Ama bu farklı Çeviri Portekizce
962 parallel translation
Biliyorum, ama bu farklı.
Eu sei, mas isto é diferente.
- Ama bu farklı olmalı.
- Mas este tem de ser diferente.
Ama bu farklı.
Mas isto é diferente.
- Ama bu farklı.
- Mas isto é diferente.
Ama bu farklı bir şey.
Isso já é outra coisa.
Ama bu farklı.
Há uma que ê diferente.
Ama bu farklı, tahammül sınırlarını da aştı.
Isto é totalmente e intoleravelmente diferente!
Ama bu farklı.
Mas isto é diferente!
Çok fazla sık.Ama bu farklı.
Demasiadas. Mas é diferente.
Biliyorum, ama bu farklı.
Eu sei, mas este é diferente.
Küstahça ama hoşuma gitti. Bu farklı bir şey. Halkın görüşleri tehlikelidir, efendim.
Esta nova forma... de apelar por petição escrita... está a criar uma espécie de opinião pública... que força as decisões... até nos Reis...
Bu, Tobacco Road'un bugünkü hali. Ama yüz yıl önce ilk Lesterlar Georgia'ya geldiğinde, farklıydı.
Isto é Tobacco Road nos dias de hoje, mas há cem anos atrás, quando os primeiros Lester chegaram à Georgia, era diferente.
- Bu kötü oldu. Gazeteleri uzak durmak doğru olur. Ama tabii Times biraz daha farklı.
É bom ficar longe da imprensa, mas o'Times'... é diferente.
- Bu farklı ama.
- Isto é diferente.
Ama bu utanç için sana teşekkür ediyorum çünkü artık, herkesin yaşama, çalışma ve düşünme hakkı olan ama yaşadığımız topluma görevleri de olan farklı birer canlı olduğunu biliyorum.
Mas agradeço-te por essa vergonha, porque fiquei a saber que somos seres humanos separados, com o direito de viver, trabalhar e pensar como indivíduos, mas com um dever para com a sociedade em que vivemos.
Eve tekrar gidiyordum. Ama bu kez farklıydı.
La voltar para casa, mas, desta vez, era diferente.
- Ama Sam bu gece farklı.
Sam, desta vez é diferente.
Ben, kadınların bağlılık konusunda hayal kurmak ya da bu eksiklikten dolayı rahatsızlık duymak için çok yaşlı bir adamım ama senin entrikalarının, benim planlarımla karışmaya başladığında bu farklı bir şeydir.
Sou muito velho para me ter ilusões sobre a perseverança das mulheres ou para me preocupar com isso. Mas se as suas intrigas ameaçarem os meus planos, isso é outra história.
Evet ama bu kez farklı.
Pois é, mas há uma outra coisa.
Ama bu, vücudun diğer bölümleri örten şeyler giymemekten daha farklı, bu yüzden...
- Sim. Mas é diferente, porque não estão usando coberturas em outras partes do corpo e, portanto...
Bugüne kadar, size çeşitli türlerde gerilim filmleri sundum. Ama bu kez, daha farklı bir şey görmenizi istiyorum.
No passado, dei-vos muitos tipos de filmes de suspense, mas, desta vez, gostaria que vissem um diferente.
Evet ama bu durum farklı.
Sim, mas isto é diferente.
Bir evlilik çılgınlığına kapılmış, her yüzüğü deniyorum gibi görünebilir, ama bu kez farklı.
Parece que ando num carrossel matrimonial... a experimentar anéis, mas agora é diferente.
Yargıca göre bu zil, davanın resmen başladığını gösterir..... bu konuda farklı görüşler var ama sen anlamazsın.
O juiz disse que isso é o início do processo. Há muita controvérsia a respeito disso, mas você não entenderia.
Bu da Sylvester Marcus, onu yaşlı kadın çağırdı buraya gelmek üzere ama farklı yönden geliyor.
O tal Sylvester, que a velha chamou... está a ir na direcção oposta.
Ama bu gece farklı olacak, şükürler olsun!
Mas hoje, graças aos céus, não serão.
Bu farklı ama.
Bom, isso é diferente.
Ama seks. Bu biraz daha farklı bir şey.
- Mas sexo é algo diferente...
Ama bu, iki farklı komünizm türü olduğunu gösterir.
