English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / Onu bulmalıyız

Onu bulmalıyız Çeviri Fransızca

776 parallel translation
Onu bulmalıyız!
Il faut le trouver!
Bilmiyorum, ancak onu bulmalıyız.
Oh, je n'en sais rien Nous devons le retrouver
Onu bulmalıyız.
Il faut la retrouver.
Öncelikle onu bulmalıyız.
Il faut la retrouver.
Belki de onu bulmalıyız, efendim.
On pourra peut-être le trouver.
- Onu bulmalıyız.
On doit la ramener.
Onlardan önce onu bulmalıyız.
Il faut le trouver avant eux.
Onu bulmalıyız.
Nous devons le trouver.
Doğru söylüyorum Paul, çıkıp onu bulmalıyız!
II faut aller à sa recherche!
- Onu bulmalıyız.
- ll faut la retrouver.
Onu bulmalıyız.
Il faut qu'on le trouve.
Öncelikle, onu bulmalıyız.
D'abord, savoir où on l'a amené.
Kaybedecek vaktimiz yok. Onu bulmalıyız.
On doit Ie trouver au plus vite.
Bernard, onu bulmalıyız.
Bernard, il faut qu'on le retrouve.
Onu bulmalıyız.
Nous devons le retrouver.
Hemen peşine düşün. Onu bulmalıyız.
Allez le chercher, il faut le trouver.
Onu bulmalıyız.
Nous devons la trouver.
Onu bulmalıyız, Barbara, bulmamız gerek.
Nous devons le trouver, Barbara, nous le devons!
Onu bulmalıyız. Aylaklık ediyorsun.
Vous lambinez!
- Asılmış adam kayboldu ve onu bulmalıyız!
J'ai perdu mon pendu.
Ama kendini öldürmeden onu bulmalıyız.
Trouvez-le avant qu'il ne se tue.
Onu bulmalıyız! Çabuk, buradan!
Trouvons-le! Regardez partout!
İştahı yeniden kabarmadan onu bulmalıyız.
Il faut attraper Blaney avant que sa soif de meurtre le reprenne.
Onu bulmalıyız.
Il faut le retrouver.
- Onu bulmalıyız. - Peki ben ne olacağım ya?
- Allons le trouver.
Canavar yeni avını bulmadan, biz onu bulmalıyız.
- Il est urgent de le retrouver! - C'est juste, Capitaine.
Onu bulmalıyız. Çabuk.
Nous devons le retrouver.
Uçmadan önce, onu bulmalıyız!
Il faut le cueillir avant qu'il ne s'envole.
İyi, fakat onu bulmalıyız!
Il faut absolument la retrouver.
Kertenkele olabilir mesela, onu bulmalıyız!
Il faudrait d'abord trouver le lézard.
Onu bulmalıyız. Hayır, bir hata yapmış olmalısın.
Non, vous vous êtes trompée.
- Onu bulmalıyız.
- Il faut le trouver.
Onu bulmalıyız.
Il faut le trouver.
Yeni bir stajer gelebilir. Onu bulmalıyız.
Peut-être une nouvelle gendarmette.
- Onu, onlardan önce bulmalıyız.
Il faut l'attraper avant eux! - Et George?
Bu riski almaya gönüllü bir doktor bulmalıyız, ve idamı takip eden ilk bir saat içinde Onu Frankie'yle aynı yerde buluşturmalıyız, bir de kesinlikle Frankie'ye otopsi yapılmasını engellemeliyiz.
Il faudra un médecin prêt à prendre le risque, il faudra lui amener Frankie dans l'heure suivant l'exécution, et il faudra s'assurer qu'il n'y aura pas d'autopsie.
Hiç boşuna kafanı sallama. Ona davayı kazandıracak bir avukat bulmalıyız, yoksa onu kaybedebiliriz!
Ne rechigne pas, nous devons lui trouver un avocat pour qu'il gagne son procès sinon nous le perdrons.
Onu saklayacak bir yer bulmalıyız. Kaçırılıyor.
Il faut la cacher... on est en train de l'enlever.
Ve hatırla, onu canlı bulmalıyız.
Et oubliez pas qu'il faut le prendre vivant.
Onu, ölü veya diri bulmalıyız. Hem de çabuk, çok çabuk.
Nous devons le retrouver.
Onu ortadan kaldırmak için bir yol bulmalıyız.
Il faut qu'il meure.
Onu elimizden kaçıramayız evlat! Önce biz bulmalıyız.
Il ne faut pas la rater!
- Onu bulmalıyız, yoksa...
- Il faut le retrouver avant qu'il ne...
Vurmak çok kolay ama onu oradan çıkarmanın bir yolunu bulmalıyız.
Mais il faut trouver une échappatoire.
onu saklayacak bir yer bulmalıyız
Ling-zi a eu du mal à s'enfuir.
- Onu bugün bulmalıyız. - Bu kadar.
- Mauvais jour!
Kaptan, mantıken katilin bu gemide olması gerekiyor. Onu arayıp bulmalıyız.
En toute logique, le tueur est ici.
Hemen kasabaya geri dönelim, onu bulmalıyız peki
Retournons en ville.
Onu bulmalıyız.
On doit la retrouver.
Onu bugün bulmalıyız, yoksa amirlerime bildirmek zorunda kalacağım.
On doit le retrouver avant ce soir, ou je devrai alerter les instances supérieures.
Onu oraya götürmenin bir yolunu bulmalıyız.
Il faut trouver moyen de l'y attirer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]