Ama bu haksızlık Çeviri Portekizce
160 parallel translation
Ama bu haksızlık, o bana kötü davrandı.
Mas ele é um chato!
Ama bu haksızlık.
Não é justo.
Ama bu haksızlık.
Mas não está certo.
Ama bu haksızlık.
Mas é tão injusto.
Ama bu haksızlık.
Isso não é justo!
Aynen şöyleydin... Ama bu haksızlık!
Eras um bocadinho, sabes... lsso é tão injusto!
Ama bu haksızlık.
Isso é injusto.
İkisi de ceza aldı ama bu haksızlık.
Ficaram os dois de castigo.
Ama bu haksızlık.
Isso não é justo.
Ama bu haksızlık.
Isso é muito desleal.
Ama bu haksızlık!
Não é justo!
Ama bu haksızlık.
Mas isto não está certo.
- Ama bu haksızlık.
- Não é justo!
Sınavda tek'A'yı Eden'ın aldığını söylemeliyim. Ama bu haksızlık.
Lamento comunicar-vos que a Eden teve o único Muito Bom.
- Ama bu haksızlık.
- Não é justo.
Ama bu haksızlık!
Isso não é justo.
- Ama bu haksızlık.
- E tão injusto!
Ama bu haksızlık.
Caramba, isso não me parece ser justo.
İsterdim, Patsy, ama bu sana haksızlık olur.
Eu gostava, Patsy, mas não seria justo para ti.
Ama Michael, bu haksızlık olur.
Mas isso não é justo.
Ama imparatorluk ve imparator dünyayı acı ve umutsuzluğa boğan saldırganlık ve köleliği devam ettirirse, dünyaya açlık ve kölelikten başka şey sunmazsa, benim kralım bu haksızlıklara karşı gelecektir.
Mas se o império e o imperador seguirem o curso da agressão e da escravatura que semearam a agonia e o desespero no mundo, se não restarem senão cadeias e fome, então o meu rei avançará para corrigir esse males.
Bu haksızlık ama.
Não é justo!
Ama David'i Kıbrıs'ta bu kadar uzun tutmaları haksızlık.
Não é justo manter David em Chipre por tanto tempo.
Bize haksızlık ediyorsunuz ama bu anlaşılabilir bir durum.
Isso é injusto para conosco.
Ama bu haksızlık.
Isto não é justo.
- Bu haksızlık ama.
- Isso não é justo, isso.
Ama haksızlık bu.
Isto é injusto.
Kadınlar bebek yüzlü erkeklere bayılıyor ama bu John'a haksızlık olur.
As melhores gostam daquele ar de miúdo...
Sence bu bana haksızlık değil mi? Ama ağladığımı gördün mü?
Não achas que isso me aborrece um pouco?
Bu haksızlık, sivilce çıkıyor ama bıyıklar çıkmıyor.
Sabe, não é justo ter espinhas e não crescer o bigode.
Haksızlık bu ama.
Isso não é justo.
Ama zaman bizden çalındı... ve bu haksızlık.
Mas o tempo foi-nos roubado e não é justo.
Ama bu sefer bana haksızlık yapmamalısınız. Beni görevden almalısınız.
- Desta vez tem de despedir-me.
Evet, haksızlık ama bu senin suçun değil.
Isso é um pouco injusto, a culpa não é tua.
Ama bu Ally'ye haksızlık olur, değil mi? Evet, haklısın.
- Mas não seria justo para a Ally, pois não?
Ama bu büyük haksızlık.
Mas o preço é uma ninharia.
Hadi ama, haksızlık bu.
Isso não é justo!
Ama anneleri bu gece burada olmayan çocuklara haksızlık olmaz mı?
Isso não seria justo para os outros alunos, cujas mães não estão aqui, seria?
Bu takdire şayan bir davranış, ama sana özel muamele yaparsam bu kursu almak zorunda kalan herkese haksızlık etmiş olurum.
Bem, este é um sentimento louvável. Mas se eu lhe der um tratamento especial, não seria justo para com os outros que já completaram este curso.
Haksızlık ama bu.
Que porcaria.
Ama bu sana haksızlık.
É injusto.
Bu haksızlık ama.
Isto é tão injusto!
Bak Kristen, bence sen muhteşemsin ama bütün bu şey, sana haksızlık oluyor.
Olha, Kristen... Eu acho que és fantástica. Mas isto não é justo para ti.
Arkadaşlarımız saçma sapan yorumlar yapıp saçma sapan fikirler uydurur. Bu haksızlık ama.
Ela e o marido estavam a guardá-lo para uma ocasião especial mas ele morreu antes de terem a oportunidade de o abrir.
Haksızlık ama bu. Kalpsiz mi, maço mu, Reagancı mı avukatlar mı?
Sem coração, machos, regeanistas... advogado?
Ama haksızlık bu.
Mas é muito injusto.
- Ama haksızlık bu!
- Não é justo!
Haksızlık ama bu.
Isso é injusto.
Bu kadın Hartford'daki hiçbir yerde benim verdiğim parayı alamaz. Ayrılırken ona verdiğim parayla yazın Rhine nehrinde yolculuk yapabilirdi. Ama haksızlık ettiğim için beni mahkemeye veriyor.
Mas eis uma mulher, a quem pago mais do que receberia noutro lado, cujo acordo de rescisão poderia pagar um cruzeiro de Verão no Reno, a arrastar-me para tribunal, dizendo que fui injusta.
- Bu sana haksızlık ama.
- Isto não é justo.
Ama bu haksızlık!
Não é justo.
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23