English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ O ] / Oradan

Oradan Çeviri Fransızca

21,035 parallel translation
Sıfır Madde oradan yayılacak ve seninle birlikte onu emebileceğiz.
Zéro matière versera dehors, et vous et moi l'absorberez.
İkimiz de Isodyne'ın test görüntülerini izledik, oradan kimse geri dönmemişti.
Mais nous les deux ont vu l'Isodyne tester métrage, et personne ne revient.
Dürüst olmak gerekirse oradan canlı çıkacağını düşünmemiştim.
J'ai commencé à être honnête, Je ne pensais pas vous sortiriez de là vivant.
Bugün herkes oradan girdi zaten.
Tout le monde est déjà passé par là.
Şurada dikilen hostese çok yakınız ve insanlar bu garson masasının oradan gelip geçiyor, gürültülü oluyor.
Maintenant, on est à côté de l'accueil, et de la table où les serveurs viennent tout le temps, et ça fait du bruit.
Hassiktirsinler oradan.
Rien à foutre.
Hepsi üst üste gelmişti. Masa değiştirmek, oradan oraya oradan oraya gezmek.
Tout ça, c'était trop, devoir changer de table, et tout.
Şüphesiz misilleme saldırıyı oradan yapacaklar.
Qui sera, sans doute, la zone idéale pour des représailles.
Uzaklaşın oradan!
Va-t'en!
Oradan izle.
Regarde de loin.
Hatta evet... Oradan girip Biff'in giriş salonundaki valizini göreceksin. Allegra'nın evde olmadığını söylediği yalanı ortaya çıkacak.
En fait, c'est par là que tu vas entrer, après avoir vu la valise de Biff dans le hall d'entrée, alors qu'Allegra a dit qu'il n'avait pas mis pied dans la maison.
Hadi oradan!
C'est pas vrai.
Hadi oradan.
Te fous pas de moi.
Heath'le iki haftalık yolculuğa çıkacağız yine de. Oradan devam edeceğiz artık.
Heath et moi, on partira directement pour notre expédition.
Oradan aldığımız antibiyotikler enfeksiyon riskini ortadan kaldırdı. Hayatını kurtardı.
Les antibiotiques qu'on a rapportés pourraient empêcher l'infection et lui sauver la vie.
Oradan ayrıldığımdan beri sağa sola gidip duruyorum. Hep hareket hâlindeyim.
Mais j'ai pas mal bourlingue, depuis.
oradan ayrılınca rahat 1,4 milyonla başlarsın.
quand vous sortez de là, vous démarrez à 1,4 $ facile.
Ama oradan en iyi arkadaşlar olduğunuzu düşünerek ayrılmıştı.
Il t'avait laissé le terrain pensant que vous étiez les meilleurs amis.
- Hadi oradan.
- C'est ça oui.
- Hadi oradan be.
- Ta gueule.
Oradan geçerken duydum.
Je marchais juste, quand j'ai entendu.
"Kravat" nedir duydun mu hiç? Boğazını keserler ve dilini oradan çıkarırlar.
On vous tranche la gorge et on fait un noeud avec la langue.
Oradan ayrıldım ve çocuğu orada bıraktım.
Je suis parti. Et là, je me suis cassé. J'ai abandonné mon ami.
Frederick'e gitti ve bir dükkana uğradı. Galiba oradan amonyum nitrat satın almış.
Il a acheté du nitrate d'ammonium.
Onu gidip oradan çıkaracağız.
- Nous allons ramasser le. - [Fichiers Thud]
Oraya gidip, oradan geri dönülecek tek yol, bu tepe üzerinden.
Le seul accès pour y aller et revenir est par cette crête.
Oradan çıkan birisi olursa öldürün.
Si quelqu'un sort d'ici, vous tirez et vous les tuez.
Saat 12 yönünde. Hemen oradan çık.
Sortez de là maintenant!
Malick çıkmaz artık oradan.
C'est un guichet unique pour Malick.
Oradan tiksindirici bir kokuyla geri dönmüştü.
C'est vrai qu'elle était mal à son retour d'Afrique.
Sanırım Hallward'ı da oradan biliyordu.
- C'est ainsi qu'elle a rencontré Hallward.
Oradan görsel ve işitsel bilgi lazım.
On a besoin de vos yeux et oreilles là-bas.
Babacığın seni oradan kurtaracak oğlum.
Hé, Tito. Papa va te sortir de là.
Sen de oradan sağ salim çık.
Et vous sortirez d'ici vivant.
Malick'in oradan ne aldığını Tanrı bilir.
Dieu seul sait ce qu'il a pris.
- Eliniz için gereken sinir kablosunun ara yüzünü oradan almıştım.
- J'ai utilisé leurs nerfs-câblés dans votre main, Monsieur.
Çık oradan.
On se retire.
Hep oradan başlıyorum.
Je commence toujours là.
Oradan daha genç birini bulabilirim.
Je peux trouver un jeune...
Kalk oradan!
Décale!
Oradan neler çıkacağını hepimiz biliyoruz.
Ce combat est joué d'avance.
Oradan yalnız başına asla kurtulamaz.
Il ne s'en sortira jamais seul.
Oradan kaçman gerekiyor.
Il faut que tu sortes tout de suite de là.
Parkın oradan. Peki ya arkadaşlarınız?
- Par là où nous sommes venus, je suppose, par le parc.
Her ikisi de parktan ve akşam okulunun oradan geçiyordu. Sandra Jordan'ın saldırıya uğradığı akşam 5 hazirandı.
Elles sont toutes 2 passées par le parc et par les cours du soir.
Daha önce de bir şey çalmıştın oradan. - Evet.
Tu as déjà volé des objets dans cette salle.
Oradan kurtulabildiğim için şanslıydım.
Je suis chanceuse d'avoir réussi à en sortir tout court.
Eninde sonunda oradan çıkar.
Il sortira déjà.
Pekala, oradan kovulmadan önce oraya gidelim.
OK, allons les chercher avant qu'ils ne se fassent éjecter.
Çıkın oradan hemen.
Allez!
Belki oradan başlayabiliriz.
On pourrait peut-être démarrer de là.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]