English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Suçlu değil

Suçlu değil Çeviri Fransızca

796 parallel translation
Kimse suçlu değil, Rick. Sadece... Bilmiyorum, evren bize komplo kurmuş gibi.
c'est la faute de personne, rick simplement... c'est comme si l'univers nous en voulait dès qu'on a mis le pied dans la villa d'alvo
Bay Orlac suçlu değil - Katil Nera.
"M. Orlac n'est pas coupable l'assassin c'est Nera!"
O suçlu değil!
Il n'est pas coupable.
Şimdi o suçlu değil mi?
N'est-ce pas criminel?
Ben suçlu değilim. Beni incitmeyeceksin, değil mi?
Vous croyez que je ne suis pas coupable?
Eğer hapse düşerse, bir şey yapmam gerekir, çünkü o suçlu değil.
S'ils le condamnaient, ben! je ne sais pas ce que je ferais, mais j'irais les trouver. Je ferais sûrement quelque chose, parce qu'il est pas coupable.
Bu kızın, kutsal toprağın üstünde darağacına çıkmasına izin veremem çünkü suçlu değil o.
Cette femme ne se repentira pas en ce lieu sacré... car elle n'est pas coupable.
Bir kaç hafta saklanması gerekiyor. Suçlu değil ama polis onu arıyor.
La police le recherche, mais il n'est pas coupable.
Suçlu değil.
Non coupable.
Şimdi, bakın, beyler, bana inanın, bu adam suçlu değil.
Croyez-moi, messieurs, cet homme n'est pas coupable.
Ne diyorsunuz Zat-ı Şerifleri? Size isnat edilen suçtan suçlu musunuz yoksa değil mi? - Suçlu değilim.
Votre Grâce veut-elle se déclarer coupable de ce crime ou non coupable?
O bir suçlu değil.
Ce n'est pas un criminel.
Bilinen anlamda suçlu değil. Alakası yok.
Ce n'est pas un criminel au sens propre du terme, loin de là.
Billy suçlu değil.
Billy n'est pas un criminel.
Bırak konuşmasınlar. Onlar suçlu değil. Sadece bu ikisi.
Ce n'est pas leur faute.
- Doğru. O gerçek bir suçlu değil.
Et il n'est pas un délinquant.
Suçlu değil, efendim.
Non coupable.
Suçlu değil, Sayın yargıç.
- Non coupable, Votre Honneur.
O suçlu değil!
C'est pas lui!
Onlar suçlu değil, Mesala. Vatanseverler.
Ce ne sont pas des criminels mais des patriotes.
Homer suçlu değil.
Pas faute d'Homer.
Hepiniz benim suçum olduğunu düşünüyorsunuz, değil mi? KDV adamını aradığım için suçlu olduğumu düşünüyorsunuz.
vous pensez tous que c'est à cause de moi parce que j'ai téléphoné à l'inspecteur des impôts
Ne önemi var? Suçlu o değil ki!
Ce n'est pas sa faute.
Suçlu hissedecek bir şey yok, değil mi?
Il n'y a rien de criminel à ça...
Suçlu olsa, soruşturmayı senin üstlenmeni istemezdi, değil mi?
Il ne te dirait pas de t'en occuper s'il était coupable, si?
Suçlu musun, değil misin?
Coupable ou non coupable?
Tek suçlu benim o değil.
Moi seule, pas lui.
Savcı suçlu olduğumu bilmeden suçladı. Ne rastlantı değil mi?
On m'a tendu un piège, sans savoir que j'étais coupable.
Ona yöneltilen suçlamalarda sanık suçlu mu, değil mi?
L'accusé est-il coupable des faits qui lui sont reprochés?
- En azından suçlu değilim, değil mi?
C'est pas un crime...
Onun ölümünden suçlu değil misin? Aile dedikodusu, Bayan Claythorne.
Des ragots, Miss Claythorne.
Birinci suçlama, Nicholas Smith'i öldürmek, savunmanız nedir, suçlu mu değil mi?
Dans l'affaire Nicolas Smith? Coupable ou non coupable?
- Suçlu değil.
Non coupable!
Onun suçlu olup olmadığı umurumda değil.
Je me fiche de sa culpabilité.
Suçlu musunuz, değil misiniz?
Plaidez-vous coupable ou non coupable?
Hayır, elbette değil. Ama oraya suçlu insanlar sürgün edilir, ve sen gönüllü gidiyorsun.
Mais c'est là que l'on exile pour de graves crimes, alors que vous y allez de votre propre gré.
SUÇLU DEĞİL Wiecek annesine güveniyor.
INNOCENT - WIECEK A FOI DANS SA MERE.
Suçlu mu değil mi bilmiyorum, fakat biz artık bu polis gücüne işkence edilmesini istemiyoruz.
Je ne sais pas s'il est coupable ou non... mais nous ne voulons plus que la police soit persécutée.
Kararınız nedir? Davalı suçlu mu değil mi?
L'accusée est-elle coupable ou non?
Suçlu olduğunu düşünmüyorsun, değil mi?
Vous ne le croyez pas coupable...
Gerçekten benim suçlu olduğumu düşündün değil mi?
Tu m'as cru vraiment coupable, hein?
Suçlu olduğunu ispatlamak bizim işimiz değil.
C'est pas notre boulot.
suçlu olduğumu düşündüğün için... bunları söylemiyorsun değil mi?
Tu dis ça parce que tu me crois coupable? Je ne l'ai jamais cru.
Suçlu musun, değil misin?
Es-tu coupable ou non-coupable?
Buna çare bulamayız. Onun masum mu yoksa suçlu mu olduğuna karar vermek için buradayız, neden bu şekilde büyüdüğünün sebeplerine girmek için değil.
Mais on est là pour décider s'il est innocent ou pas, pas pour chercher ce qui l'a amené là.
Tanrı biliyor ki, suçlu olan o değil!
Dieu veuille qu'elle soit innocente.
Bu da suçlu düşünceleri hakkında bizi fikir sahibi yapar, değil mi?
Ce qui nous donne une certaine expérience du monde du crime.
- Kocam da suçlu değil mi?
Pas même lui?
Neden, suçlu musun? Hayır bayan, ben değil.
Alexandra Del Lago, artiste et vedette.
.. suçlu olduğunu kabul etmiyor. Davası için hayırlı değil.
S'il est vraiment sûr d'être innocent, il devrait la boucler.
Suçlu hissediyorsun değil mi?
Vous vous sentez coupable, hein?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]