Mas isso prova que há duas formas de comunismo.
Ama bu sefer farklı.
Mas agora é diferente.
Şey... Ama, Winifred, bu tamamiyle farklı bir konu.
Mas, Winifred, minha linda, é um assunto completamente diferente.
Ama bu birim farklı.
Esta unidade é diferente.
Ama bu tamamıyla farklı bir konuydu.
- Não, a difusão é diferente.
Marksist âlimlerin bakış açısından bakıldığında size katılıyorum ama bu var oluşta çok daha farklı özel bir şey görüyorum.
E você? O que está fazendo lá em cima com esse charuto? Deve se sentir muito importante porque aqui nâo há muita concorrência.
Farklı asılmalar duymuştum ama bu her şeyi aşıyor.
Sabe, ouvi falar de assédio, mas isto bate tudo aos pontos.
Beni çok farklı şekillerde tanımladılar ama bu kelimeyle hiç.
Fui descrito de muitas formas, Sr. Spock, mas nunca assim.
Ama siyasi görüşleri farklı olsa da bu Bolivyalıların hepsi kavanoz kullanıyor.
Independentemente das suas inclinações políticas, os bolivianos são grandes adeptos dos frascos de conserva.
Bu sefer, kocanızın davranışı bazı zamanlardaki tutumuyla farklı ama her zamankinden farklı...
Esta vez é diferente de algumas vezes que o seu marido se comporta assim, mas não é diferente de todas vezes, certo?
Sanırım buna şiddetle karşı çıktı. Bunun savaşın gidişatını farklı bir yöne çekeceğini düşündü. Fakat yapması gerekeni yaptı ve bu çok ama çok etkili oldu.
Acho que ele resistiu bastante, porque achava que se afastava do objectivo da guerra, mas foi obrigado a fazê-lo e foi feito com muito êxito.
Ama sizin de gördüğünüz gibi... bu seferki çok farklı.
Mas como pode ver, este caso é muito especial.
Bu kızın nasıl bir gücü olduğunu hayal edemiyordum. Ama doğal görüntüsü ve farklılığı hoşuma gidiyordu, Claire yanımda olmadan, bana hiç yüz vermeyeceği belliydi.
Eu não tinha imaginado que pessoalmente teria qualquer poder sobre essa rapariga, mas parecia natural que deveria gozar de certos previlégios fora da presença de Claire, uma vez que já me tinham sido concedidos tão liberalmente e sem eu ter pedido nada.
Daha farklı da yapabilirdim, ama bu hali de iyi.
De uma maneira diferente.
Ama bu ikizler ya da belki üçüzler demeliyim, çünkü yardımcım bir tane daha görmüş olabilir. Onlar sanki aynı insan ama farklı lisanlar ile yetişmişler.
Mas estes gêmeos, ou talvez deva dizer trigémeos, porque me parece que o meu ajudante viu outro, eram quase a mesma pessoa, sem mais diferença que a educação recebida.
Farklı yemekleri severim, ama bu, pek bana göre değil.
Aceito sempre uma bebida, mas nada que meta crocodilos.
Evet Frank veriyorum ama bu daha farklı.
Por acaso não permites que a Candice a veja aos fins de semana?
Ama bu günlerde daha farklı bir adam oldu.
Fica um homem diferente nesses dias.
"Gerçeği ama sadece gerçeği arıyoruz." dediğimizde hepimiz çok samimiydik ama bu gerçeğin elde ettiğimiz gerçekten daha farklı olmasını umut ettik.
Éramos sinceros quando dizíamos "queremos toda a verdade e nada além da verdade" mas no fundo esperávamos que a verdade fosse bem diferente da que nós obtivemos.
Ama bu sefer, Tanrının da yardımıyla her şey çok farklı olacak.
desta vez, com a ajuda de Deus, sera diferente.
Bak Cody, farklı tipler olabiliriz ama bu işi başardık gibi görünüyor.
Nós tivemos alguns desentendimentos, mas creio que agora está tudo bem.
Şimdi, altın bir tayı ağılda tutmak güzel birşeydir, ama ona ulaşabilmek, bu tamamen farklı bir olaydır.
Ter um palomino dourado no curral era uma coisa... mas aproximar-me dele... era outra bem diferente.
Yüzü farklı ama bu o.
Ela tem rosto diferente... mas é ela.
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23