English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yaralıyım

Yaralıyım Çeviri Fransızca

231 parallel translation
ağrım çok derinden, gönülden yaralıyım ben...
Atroce. Mais je l'endure volontiers
Yaralıyım.
Je suis blessée.
- Elimden yaralıyım.
Plutôt toi.
Yaralıyım.
J'ai mal.
- Evet, yaralıyım.
- Oui. Dégage.
Yaralıyım.
Je suis blessé.
Yaralıyım görmüyor musunuz?
J'ai mal, vous voyez pas?
Seni zor duruma düşürdüğümü biliyorum Teğmen ama bu işi tek başıma başarmama imkan yok. Bacağımdan yaralıyım ve bu görevde yapılmalı çünkü çok önemli.
Je comprends tout à fait, mais je ne pense pas pouvoir agir seul... à cause de ma jambe, et cette mission est de 1re importance.
- Ben yaralıyım.
- Je suis blessé!
Ne yazık ki yaralıyım, yani işim çoğunu senin yapman gerek.
Malheureusement, je suis blessé. Tu vas devoir faire tout le travail.
- Bırakma beni. Yaralıyım.
- Ne me laissez pas, je suis blessé.
Bu konuda senden daha yaralıyım.
Trop tard.
Dikkat et, yaralıyım.
Fais attention, je suis blessé.
Ben de yaralıyım.
j'ai une coupure aussi!
İki ölü var, ben de yaralıyım.
Il y a deux morts et je suis touchée.
Üzerimde zıplamayı kesin. Yaralıyım.
Arrêtez, j'ai mal.
Ben yaralıyım. Tüm ekibim öldü.
Je suis blessé, et toute mon équipe est morte.
Ben çok ağır yaralıyım.
- Moi, je suis gravement blessée.
Artık yaralıyım.
Là, je suis blessé.
Aşağımızdaki vadide, ölü ve yaralılar tam 12 katlı bir yığın oluşturuyordu.
Il y avait 12 couches d'hommes blessés ou morts empilés dans ce ravin.
Ve burada yardım isteyen yaralı birisi var.
Il y a un officier blessé qui a besoin de soins.
- Bir yaralımız var efendim.
- Il y a un blessé.
- Yaralıyım.
- Embusqué.
Yaralılar arasında tanıdığımız biri var.
Il y a quelqu'un que tu connais parmi les blessés.
İnanmak için çok yaşlı ve çok yaralıyım.
J'ai trop mal pour croire.
Bir yıl kadar önce, bir Alman devriyesine, yaralılarını hastaneye götürmesi için güvenli geçiş sağladım.
J'avais donné un sauf-conduit à une patrouille allemande... pour évacuer une partie de leurs blessés.
Dört ay önce bu savaşa başladığımızdan beri 37 yaralımız ve 156 ölümüz var.
Depuis le début de cette campagne il y a quatre mois, nous avons perdu... 37 blessés... 156 morts.
- Yaralı var mı?
- Il y a des blessés?
Tüfeksiz yaralı var mı?
Y a-t-il des blessés légers sans fusil?
20 yaralımız var.
Il y a 20 blessés.
Yaralı mı? Birinin yaralandığını duydum.
Il paraît qu'il y a eu des blessés.
Maske ve filtrelerle dolu bir kamyon patlamış. Çok sayıda yaralımız var.
Il y a de nombreux blessés.
Gidip Kardeşlerimizle buluşacağız. Ama ben yaralı olmalıyım.
On rejoint les Frères.
BM Çocuk Örgütü ve Kızılhaç 30,000'den fazla yaralı ya da yetim çocuk için yardım isterken cesetler dağ gibi yığıldı.
Les cadavres se multiplient alors que l'Unicef et la Croix-Rouge cherchent à sauver 30000 enfants blessés ou orphelins.
- Bu zavallı kız yaralı, ilgilenmemiz lazım.
- Qu'y a-t-il? - Elle est blessée, il faut la soigner.
Yaralı olan var mı?
Il y a des blesses?
Bir yaralıyı arabama aldım, hastaneye götürdüm. Hepsi bu!
J'ai emmené un blessé à l'hôpital, un point c'est tout.
Bir poker partisine giderken yolda bir yaralıyı arabama aldım, Bay Emmerich.
- Pardon. Je me rendais à une partie, et j'ai ramassé un blessé.
Birçok yaralıyı Başkanlık'a götürdük ve orada bir acil yardım istasyonu oluşturduk.
- De mon aide? Nous avons emmené des blessés dans la Chancellerie et installé un service d'urgence.
Hadi dostum. Eve gidip gözümü yıkamam lazım. Yaralı gözler g * t acısı veriyor.
Dépêchez, il faut que je rentre me désinfecter l'œil.
Hiç yaralı ya da hasta var mı?
Il y a des malades?
Yaralı var mı?
Y a-t-il quelqu'un de blessé?
Yaralıları ışınlayabilir miyiz? Hayır efendim. Algılayıcılarımız bu yıkıntı her neyse, onu aşamaz.
Vous avez du mal à affronter les conflits personnels.
Yani orada tek başına ve yaralı, 12 gün kaldığını mı söylüyorsun?
Et vous y êtes resté 1 2 jours, seul et blessé, M. Reilly?
Korkarım ki Mühendislik'te iki yaralımız daha var.
J'ai bien peur qu'il y ait d'autres blessés en salle des machines.
Haydi bakalım kızlar, elimizde yaralı bir kuş var.
Allons-y, mesdemoiselles. Nous avons un albatros à guérir.
- İyi misiniz. Yaralı var mı?
- Y a-t-il des blessés?
- Hiç yaralı var mıydı?
- Y a-t-il des blessés?
bir yaralımız var, ve Komutan Riker yakalandı.
Il y a un mort et le Cmdt Riker a été capturé.
Yaralı var mı?
Y a des blessés?
Yaralısın. İlk nöbeti ben almalıyım.
Je prendrai le premier tour.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]