English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Başarısiz

Başarısiz Çeviri Portekizce

144 parallel translation
Eğer şansım yaver gitmez ve siz başarırsanız, Dışişleri'nden Bay Callendar'a bir mesaj götürmenizi istiyorum.
No caso de eu não ter sorte, quero que leve esta mensagem ao Sr. Callender no Ministério dos Negócios Estrangeiros.
Siz başarılı bir katilsiniz.
É um assassino dotado.
Siz bu konuda başarısız oldunuz.
Nisto falhastes.
görevin başarıyla tamamlanmasıdır, siz de takdir edersiniz.
Vi um garoto em Wyoming...
Milenyumumuzun büyük lideri siz Baltar'ı başarısızlığa uğratmış olacağım.
pois terei desiludido um dos maiores líderes de nosso milénio, você, Baltar.
Siz küçük bir grupsunuz. Başarılarınız bu meydandaki herkesin gözünü kamaştırıncaya dek sizi parlatacağım.
São a unidade que tenho de aperfeiçoar até o vosso brilho cegar todos nesta parada.
Ama öte yandan siz de başarısız olacağımı kanıtlayamazsınız.
Por outro lado, também não podem provar que sim.
siz üreticiler, size verdiğim endüstriyel bilgilerle, rekabet edebilen, başarılı insanlar oldunuz.
vocês como fabricantes, enquanto eu vos passava a informação industrial que vos tornou competitivos, bem sucedidos.
Ama misyon, başarıldığı andan itibaren, siz, özgür adamlarsınız. .
Mas assim que terminarem, serão homens livres.
Siz başarırsınız.
Há-de tudo correr bem.
Ben başarısız kediden, siz ezik kedilere sevgiler görüşmek üzere.
Despeço-me de todos vocês... adoro-vos e voltamos em breve.
İşte bu yüzden siz başarısızlar bu aptal işe takılıp kaldınız.
Por isso é que estão presos neste trabalho da treta.
Siz söylüyorsanız. Ancak çeviriniz, önceki performansınıza göre çok başarılı.
A sua tradução, no entanto, sofreu um salto quântico em relação aos seus esforços anteriores.
Siz tanıdığım en başarılı süvari subaylarından birisiniz... ve sizin bu orduya sağladıklarınız paha biçilmez.
Precisaremos de todos os homens. Sabe Deus. Tem de escutar o que lhe falei... e aprender como um homem tem de fazer.
Ama siz, vatanda yeni elit birliklerin çekirdeğini oluşturmadan önce Führer adına sizlere bir madalya verilecek El Alamein çevresindeki zorlu ve şanlı savaşta gösterdiğiniz üstün başarılarınız için.
Mas antes vocês vão formar o coração de um nova companhia de elite... Estou premiando-os com uma medalha enviada pelo Führer... pelo papel importante... que tiveram no duro e glorioso combate em EL Alamein.
Ve siz Mösyö Trent. İşinizin başarıya ulaşmasını istiyordunuz.
E o Monsieur Trent estava ansioso para ver o seu negócio ter êxito.
Belki de kendi kendime, sizi birinci sırada görmek istediğimi ve siz bunu başarırken yanınızda olmamı söylemişimdir.
Talvez tenha dito a mim mesmo que quero ver-vos a vencer, e só saio daqui quando isso acontecer.
Rivayete göre, siz üçünüz... bu civarların en başarılı katillerisiniz...
É suposto vocês serem os melhores matadores de homens e índios nesta parte do mundo.
Ve başarılı olursak, siz ve arkadaşlarınız çuvallarcasını da alacaksınız.
E se tivermos êxito, você e os seus amigos irão receber montes.
Bay Elton, asıl siz düğün seremonisinde çok başarılıydınız.
Belo trabalho o seu, Sr. Elton, celebrando as bodas.
- Bence siz başarının... -... canlı görüntüsüsünüz.
Para mim, representa a imagem do sucesso.
Bir kez başarıldığında, siz benim pyllora'm olacaksınız. Pyllora'n mı?
Sim.
Fakat siz iki çiko, epey önemli bir finansal başarıya imza atmışsınız ki... yani, böyle bir zamanda öldürmeyi kim düşünür ki?
Mas, que gaita, vocês os dois fizeram um trabalho tão bom com este financiamento Quer dizer, quem pensaria em matar numa altura destas?
Siz erkenden kendiniz söylediniz, şöyle ifade edecek olursam Başkan'ın kamuoyu yoklamalarındaki başarısı...
Você mesmajá disse. Vou repetir : O sucesso do presidente nas pesquisas...
Sizin için ne kadar şaşırtıcı olmuştur, öğrenciler başarırken, siz yapamadınız.
Quão terrivelmente frustrante para si, que uns miúdos de escola tenham feito aquilo que não conseguiu.
Siz dördünüz son kez başarısız oldunuz.
Vocês os quatro falharam pela última...
Siz iblisin bulunduğu o yere gidin. Ben de bebekler geri dönmeyi başarırsa diye, burada bekleyeyim.
