Adam ölmüş Çeviri Portekizce
549 parallel translation
Adam ölmüş mü?
Ele está morto?
- Adam ölmüş efendim.
- O homem está morto, capitäo.
- Adam ölmüş Bay Bligh.
- O homem morreu, Mr. Bligh.
Hey, bu adam ölmüş.
Hei, este homem está morto.
- Adam ölmüş.
- Que morreu.
- Bir adam ölmüş. 3. katta hâlâ biri var.
Morreu um homem. Ainda há alguém no terceiro andar.
Adam ölmüş efendimiz.
O homem está morto, Senhor.
Eğer çatlamışsa Quatermass, o içerideki 3 adam ölmüş demektir.
- Se não esses homens morrerão.
Adam ölmüş, buna şüphe yok.
Não há dúvida que o homem está morto.
- Tamam, ama bu adam ölmüş.
- Está bem, mas ele está morto.
Adam ölmüş.
O homem está morto.
Adam ölmüş.
Este homem está morto.
Yaşlı adam ölmüş yukarıda yatıyor... sen hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun.
Aquele velho está lá em cima deitado, completamente morto... e isso não faz qualquer diferença para ti.
Bu adam ölmüş!
Este homem está morto!
Bu adam ölmüş.
Este homem está morto.
Bu adam ölmüş.
Está morto.
Tahsildarlar parayı almaya gitti. Bunları imzalayan adam ölmüş. Ya kağıtları imzalamadan önce hastalanmış ya da Vegas'da imzaları atan o değilmiş.
Quando os cobradores vão cobrar o dinheiro... o jogador que assinou a dívida está morto... por desgraça ou coisa parecida, antes dele assinar a dívida.
Yüce Tanrım, adam ölmüş.
Meu Deus, ele está morto.
Adam ölmüş, yerde yatıyor.
Há aqui um cadáver! Ei!
- Bu adam ölmüş.
- Este gajo está morto.
Adam ölmüş, seni aptal.
Está morto, tolo.
Devriyelerden 20 adam öldürülmüş,... 100 tanesi de tren kazasında ölmüş.
Vinte homens destes grupos de busca foram mortos, e cem no acidente ferroviário.
Ölmüş, yaşlı bir adam için dua etmek istemem, çünkü onun bir derdi yok.
Não rezaria por um velho morto só por ele ser boa pessoa.
Adam... Ölmüş.
Não pareceria bem continuar.
Bir adam ve karısı ölmüş.
Um casal foi morto.
O adam Firavun'u kurtarmamış olsaydı bugün ölmüş olsaydı ya da eğer yarın ölürse Ben ne olacağım?
Se esse homem não houvesse salvado o Faraó, se ele tivesse que morrer hoje ou morresse amanhã, o que seria de mim?
Mark Trevor adında ölmüş bir adam iki kadını da elde etmiş.
Há um homem morto que mantêm atadas duas mulheres.
Yaşlı adamın yasını tutanlar belki fark etmemişti ama, Cenazeyi izleyenler arasında ölmüş eşi de vardı.
Ao enterro do homem velho, | desconhecendo sua dor, a esposa morta dele estava assistindo.
Bunun sorumlusu olan adam şimdi ölmüş bulunuyor.
Agora o homem responsável por isso está morto.
Adam ölmüş müydü?
- Todos nós.
Ölmüş bir adamın dirildiğini konuşuyorlar.
Dizem que um homem voltou dos mortos.
Öncelikle ölmüs bir adamın sessizliğini düşünün.
Consideremos primeiro o silêncio de um morto.
çünkü... karnımda ölmüş bir adamın bebeğini taşıyorum.
Levo comigo o filho de um homem morto.
45'inde yaşlılıktan ölmüş ve hayatı boyunca 10 dolardan fazla toplu para görmemiş bir adam.
Que morreu de velho aos 45 e que nunca viu mais que dez dólares de uma vez, em toda a vida.
Adamın ölmüş olması bile bir şeyi değiştirmez.
E não importa nada para o homem que já morreu.
Efendim, bu gece birçok adam kendini iyi hissederek yatağa girdi ama sabah uyanınca kendilerini ölmüş bulacaklar.
Alteza, muito homem se deitou de noite sentindo-se bem para despertar pela manhã achando-se morto.
Görünüşe göre, annenizi öldüren adam, aylar önce Yeni Zelanda'da ölmüş... ve hem sizi hem kız kardeşinizi büyük bir miras için varis olarak seçmiş.
Parece que o homem que matou a sua mãe morreu meses atrás na Nova Zelândia e nomeou você e sua irmã herdeiras de uma pequena fortuna.
Çocuk yaşta ölmüş biri tarafından doldurulmuş bir başvuru formu varsa... o kişi aradığımız adam olabilir.
Se encontrarem um requerimento de alguém que morreu em criança... quem o preencheu pode ser o nosso homem.
- Biliyorum, bana güzel bir hikâye anlattın ve bazı güzel resimler gördüm ve... - Teşekkür ederim. -... ölmüş gibi görünen bir adam ama gerçek şimdi beraberinde ortaya çıkıyor, çocuklar.
Eu sei que você me contou uma boa história... e vi algumas fotografias... de um tipo que parecia morto, mas a verdade veio à tona.
Adam ilk atışta ölmüş olabilir.
O primeiro tiro, deve tê-lo liquidado.
Onunla birlikte iki adamım da ölmüş.
Arrastou dois agentes com ele.
Bir adam adaların birinde geyik avlarken ölmüş.
Bem, um homem caçar veados morreu em uma das ilhas.
Ölmüş bir adam için kız istiyorsun?
Queres uma rapariga para um homem morto?
Yaşlı adamın kızı ölmüş, ve oğlunu yasal anlamda çok sevmiyormuş.
A filha do velho morrera e ele não gostava muito do genro.
- Söz verdi ama. Ölmüş bir adamın dileği kutsaldır.
- Foi-nos prometida e o desejo de um morto é sagrado.
Dük ; bu gözlerden önce ölmüş olacak. Ve bunun böyle olduğunu O da öğrenecek. Baron Vladimir Harkonnen, ölümü kucaklayan adam!
Mas o Duque irá morrer à minha frente, e saberá, ele saberá que sou eu, o Barão Vladimir Harkonnen, quem assegura a sua maldição.
Adam, yani Scott Hayden, geçen nisanda ölmüş.
Este homem, Scott Hayden, morreu em Abril.
Evet, ama Garret niye ölmüş bir adamı arıyordu?
Sim, mas, porque procurava o Garret um cadáver?
2 adam ölmüş.
Dois homens abatidos.
Burdaki bir adam ölmüs!
- Este tipo está morto.
İngiliz adam, Hollanda'da gizemli bir şekilde ölmüş.
"Cidadão inglês misteriosamente assassinado na Holanda."
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20
ölmüş olmalı 19
adam ol 18
adam haklı 53
adam deli 37
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adam kaçırma 35
adam değil 16
adam mı 39
adam ol 18
adam haklı 53
adam deli 37
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adam kaçırma 35
adam değil 16
adam mı 39