Ama bu çok saçma Çeviri Portekizce
201 parallel translation
Ama bu çok saçma.
Mas isso é ridículo.
Ama bu çok saçma. Beni yemekli vagona götürdü ve birlikte döndük.
Ela levou-me ao restaurante e regressou comigo.
Ama bu çok saçma.
Oh, isso é tolice.
Ama bu çok saçma.
Mas isso é ridículo!
- Baş ağrıların devam edecek. - Ama bu çok saçma.
você ainda tem dores de cabeça.
Ama bu çok saçma.
Isto é ridículo!
Kız kardeşinden aldığını söylemiş. Ama bu çok saçma.
Ela disse que ganhou dairmã, mas isso é ridículo.
Ama bu çok saçma! Dünyadan haberin yok!
Foi uma loucura, tu não te apercebes?
Ama bu çok saçma.
Isso é ridículo.
Ama bu çok saçma.
Mas é ridículo.
Ama bu çok saçma.
Por que não havia de sair com o Doug?
İzleyicilerin katıldığı programlar duymuştum, ama bu çok saçma.
Já ouvi falar de programas com participação do público, mas isto é ridículo.
Bu oyun neyin nesi bilmiyorum ama bu çok saçma.
Richard, não sei de que se trata este jogo... mas isto é ridículo. - Vou-me embora daqui.
Üzgünüm, ama bu çok saçma.
Desculpa, mas acho ridículo.
- Yakasına sorun yapışan.. insanlar duydum.. .. ama bu çok saçma..
Ouvi falar de pessoas coladas a um problema, mas isto é ridículo!
.. sorun yapıştığını duydum ama bu çok saçma..
Ouvi falar de pessoas coladas a um problema, mas isto é ridículo.
- Canım bu tamamıyla benim hatam.. yakasına sorun yapışan insanları duydum ama bu çok saçma..
A culpa é minha. Digo "Ouvi falar de pessoas..." e abro a porta...
- Yakasına sorun yapışan insanları duydum ama bu çok saçma..
- Ouvi falar de pessoas coladas...
- Ama bu çok saçma!
- Isso é um absurdo!
Ama bu çok saçma. Herkes nereye gitti?
Não faz sentido, mas para onde foram?
Çok uğraştığınızı biliyorum, ama bu çok saçma.
Sei que está a tentar, mas isto é uma loucura.
- Ama bu çok saçma, Andy.
- Is-Isto é ridiculo.
Sana yardım etmek isterdim Seni kardeşim gibi severim ama bu çok saçma!
Adoraria ajudar-te. Gosto de ti como irmão, mas isto é ridículo.
Perseid'ler can sıkıcı olabilir ama bu çok saçma.
Perseids podem ser chatos, mas isto é ridículo.
Bazı kötü cadılar ama bu çok saçma olur, çünkü cadılara eziyetler edilmiştir...
O que é ridículo Porque elas foram perseguidas
Tüm bu hikayelerin çok saçma olduğunu anlatmaya çalışıyordum. Ama şimdi bunların birer hikaye olmaktan çıktığını görüyorum. Sen gerçekten bunlara inanıyorsun.
Tentei fazer-te ver que as histórias que te preocupam são um disparate, mas agora vejo que não são as histórias, mas o facto de acreditares nelas.
Bu çok saçma, hepsi masum. Nerede saklı olduğunu kimse bilmiyor. Ama biri biliyor.
São todos inocentes, ninguém sabe onde está escondido.
- Bu çok saçma geliyor ama.
Não faz sentido.
Ama tatlım bu, bu, bu çok bu çok saçma.
Ah, querido! Mas que ridículo.
Biliyorum ama ilk geldiğimizden daha çok kömür var. - Bu saçma. - Evet, saçma.
- Isso é tolice.
Ama bence bu, çok saçma.
Isso é ridículo!
Takdire değer ama sanığa karşı bu kadar net deliller varken çok saçma bir hareket.
Uma postura admirável, mas muito insensata, dada a prova esmagadora que existe contra o arguido.
Bu çok saçma bir sual olacak ama, o kadar hasta ise niye uçakla gitmiyor?
Pode parecer uma pergunta ridícula, mas se ela está tão doente, porque não foi de avião?
Yani Arlena'yı sevdiğim için benden nefret ettiğini biliyorum ama... bu gerçekten de çok saçma! Onu yakalayana kadar bekleyin.
Eu sei que ela me odeia porque eu adorava a Arlena, mas isso é ridículo.
Hadi ama! Bu çok saçma. Alf'e kazandığını söyleyelim gitsin.
Isso é um disparate Porque não dizemos ao Alf que ele ganhou?
Bu çok saçma biiyorum, ama tüm ömrüm trenlerde geçtiği halde, hala tünellerden ölesiye korkarım.
Passei a vida em comboios, mas os túneis apavoram-me.
Seni bu çarşafların üstünde elde etmek isterdim ama çok saçma olurdu.
Queria levar-te para entre os lençóis, Mas isto é ridiculo!
Soğuk suyla yıkananları bilirim, ama bu kadarı çok saçma.
Já ouvi falar em banhos frios, mas isto é ridículo.
Bu çok saçma, ama...
É uma palermice, mas...
Tabii bu çok saçma ama sanırım...
Sei que isto é uma loucura, mas acho...
Ama bu çok saçma.
O computador diz que está tudo em ordem. Não pode ser.
Bu durum çok saçma görünüyor ama izin ver gerçeği anlatayım.
Sei que algumas coisas vão parecer ridículas mas deixa-me contar-te a verdade.
Monitörde yangın görünüyor ama bu sülfür kaynaklı bir duman. Çok saçma. - Alex, gel haydi.
Isto é fumo de enxofre, o que significa que não está a arder.
B., tatlım, biliyorum burası harika ama bu yaptığın çok saçma.
Benny, minha querida... Sei que o campo é bonito, mas isto é ridículo.
Bu çok saçma gelebilir, ama Yargıç Fleming'i götürdüler.
Pode parecer uma loucura, mas o Juiz Fleming acaba de ser levado.
- Ne? Yapma ama. Evliliği aceleye getiriyorlar ve bu çok saçma!
Estão a precipitar-se tanto quanto a isto, que é ridículo!
Ama bekar bir kadının çok parası olması, her zaman sorun olur. Bu çok saçma!
Mas, quando uma mulher solteira tem dinheiro, é um problema.
Ama bu çok saçma.
Mas isto está a tornar-se ridículo.
Şimdi ona önemsiz ve saçma birşey gibi görünebilir, ama inan bana insan bu deneyimleri kaçırdığına sonra çok pişman oluyor.
Pode parecer-lhe frívolo e absurdo agora, mas, acredita em mim, estas são as experiências que nos arrependemos de não ter vivido.
Ama Linux demek genelde "GNU Linux" tur. Bence bu çok saçma.
Mas chamar o Linux em geral de "GNU Linux" eu acho que é ridículo.
Ama açık açık söylemek yerine konuyu dolandırıyorsun ve bence bu gerçekten çok saçma.
Em vez de seres directo, estás com conversa da treta, que é mesmo patético.
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23