English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Ama bu imkansız

Ama bu imkansız Çeviri Portekizce

332 parallel translation
Tıka basa dolu. Ama bu imkansız. Daha yerleşmedik bile.
Mas nós ainda não nos registámos.
Ama bu imkansız.
Isso é impossível.
Ama bu imkansız, değil mi?
Mas não podiam ter estado.
- Ama bu imkansız.
- Mas isso é impossível.
Ama bu imkansız.
Isso não é possível.
- Sevdiğimi biliyorsum, sevgilim, ama bu imkansız.
- Sabes que sim, querida, mas disse-te com é impossível.
Ama bu imkansız.
Mas isso é impossível.
- Evet. - Ama bu imkansız.
Sim.
Ama bu imkansız zaten.
Mas ê impossível.
Ama bu imkansız.
Mas, isso é impossível.
- Peki, ama bu imkansız.
- Bem, isso é impossível.
Ama bu imkansız bayım.
Mas isso é impossível, senhor.
- Ama bu imkansız.
- Mas é impossível.
- Ama bu imkansız.
- É impossível!
Ama bu imkansız.
Sumiram? Mas que horror!
Ama bu imkansız!
Mas é impossível!
Kayboldu. Ama bu imkansız.
Mas isso é impossível.
Ama bu imkansız.
Mas... isso é impossível.
Teşşekkür ederim, Markus, ama bu imkansız,... ve bunun nedeni Bronski'den kaynaklanmıyor.
Obrigada, Markus, mas não pode ser. Não é por causa do Brinski.
Ama bu imkansız!
É impossível!
Ama bu imkansız.
- Mas isso não é possível.
Ama bu imkansız.But that's impossible.
É impossível.
Ama bu imkansız!
Mas isso é impossível!
Ama bu imkansız, Taran.
Mas Taran, isso é impossível.
Ama, eğer Dracula vampirse her gece Transilvanya'ya dönmesi gerekir. Ve bu imkansız.
Mas então, se o Drácula fosse um vampiro, ele teria que regressar todas as noites para a Transilvânia, e isso é impossível.
Bu imkansız görünüyor, kabul ediyorum, ama... başka şansımız yok.
Tenho de admitir, parece impossível, mas... temos de conseguir.
Ama bu imkansız.
Impossível.
Onunla bu konuşarı tartışmak imkansız. Seninle bunları konuşup tartışabiliriz ama onunla...
Não se discute com ele como discutimos entre nós.
Ama bu tamamiyle umutsuz ve imkansız bir vaka.
- Mas assim é impossível. - Então explique isso a ele.
Ama bu imkansız, Yüzbaşı Hakar!
É impossível.
Bu yol zor olabilir ama imkansız değil.
É difícil, mas não impossível.
Ama, ama bu imkansız.
Uh, mas é impossível.
Ama bu tabii, imkansız.
Mas isso é impossível, é claro.
Bu imkansız, Sirius'un bu tarafta olması gerekiyordu ama bu tarafta.
É impossível, mas... ali está Sirius, ali mesmo, quando devia estar aqui.
Ama doğruyu söylemek gerekirse, bu konuda daha fazla diretmem imkansız.
Mas, na verdade, não posso fazer exigências.
- Ama bu imkansız.
- Haveria sempre uma dúvida.
- Ama, bu imkansız.
É impossível!
Ama bu dediğin imkansız.
Mas que afronta!
Ama, bu imkansız.
Não é possível.
Ama, bu imkansız.
Já chega! - Não é possível.
Ama Sayın Bakan, tutanak çoktan tutuldu, bu imkansız.
Mas, Sr. Ministro, o processo verbal já está feito, é impossível...
Ama bu senin için imkansız.
Duas coisas que são muito duras para você.
Ama 7 : 30'dan sonra bu imkansız.
Depois das 19 : 30, não posso!
Ama şimdi biliyorum ki bu artık imkansız bir şey.
Mas agora sei que isso não vai acontecer.
Ama, uh, görüyorsun, bu imkansız.
Mas, isso é impossível.
Üzgünüm ama bu gece imkansız.
Para esta noite já não há nenhum.
Ama bu yolculuğu yapmak imkansız!
A viagem seria impossível!
- Bu imkansız ama.
- Esta porra não dá.
Ama bu imkansız!
- Não é possível!
Evet, bu doğru olabilir Mösyö ama yine de... geçmişte gerçekten sevdikleri kadınlara dönmelerini... imkansız hale getiren kadınları öldüren erkeklerin karıştığı... vakalar olmuştur.
- Sim eu apercebi-me Mas às vezes os homens matam as mulheres, que fizeram ser impossível eles voltarem para as mulheres que eles realmente amam
Büyük çaplı satıcıları takip etmeye çalışıyoruz, ama yedi yüz ada, sayısız koy ve özel iniş pistleri ile bu neredeyse imkansız bir iş.
Tentamos manter os traficantes mais importantes debaixo de olho mas com 700 ilhas, nem sei quantas enseadas, praias privadas, é quase uma tarefa impossível.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]