Şimdi değil Çeviri Fransızca
6,832 parallel translation
Özgür olacaksın ama şimdi değil.
Un jour tu le devras bien. Mais pas aujourd'hui.
Ama şimdi değil.
Mais pas maintenant.
Ama şimdi değil.
Mais pas cette fois.
Bence de öyle ama şimdi değil.
Je pense aussi. Juste, pas maintenant.
Birbirimize soracağımız çok şey var ama şimdi sırası değil.
Tu as beaucoup de question pour moi, j'en ai pour toi. Mais c'est pas le moment.
Karşı koymamız lazım. Şimdi zamanı değil.
Ce n'est pas le bon moment!
Şimdi hatırlayın, teknik olarak şu anda Rus topraklarındayız. Eğer yakalanırsak Sibirya'ya gideriz. Rikers'e değil, anladınız mı?
Maintenant, souviens-toi, techniquement, nous sommes Russes, ce qui veux dire que si nous nous faisons attraper, c'est la Sibérie, pas Rikers, okay?
- Hayır, sorun değil. Sekiz aylık hamileyken öğrenmektense şimdi öğrenmem daha iyi.
Il vaut mieux savoir maintenant que mariée et enceinte de 8 mois.
Şimdi pek işime yaramazlar, değil mi?
Maintenant ils ne vont plus nous dire grand chose, pas vrai?
Şimdi aptalca gelmiyor değil mi?
Ça ne semble pas si stupide maintenant?
Durun bir saniye. Şimdi benim de Joe'yu vurmam gerekiyor değil mi?
Je peux donc lui tirer dessus aussi?
Kullanılacak taşları seçecek kişinin neden ben ya da mühendisim değil de sizin olmanız gerektiğini şimdi anlıyorum.
Je vois maintenant pourquoi c'est vous, et pas moi ou mon ingénieur, qui doit être celui qui sélectionnera les pierres qu'on utilisera.
Şimdi dikkatini çektim değil mi?
- Maintenant j'ai ton attention, non?
Şimdi gerçekten iyi bir zaman değil.
Le moment est mal choisi.
Şimdi beni dinle, bu bir kalabalığın önünde söyleyeceğim sözlerden değil ama sadece ikimiz olduğuna göre ölüm karanlık ve kör edici bir şerefsizdir onun geldiğini görsen de görmesen de.
Écoutez, ce n'est pas le genre de chose que je dirais devant la congrégation, mais puisqu on est entre nous, la mort... est une sombre et aveugle conasse, peu importe qu'on la voie venir ou non.
Sorun değil. Çünkü şimdi kullanacağız.
C'est pas grave... parce qu'on va les utiliser maintenant.
Şimdi, benimle misin, yoksa değil misin?
Maintenant, es-tu avec moi ou pas?
Şimdi, hatırladığım kadarıyla... kendi başıma çalışmamı istemiyordun, değil mi?
Si je me souviens bien, vous n'étiez pas trop chaud à l'idée que je me débrouille tout seul, non?
Şimdi de hamile. Yani bir geleceğe sahip olmak istiyor, sadece kendisi için de değil.
Maintenant qu'elle est enceinte, elle veut un bon avenir pour son enfant.
Şimdi her zaman Cleveland'a dönünce verdiğim vaazlar gibi... Cleveland'dan geldiğimi biliyorsunuz, değil mi?
Ce que j'aimais vraiment prêcher quand j'étais à Cleveland vous savez que je viens de Cleveland?
Evet, ama şimdi kolay değil, değil mi?
Oui, mais maintenant, ça ne doit pas être facile.
- Şimdi iş ciddiye bindi, değil mi?
Ca devient sérieux, pas vrai?
Şimdi iyisin ama, değil mi?
Mais tout va bien maintenant, non?
Şimdi defolun. Yazar'ı bulmak için buradasın, değil mi?
Tu es ici pour trouver l'auteur, n'est-ce pas?
Cesaretin hakkında çok fazla şey duydum. Üstelik şimdi bir değil iki saf kalp taşıyorsun.
J'ai entendu de nombreuses histoires sur ton courage et maintenant tu n'as pas un coeur pur, mais deux.
