Ama bu saçmalık Çeviri Portekizce
234 parallel translation
Ama bu saçmalık.
Isso é ridículo.
Ama bu saçmalık.
Isso é um disparate.
Ama bu saçmalık.
Isto é estúpido.
Ama bu saçmalık, Jane!
Isso é literatura, Jane!
Üzerimize doğru mu? Ama bu saçmalık.
Direita a nós... mas isso é absurdo!
Üzgünüm Yüzbaşı, olumsuz bir görüş bildirmek istemem ama bu saçmalık.
Desculpe Capitão, não quero parecer negativo mas isto são tretas.
Hayatın kısa olduğunu duydum, ama bu saçmalık.
Ouvi dizer que a vida é curta, mas isto é ridículo.
- Ama bu saçmalık!
- Mas isso é ridículo!
Gerekirse ta Güney Amerika'ya kadar onu takip etmeye yetkim var... ama bu saçmalık bitsin artık.
Tenho autoridade para o perseguir até á América do Sul, mas quero pôr fim a esta situação.
Ama bu saçmalık.
Não há nada a fazer. A energia de segurança está cortada.
Size bunu kim söyledi bilmiyorum ama bu saçmalık.
Não sei quem Lhe disse isso, mas é um disparate.
"Bize gondolcu derler" "Ama bu saçmalık" "Bu onur verici"
Chamam-nos gondoleiros mas é uma fantasia.
Ama bu saçmalık için yer vardı!
Mas arranjaste espaço para trazer o serviço com florzinhas? - Seja como for, não tinha dinheiro.
Bak, Paige, gerçekten, gerçekten iyi abla olmak istiyorum ama bu saçmalık.
Olha, Paige, quero mesmo muito fazer de irmã fixe, mas isto é ridículo.
Ama bu saçmalık, çünkü açıkçası, çok şık görünüyorsun.
O que é de loucos, porque estás fabuloso.
Ama bu saçmalık.
Mas isso é uma treta.
Çöpleri bizim için atmaya hevesli biri. Ama bu saçmalık.
Alguém que deseja tomar conta do lixo por nós, é só para enganar-nos.
Arkadaşlar, bugün bir çok saçmalık duydum,... ama sanırım bu en aptalcasıydı.
Caramba, já vi todo o tipo de desonestidade nos meus dias, mas esta encenaçãozinha leva tudo à palma.
Sizin bu Fantomas hikayeniz tam bir saçmalık! - Ama neden?
A vossa história sobre Fantomas não pode ser verdade.
Latin, evet.Ama bu doğulu saçmalık, yok.
Latim, sim. Mas essas falas orientais, não.
Yetti ama artık bu saçmalık.
Estou farta da tua desconfiança.
Bu son mektubu okuduğumda fedakârlık yapıyor olmalı diye düşündüm ama saçmalıyor işte!
Recebi a carta e pensei, como ele se tinha sacrificado tanto. - Só tretas.
Benden izimden gelecek komedyenler yetiştirmemi istediler ama yapamam çünkü bu hep aynı saçmalık.
Queriam-me nas manifestações, mas eu não pude, porque é sempre a mesma porcaria.
Haydi ama, bununla mastürbasyonu kastetmedim. Bu saçmalık!
Isso não queria dizer "bater uma pívia".
Saçmalık. Bu an için 20 senedir bekliyorum. Görevde sana katılamayacağımı biliyorum ama başarını kendi gözlerimle görmek istiyorum.
- Não, esperei este momento durante 20 anos e não vejo... o por quê de não poder unir-me à missão alem do mais quero... vê-lo todo com meus próprios olhos.
Ben doğru anladım mı bilmiyorum, ama öyle demek istediğimi düşünüyorum, eğer biz savaşın eşiğinde isek, bu konuda bir şey yapamayız. Saçmalık!
Se eu entendi bem, mas acho que você quer dizer que, se estamos à beira de uma guerra, não podemos fazer nada.
Söylemekten nefret ediyorum ama, bu tam bir saçmalık!
Detesto dizer-vos isto, mas isto é tudo uma treta!
E ama, bu saçmalık!
Mais non, isto é um absurdo.
