Oradaydım Çeviri Fransızca
3,221 parallel translation
Oradaydım. Kabul ediyorum.
J'y étais, je l'admets.
Köpek falan değildi. Ben oradaydım, size söylüyorum :
j'y étais.
Ben az önce oradaydım.
Mais j'y suis allé.
- Ben de oradaydım, Katya.
- J'étais là, Katya.
Ben de oradaydım.
J'étais là.
Bir kardeşim için oradaydım.
J'y étais en tant que frère.
Bilmiyorum, ben de oradaydım.
J'étais là aussi.
- Çünkü o zamanda oradaydım.
Car j'étais là-bas à l'époque.
Dün Dr. Glaxon'ı asiste etti ben de oradaydım.
Il a aidé le Dr Glaxon hier. J'étais dans la chambre.
Ama asıl önemlisi, Ben bunu görmek için oradaydım.
Mais le plus important, c'est que j'étais là pour le voir.
Daha bir kaç hafta önce oradaydım.
J'y étais il y a quelques semaines.
Ben de oradaydım.
Pourquoi?
- Oradaydım.
J'étais là.
- Hayatım, ben de oradaydım.
- Chérie, je suis là avec toi
Ama oradaydım.
Bon, j'y étais.
Ben herkesten uzun süre boyunca oradaydım, ve iyiyim.
J'y suis depuis le plus longtemps, et je vais bien.
Ben oradaydım.
Parce que j'ai le droit.
Evet, Bay Thornhill'le beraber oradaydım.
Oui, j'y étais avec Mr Thornhill.
- Oradaydım.
J'y étais.
Evet, farkındayım canım, ben de oradaydım.
- Malory, vous vous êtes fait tirer dessus! Oui, je sais, chérie, j'étais là.
Ben de oradaydım.
J'y étais.
Oradaydım, 20 dakika kalmıştı, tamam mı?
J'y étais, il restait 2O minutes, OK?
- Evet. - Yani, dün benzin almak için oradaydım, ve bu genç bayan... evsiz, sanırım... neredeyse benim kaputun üstüne atladı, ve onlar almaya geliyor diye bağırmaya başladı.
Je suis passé là-bas hier pour un peu d'essence, et cette femme, une sans-abri, je suppose, elle a pratiquement sauté sur mon capot, en elle a commencé à crier qu'"ils" venaient pour elle.
Çünkü dün gece ben de oradaydım ve duyabil...
Parce que j'étais là-bas la nuit dernière et je pouvais entendre...
- Oradaydım, ama sadece gözlemledim.
- J'étais là, j'observais.
Az önce oradaydım.
J'y étais.
- Sadece sen söyledin diye oradaydım...
J'étais là-bas parce que tu as dit... Il y avait une histoire.
Biliyorum. Oradaydım.
{ \ pos ( 192,240 ) } Je sais, j'étais là.
- Oradaydım.
T. J'étais là.
Hayır, ben de oradaydım.
Non. J'étais là.
Az önce oradaydım, teker teker herkesle konuşuyordum ve hepimiz Evkızını anmanın en iyi yolunun acilen onu unutup bütün gün çalışmak olduğuna kanaat getirdik.
J'étais justement là-bas, à parler individuellement à tout le monde, et on est d'accord sur le fait que la meilleure façon de commémorer la vie de Consoeur et se souvenir d'elle, c'est de l'oublier immédiatement, et travailler toute la journée demain.
Duck, koşulları ve ölüm zamanını biliyorum. - Oradaydım, olaya tanık oldum.
Duck, je connais les circonstances, je connais l'heure e la mort.
Oradaydım, böylece resmi işlemleri bana sordular.
J'étais là, donc ils m'ont demandé de faire l'office.
Oradaydım.
J'étais là.
- Ben oradaydım. Neredeyse başarıyorlardı.
J'y étais, ça a failli marcher.
Onunla beraber ben de oradaydım.
J'étais là avec lui.
Ve o şerefsiz Panama'da bomba atıp bizi havaya uçurmaya çalışırken oradaydım.
Et j'étais présent quand cet enfoiré a essayé de nous faire disparaitre au Panama. Oh, donc vous dites que vous auriez fait la même chose?
Oradaydım ama ben hiçbir şey yapmadım.
J'étais là, mais je n'ai rien fait.
O da mı oradaydı?
Channing McClaren?
Oradaydım.
J'y étais.
Bende oradaydım.
J'y étais.
Parmaklarım oradaydı.
Mon doigt était là-dedans. Ron a écrasé mon doigt.
Sonra kalktım ve biraz yürümeye başladım ve birçok yeşil balon görüyordum, bi sebepten dolayı oradaydılar herkes parkın diğer tarafındaydı!
Alors je me lève et je commence à marcher et je vois qu'il y a là-bas plein de ballons verts, je ne sais pas pourquoi. De l'autre côté du parc!
Tacım oradaydı.
Mon serre-tête était là.
Sana ihtiyacım olduğu anda oradaydın.
Tu étais là quand j'avais besoin de toi.
Bir ilgisi var mı bu olayla bilmiyorum. Ama oradaydı ve korkmuş görünüyordu.
Je ne sais pas si il a quelque chose a voir avec cela mais il était la et il avait l'air térrifié
Sadece beni sinir etmek için oradaydı.
Il était juste ici pour m'énerver.
Babamla birlikte, Odette'da oradaydı. Ve bunu ona hatırlattığımda babam hakkında sorular sordu.
Odette était en compagnie de mon père et quand je le lui ai rappelé, elle m'a posé des questions sur lui.
Oradaydı ve sanırım, bir şeyler gördü.
Il était là, je crois qu'il a vu quelque chose.
Oradaydın değil mi Bay Callen?
Vous étiez là, n'était-ce pas vous, m. Callen?
Biz uykuya daldığımızda oradaydılar,... bizimle aynı odadaydılar.
Pendant qu'on avait l'air endormir, ils étaient juste là, Ils étaient dans la même pièce que nous.
orada 2281
oradaki 168
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
oradaki 168
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada biri mi var 55
orada duruyor 22
orada olurum 25
orada mı 137
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada biri mi var 55
orada duruyor 22
orada olurum 25
orada mı 137
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada değil 122
orada kalsın 17
oradakiler 66
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada değil 122
orada kalsın 17
oradakiler 66