Vão lá enfrentar o demónio que eu fico aqui para o caso dos bebés voltarem sozinhos.
Başarısız olursanız, siz ve aileleriniz konstrasyon kamplarına gönderilirsiniz.
Falhem e enviaremos a vossa família para os campos de trabalho.
Yani siz genç, başarılı ve çıplaksınız.
são jovens, vem sucedidos... Estão nus.
Siz hepiniz... her kategoride ayrı ayrı değerlendirileceksiniz. ve başarılı olanlar... 5. adıma geçecek. "Cinsel yaşantının tatbikatı"
Todos irão ser avaliados em cada categoria, e os que passarem, passarão ao passo cinco, estilo de vida sexual simulado.
Hangisi daha büyük bir hayal kırıklığı bilmiyorum -... birleşik alan kuramımı formüle etmemdeki başarısızlık mı, yoksa siz mi.
Não sei o que me desilude mais : O meu fracasso em formular a teoria do campo unificado ou vocês.
Siz daha, "uzun ve başarılı yaşa" demeden önce, eski Tuvok haline geri dönecektir.
Tuvok estará de volta para seu antigo modo de ser antes que você possa dizer, "vida longa e próspera."
Eğer siz başarılı olursanız ve Voyager'ın güven içinde sıçrayabileceğinden emin olursam, önerinizi seve, seve kabul edeceğim.
se você tiver sucesso, e se eu estiver satisfeito um salto seria seguro para Voyager, então nós poderemos aceitar sua oferta.
Siz nasıl başarıyorsunuz?
Como está a lidar com a sua?
Siz Baş Müfettiş, uzun ve başarılı dedektiflik kariyerinizle bir teori oluşturdunuz, bunu biliyorum.
Inspector-Chefe, com a sua longa e distinta carreira de detective tem as suas teorias, que eu sei.
Siz onların yılında iki yıldır başarısız oldunuz.
Já tentaram várias vezes durante dois anos sem sucesso.
Siz bu kaydı izlerken, ben çoktan ardımda başarısızlık tarihi ve orjinal kalça kemiğimi bırakıp gitmiş olacağım.
Quando virem este vídeo, já me terei ido embora, deixando para trás um passado de fracasso e os ossos da anca.
Başarılı olsak ve siz de saklanmaya yıllarca devam etseniz bile, eninde sonunda Borg sizi yeniden bulacaktır.
Mesmo que tenhamos sucesso e vocês conseguissem permanecer escondidos por 1 ano, 10 anos, os Borg eventualmente encontrar-vos-iam outra vez.
Siz de açıkca Kaptan'ın, bizim Henry Archer'ın başarısına engel olduğumuz görüşünü paylaşıyorsunuz.
É óbvio que partilha a crença do Capitão de que o meu povo foi responsável por obstruir os feitos do Henry Archer.
Belki siz gerekli olan bilgiyi almakta daha başarılı ve şanslı olacaksınız.
Talvez consigas extrair mais informações.
Siz gururlu bir eşsiniz... başarılı bir satış yetkilisinin... partiler planlayan, ve ilanlarda kocasının yanında durarak poz veren.
Você é a esposa orgulhosa... de um bem sucedido executivo de vendas planeando as festas, e estando ao lado do marido nos anúncios.
Tuhaf... siz gelmeden önce hiç bir avı başarısızlıkla kapatmamıştık.
É estranho... Mas nunca fracassámos numa caçada antes de chegarem.
O resmi olarak onaylanmış bir operasyondu. Eğer siz olmasaydınız başarılı olabilirdi.
Essa operacao foi oficialmente sancionada, que teria sido bem sucedida se vocês nao tivessem interferido.
Ama siz gülerken, başarısız olmamızı isteyen çok kişi var.
Enquanto riem, muita gente quer ver-nos falhar.
- Siz burada istediğiniz kadar oyalanın ama ben kaçıyorum.
Se quiserem, podem ficar aí. Eu vou basar.
Bir daha görüşemezsek Bay Sark Irina'ya söyleyin umarım benim başaramadığımı siz başarırsınız.
Se não o voltar a ver, Sr. Sark, diga à Irina que desejo que ambos tenham êxito onde eu não tive.
Umarım siz ikiniz başarılı olursunuz. Çünkü karı-koca rolü yapmak zorunda kalacaksınız.
Espero que vocês se dêem bem... já que terão de fingir que são marido e mulher.
Yani siz bütün okulun karşısında sahneye çıkıp alay konusu olma ve mezun olana dek başarısız damgası yeme riskini göze almak istiyorsunuz.
Recapitulando então, vocês querem super em um palco e correr o risco de todos rirem de nós até a nossa formatura?
Belki siz başarırsınız.
Talvez o senhor consiga.
Beyler, siz başarısız...
Meus senhores, falharam o...
Ve siz onların yaşamdaki tek amaçları olan, belkide başarılı olabilecekleri tek şey olan...
E então tira-lhes o basquete, a única área das suas vidas,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]