Son haftalarda sana oldukça fazla anlayış gösterdim ama artık bu saçmalığa tahammül edemem.
Deixei passar muita coisa nestas últimas semanas, mas não vou tolerar este comportamento.
Saçmalık bu. - Ama ben çocuksuyum.
Mas a minha imaturidade faz-me mais novo.
Güzel, geçmişte bu kadar çok ucuz dolandırıcılık saçmalığı becermişsin ama bu sadece benim param değil.
Os esquemas que tramou no passado rendiam trocos, este ultrapassa-me a mim.
Ama bu değişimi saçmalık olabilir.
Esta conversão dele pode ser uma treta.
Ama saçmalık bu.
Isso é nojento.
Sana bu saçmalığı kimin anlattığını bilmiyorum ama bu gemiden ayrılmanın gerçek nedeninin şu kız olduğunu düşünüyorum.
Não sei quem é que te esteve a aldrabar, ou se estiveste a inventar isso tudo. Acho que a verdadeira razão pela qual tu queres abandonar este navio é aquela rapariga.
Ama şimdi bu saçmalık.
E agora esta merda.
Ama bu delilik. Tam bir saçmalık.
Mas isso é uma loucura, é um disparate.
Pardon ama, bu gerçekten saçmalık.
Isso cheira-me a treta.
ama artık seni öldürüyor, John. Bu çizgi romanlar saçmalık.
Sua teimosia serviu no passado, mas agora está lhe matando, John.
Ama bu ekonomi o kadar zorlu ki işine yaramayan bir saçmalık için kredi alıyorsun.
Mas a economia é tão forte... que recebes os louros de tudo.
Ama her şey, tüm bu saçmalık sahte el ilanları, ve diğer her şey, bu çok fazla.
E esta charada, o anúncio falso e tudo. Foi demasiado.
Bu saçmalık.Kendini öldürtmek istiyorsan git yap ama bunu gemilerimizi harcamadan yap.
Isso é uma loucura! Se queres matar-te, força, mas não destruirás uma das nossas naves!
Senin içinde bir saçmalık dedektörü olduğunu biliyorum... Ama bu kez yanlış çalışıyor.
Eu sei que tens um detector de mentiras próprio mas desta vez ele está a enganar-te.
Sonra, yıllarca bu çocuğu bozmaya, yönlendirmeye, ona saçmalıklar öğretmeye çalışıyor insan ama yine de ortaya iyi bir şey çıkıyor.
Então você passa anos tentando corromper e desorientar esta criança... enchendo sua cabeça com bobagens... e mesmo assim as coisas saem perfeitamente bem.
Bu dövüş sanatları saçmalıkları başta iyi görünür. Ama Kenny hiç pes etmez. Bunu kırılsa, bileği kırılsa, kaburgaları çatlasa bile.
Pode ser que reajam primeiro, mas por favor continuem nariz, rotula, pescoço quebrado, costelas fracturadas,
- Haydi ama. Bu saçmalık.
- Ora, isto é um disparate.
Ama bence bu şey saçmalık.
Mas acho que isto é uma aldrabice.
Ama bu saçmalığın artık çok uzadığını düşünüyorum!
Mas acho que o diabo deste circo já foi longe de mais!
Haydi ama Ed. Saçmalık bu.
Ed, isso é palhaçada.
Aşık olduğumuz gibi bir saçmalığa inanmamı istediğini biliyorum, ama bu hafta aşık olduğun tek şey kazanmaktı.
Vês? Queres que pense que estamos enamorados, ou isso, mas estás é enamorado pela vitória.
Evet ama onu annen olarak istediğini söyledi ve ben de ona bu saçmalık dedim ama sonra onunla tanıştım ve hoşlandım ondan ve sana çok iyi bir anne olacağını düşündüm.
Mas ela disse que a querias como mãe. Eu disse que era ridículo, mas depois conheci-a e apaixonei-me por ela... e pensei que ela seria uma excelente mãe.
Bu saçmalık, hayatımın dört buçuk yılına mal oldu ama artık geçti.
Isso perseguiu-me quatro anos e meio, mas acabou.
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23