından boşanmış ve kızıyla küs olan bir adamdan... kocalık tavsiyesi alma.
Ne demande pas conseil à un type qui a deux ex-femmes et une fille qui le rejette.
Acil bir durum olursa şansına küs.
S'il y a un problème, c'est pas de chance.
Bugünden itibaren annenle ya da babanla küs kalacaksın.
A partir d'aujourd'hui vous serez une étangère pour un de vos parents.
- Şansına küs Dick.
- Pas de bol, Dick.
"Negatif enerji" ne küs, Mulder.
Dommage pour ton énergie négative.
Bu da seni korkutuyorsa, şansına küs.
Et si ça te fait peur, tant pis!
Şansına küs, çenesiz.
Pas de pot, M. sans menton.
- Sen şansına küs.
Ça te disqualifie d'office.
Küs Eskimolar birbirlerinin göğüslerine bastırıp barışmak için "İlaga" atarlar.
Si des Inuits qui se sont querellés veulent se réconcilier, Ils se touchent l'un l'autre la poitrine, et disent ilaga.
Talihine küs küçük hanım!
Pas de chance, mademoiselle!
Şansına küs Angelus.
Dommage, Angelus.
Şansına küs, amigo.
Pas de bol, amigo.
Sana asla küs kalamam, Moe.
Je ne pourrais jamais t'en vouloir.
Eee, küs değilsin değil mi?
Tu ne nous en veux pas?
O halde kaderine küs!
Alors, tu es damné!
"Şansına küs dostum, bu hafta zam geldi. 40,000 dolar istiyorum."
'Pas de chance, le prix est passé à 40'000 $.'
Şansına küs evlat.
Pas question.
Şansına küs Julie.
Pas de chance, Julie.
Ah-ah-ah-ah. Şansına küs, Al.
Dix, Al.
Şansına küs.
Hé!
Sana küs değilim.
Je t'en veux pas.
Şansına küs.
Tu y arriveras pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]