Onunla konuşmalısın Çeviri Fransızca
538 parallel translation
Berberin çok derin tıraş ediyor. Onunla konuşmalısın.
Ton coiffeur te rase de trop près.
Bununla yüzleşip onunla konuşmalısın.
Tu dois lui parler.
Stanley, bu iş daha fazla ciddiye binmeden onunla konuşmalısın.
Stanley, il faut que tu lui parles.
Sağın, Fitz! Sağın! Şimdi, haydi yukarıya geri dönelim. onunla konuşmalısın çünkü gitmek istiyor.
La main droite, Fitz! Maintenant, remontons, et tu dois lui parler parce qu'il veut partir.
Bir randevu ayarlayıp onunla konuşmalısın.
Fixez un rendez-vous précis disant que vous désirez seulement...
Oturup onunla konuşmalısın. Yapması gerekeni düşünmelisiniz.
Prends le temps de lui parler... de voir avec lui quoi faire.
Önce onunla konuşmalısın.
II faut lui parler d'abord, Anne.
Onunla konuşmalısın! Mecbursun!
Tenez le coup, vous devez les ramener au sol.
Onunla konuşmalısın. Söyle ona, 10 dakikaya kalmadan kapının zili çalacak ve basın içeri dalacak.
Culley, dis-lui que dans dix minutes, la presse sera ici.
- Ne olmuş yani? Bence onunla konuşmalısın.
Je crois que tu devrais aller lui parler.
Yazık, Frank burada yok. Onunla konuşmalısınız.
Il faudrait en parler à Frank.
Birnbaum'a yalvardım ama beni dinlemedi bile. Okul kapanmadan onunla konuşmalısın, baba.
J'ai supplié Birnbaum de me les donner, rien à faire ll faut que tu lui parles toi, papa
Onunla konuşmalısın Clay. "
- " Julian est mal.
Onunla konuşmalısın.
Va lui parler.
Okuldaki ismi neydi? Onunla konuşmalısın.
Vous devriez lui parler.
- Tekrar kendine gelince, onunla konuşmalısınız.
Interrogez-le à son réveil.
- İyi biri. Onunla konuşmalısın.
Tu devrais discuter avec lui.
Bana vekaletname vermeyi onunla konuşmalısınız.
Si vous pouviez lui dire de me faire cette procuration, ça serait plus pratique.
MRI'yı çekeceğiz, sonra da onunla konuşmalısınız.
Après l'IRM, vous devriez discuter avec elle.
Onunla konuşmalısın.
Vous devriez lui parler.
Onunla konuşmalısın.
Tu dois dire qqch boss.
Belki kocası yokken onunla konuşmalısın.
Parlez-lui quand son mari n'est pas là.
Ve onunla konuşmalısın.
Et il faut lui parler.
Belki onunla konuşmalısın, Jean-Luc.
Peut-être devriez-vous lui parler, Jean-Luc.
Onunla konuşmalısın.
- Tu devrais aller le voir.
Bence önce onunla konuşmalısın.
Vous devriez lui en parler.
Bilirsin, bence bunların hepsini onunla konuşmalısın.
Vous devriez vraiment lui en parler.
- Belki onunla konuşmalısın.
Essaie de lui parler.
Özgeçmişini temize çekmek istiyorsan onunla konuşmalısın, E-Ray'le değil.
Pour améliorer ton CV, c'est à lui qu'il faut t'adresser, pas à E-Ray.
Eğer barışmanız mümkünse, onunla konuşmalısınız.
Si vous voulez faire la paix, allez lui parler.
- Onunla konuşmalısın anne.
- Tu dois aller lui parler, maman.
O zaman belki de sen onunla konuşmalısın.
Tu devrais peut-être lui parler.
Onunla konuşmalısın.
Tu devrais lui parler.
Beni dinlemeyeceksen, gidip onunla konuşmalısın.
Tu ne veux pas m'écouter, mais va lui parler.
- Onunla konuşmalısın.
- Vous devez lui parler.
Gidip onunla konuşmalısın.
Va lui parler.
Benim adıma onunla konuşmalısınız Joyce.
Parlez-lui pour moi.
Onunla konuşmalısın.
Tu devrais aller lui parler.
Gidip onunla konuşmalısın.
Il faut s'y attendre dans une région d'élevage.
Bence gidip onu görmeli ve onunla konuşmalısın.
J'irais le voir, lui parler.
Bayan Kalomi ile elbette ilgileniyorsun, ama o hâlâ polenin etkisindeyken onunla konuşmalı mısın?
Mlle Kalomi est une affaire qui vous regarde mais est-ce sage de lui parler alors qu'elle est sous l'influence des spores?
- Onunla başbaşa konuşmalısın.
Parle-lui en face. Et comment?
Belki de onunla kendin konuşmalısın Frank.
Peut-être que tu devrais... lui parler toi-même, Frank. - Puis-je vous aider?
Onunla yeniden konuşmalısın.
"Vous allez retourner lui parler."
Onunla konuşmalısın.
Vous devez lui parler.
Onunla hemen konuşmalısınız.
Parlez à Cécile!
Onunla daha önce konuşmalısın.
Vous devez lui parler avant.
Onunla konuşmalısın.
Le flic que j'ai eu.
- Belki konuşmalısın çünkü Bayonne'da onunla konuşan son beş kişiden birisin.
- Tu devrais... parce que tu es l'une des seules a pouvoir le faire.
Bu arada küçük bir tavsiye onunla şu bağırma işini konuşmalısın.
Un conseil. Va le voir au sujet de l'engueulade.
Yanına gidip onunla tekrar konuşmalısın.
Tu dois remonter et lui parler. - Je sais.
onunla 141
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla konuştun mu 89
onunla yattın mı 71
onunla tanışmak ister misin 19
onunla evlenecek misin 25
onunla kal 64
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla konuşacağım 108
onunla konuşmak istemiyorum 23
onunla git 84
onunla konuştun mu 89
onunla yattın mı 71
onunla tanışmak ister misin 19
onunla evlenecek misin 25
onunla kal 64
onunla evlenmek istiyorum 29
onunla konuşacağım 108