Şimdi zamanı değil Larry lütfen bizi yalnız bırak.
Ce n'est pas le moment, Larry. Va-t'en, s'il te plaît.
Teşekkür ederim.Ama şimdi zamanı değil.
Merci. Ce n'est pas le moment.
- Anlıyorum. Şimdi iç eteğini asmak istiyorsun, değil mi?
Maintenant tu veux pendre le jupon?
Şimdi ağlıyorsun değil mi orospu?
Tu pleures à présent, salope?
- Şimdi sırası değil.
- Ce n'est pas le moment.
Dostum, yardım edeceğimi söyledim ama şimdi hiç sırası değil.
Je t'ai dit que je t'aiderai à partir, mais ce n'est pas vraiment le bon moment.
- Şimdi zamanı değil Raylan.
- Ce n'est pas le bon moment, Raylan.
Şimdi öldüğünü sanıyor ama avantaj bize geçti, öyle değil mi?
D'accord, bien, maintenant il pense que tu es mort, on a un avantage, non?
Eğer şimdi onunla olabilseydin olurdun. Değil mi?
Et si vous pouviez être avec elle?
Şimdi dinlenme zamanı değil kardeşim.
Tu ne peux pas te reposer maintenant, mon frère.
- Şimdi bunun vakti değil. - Evet, vakti.
- Ce n'est pas le moment.
Şimdi olanlar senin suçun değil.
Ce qui arrive n'est pas de ta faute.
Eğer şimdi ölmesine izin verirsen bu, onların suçu değil senin suçun olacak.
Vous le laissez mourir, ça ne sera pas sur eux. Ça sera sur vous.
Şimdi Tisch'e gidiyor değil mi?
Il va à Tisch maintenant, c'est ça?
Bunu sana şimdi söyleyeceğim, Mal gelmiyor, ve bu şey umurunda değil, ben umurunda değilim, sen umurunda değilsin, o gelmeyecek, gelmeyeceğini bildiğim için ben de iyiyim.
Je te le dis tout de suite, Mal ne viendra pas, elle s'en fiche de ton projet, elle s'en fiche de moi, elle va pas venir, donc je me sens bien, car je sais qu'elle ne sera pas là.
Şimdi sırası değil, dur!
C'est pas le moment! Arrête!
Şimdi eski sevgililerini düşünmüyorlar, değil mi?
On dirait bien qu'ils ne pensent plus du tout à leurs ex maintenant.
Şimdi dinlenmesi lazım. Ve iyi bir tedaviye ihtiyacı var. Bir düzine soruya değil.
Elle a besoin de repos et d'un traitement, pas d'interrogateurs.
Hayır tatlım, bunun şimdi sırası değil.
Non, chérie. Ce n'est pas le moment.
Bundan birkaç hafta önce, En ufak bir ihtimal bile olduğunu düşünmezdim, ama şimdi biliyorum... sadece mümkün olduğunu değil, ayrıca yardımın olmadan orada hayatımın geri kalanını geçireceğimi de.
Il y a deux semaines, je ne pensais même pas ça possible, maintenant je sais que ça l'est, et sans votre aide j'y passerai sûrement le reste de ma vie.
Biliyorum demiyorum, fakat bu şimdi nasıl hissettiğin ile ilgili değil.
Je ne dis pas que ça ne l'est pas, mais ça ne dépend pas de ce que tu ressens pour le moment.
Yani, o zamanlar bunlar büyük meselelerdi ve şimdi ise öyle değil. Ben...
C'était grave à ce moment là, mais maintenant plus, donc je ne...
Richard'ı şimdi eksek çok çük kafalı bir davranış olur, değil mi?
Ça serait un vrai coup de traître d'abandonner Richard maintenant, hein?
Bu gece değil, yarın da değil, bu çayı içtikten sonra da değil şimdi başlıyoruz.
Pas ce soir ou demain, ni après cette tasse de thé. Commençons maintenant.
Şimdi de insanlarla canavarları ayıran sınırın bu olduğunu söylemeyeceksin, değil mi?
Tu ne vas pas me dire, ce qui sépare un homme d'une bête, n'est-ce pas?
- Şimdi zamanı değil Raylan.
C'est pas le moment.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66