Benim için de Çeviri Portekizce
13,917 parallel translation
Şimdi karşılığında benim de senden bir şey öğrenmem gerekiyor. Benim için de hayal edilemeyecek bir şey var.
Porém, agora preciso de pedir algo em troca, pois isso é algo de inimaginável para mim.
Galiba Bay Church, özel hayata saygıyı kendine istediği kadar benim için de uyguluyordu.
Acho que o Mr. Church respeitava a minha privacidade tanto quanto me pedira que respeitasse a dele.
Benim için de uygun bir yer olduğuna inanmak istedim sadece.
Queria acreditar que havia um lugar para mim.
Benim için de yeteri kadar iyi.
- É o suficiente para mim.
Beni gördüler ve benim için üzüldüler, çok kötü hissettim.
Viram-me e tiveram pena de mim. Fiquei tão confusa.
Benim için, bizim için bir şey yapmanı istemek zorundayım.
Tenho de te pedir que faças uma coisa por mim. Por nós.
Benim için yaptıklarını yapmaya mecbur değildin.
Não tinhas de fazer aquilo por mim.
İkiniz de benim için endişeleniyorsunuz.
Sei que ambos se preocupam comigo.
Hem benim için anlamı olan koleksiyonumu sattıracak kadar para istemem ki.
E não vou pedir à minha mulher assim tanto dinheiro que ela tenha de vender os meus bens mais preciosos.
- Bu benim için ne anlama gelmeli? - Öncelikle, - Oldukça iyi bir para alacaksın
- Primeiramente, receberias uma boa quantia de dinheiro.
Son zamanlarda benim sarı çoraplarımı meth etti. Dizlerime kadar geçirdiğim çapraz bağcıklar için övdü. Bu da bana aşk-ı ilan ettiği anlamına gelir...
"Ela não recomenda as minhas meias amarelas, não as aprecia como cintas de ligas e assim, não responde ao meu amor e com um tipo de inibição conduz-me a esta roupagem de seu agrado."
Benim için belki de Olivia Hutton'ın bacağını durmaksızın hareket ettirişiydi.
Para mim talvez fosse o incessante movimento de perna de Olivia Hutton.
Daha önce de açıkladığım gibi yaşamsal düzen, benim için tahammül edilemezdi.
Como eu expliquei antes, as minhas condições domiciliares eram intoleráveis.
Ama sen benim oğlumsun. Benim biricik evladım. Ben de senin için en iyisini arzu eden annenim.
Mas tu és meu filho... e meu único filho... e eu sou tua mãe, que fará e que deve fazer qualquer coisa por ti.
Çocuğun gecesini benim için çözsene. Başından sonuna kadar.
Investiga a noite do miúdo, do ponto A ao ponto B, desde que saiu de casa
Bir gün benim için gelecekti.
Ele nunca deixaria de vir atrás de mim.
Benim Beulah için eve dönmem gerek ama bana ihtiyacın olursa ara, tamam mı?
Agora tenho de ir embora por causa do Beulah, mas se precisares de mim, liga-me. Está bem?
Kendin de tecrübe edeceksin ama önce benim için ölmen gerek tıpkı senden evvel baban ve oğlunun öldüğü gibi.
Vai ter a experiência. Mas antes terá de morrer por mim. Como o seu pai e o seu filho fizeram antes de si.
Kongre koridorlarında ağızdan ağıza dolaşan değil de batıda, kendi gözlerimle bizzat tanık olduğum benim için önemli olan.
Não naquela cogitada pelos corredores do Congresso, mas naquela que eu testemunhei com os meus próprios olhos no oeste.
Bu benim için bir çelişki olabilir ki bu da davayı yeniden görülmeye götürür yani bence davanın bu mahkemeyle sürdürebileceğine başka bir yargıç karar vermeli.
Pode ser um conflito de interesses para mim que pode anular o julgamento. Por isso, acredito que outro juiz deva decidir se este caso pode ou não continuar neste tribunal.
Soylular ayaklarını benim zamanımla kapatmayı severdi ve bu ayrıcalık için de iyi para öderdi.
Os nobres gostavam de cobrir os pés com o meu tempo e pagavam bem pelo privilégio.
Ya benim için gelirse, o zaman ne olacak?
E se vier atrás de mim? O que acontece?
Seçilmişler'in intikamını almak için her şeyi yaparım ama silahtan falan haberim yok benim.
Quero vingar os Escolhidos, mas não sei de nenhuma arma.
Artık aynısını yapmak için benim sıram geldi.
E agora é a minha vez de fazer o mesmo.
Şimdi defterlerinizi açın ve benim için üç tane Afrika ülkesinin isimlerini yazın.
Agora, por favor abram os livros e escrevam o nome de três países africanos.
Siz benim için ne isterseniz ben de onu isterim baba.
Eu só quero o que quer para mim, pai.
Ben de benim için geçmişte kalmış gibi hissediyorum.
Foi como se tivessem acabado, depois.
Benim için o okumadan yaparsın diye umuyordum.
Gostava de saber se a leitura ainda está de pé.
İlki, yüzün çelişik duygularla dolu ve onları tek bir ifadede yakalamak benim için meydan okuma.
Em primeiro lugar, tem um rosto repleto de contradições e é um desafio capturá-las numa só expressão. Esta é a conversa de vendedor. A segunda motivação é que...
Benim de bu satışı yasallaştırmak için senin imzana.
Eu precisava da sua assinatura para tornar esta venda legal.
Yasal satış makbuzu oluşturup bunları sınırdan geçirilebilmek için benim huzurumda aile adınızla imzaladığınız bir yetki belgesine ihtiyacım var.
Para emitir um recibo legal de venda e passar isto pela fronteira, preciso de uma autorização assinada por si em nome da família, na minha presença.
Sana güvenmemi isteyip benim için The Lady ile konuşarak ihtiyacım olan bilgiyi alacaksın.
Vais falar com a Dama por mim e obter a informação de que preciso. E quê? - Basta confiar em ti?
Neden soruyorsun ve de benim için neyin var?
Porque queres saber e... o que ganho eu com isso?
Terry, benim söylediğimi yapmak için mi kıpır kıpırsın?
Terry, estás de saída para fazeres o que disse?
Evet, benim için yaptığın onca şeyden sonra, beni cesaretlendirmen,... o çıkıntıya tırmanman, ağlayacak kadar korkmuş olsan bile.
Sim, depois de tudo o que fizeste por mim, encorajando-me, subires ao beiral mesmo a morreres a chorar...
Benim için büyük anlamı var ve daha öncesi için de özür dilerim, biraz kontrolden çıkmıştım ve otobüsü kaçırdım ve cüzdanlarınızı alıp kimlikleriniz kontrol ettim.
Significa muito para mim. E peço desculpa por me ter descontrolado há bocado, sequestrado o autocarro, roubado as carteiras para comprovar as identidades.
- Şu pay için listeye benim isimimi de yazdırırsan çok sevinirim.
E se te lembrares põe-me na lista para o terreno, agradecia.
Aile için bir şeyler topluyorum böylece senin torunların benim torunlarım izleyebilsinler.
Estou a fazer um arquivo de família, para que os teus netos e os meus possam ver.
Ama bunun benim için ne kadar önemli ve acil bir durum olduğunu biliyorsun.
Mas podes deduzir que isto seja de especial e de iminente preocupação para mim.
Benim için aynalı güneş gözlüğü almıştı.
Ofereceu-me óculos de sol espelhados.
- Benim için endişelenmene gerek yok.
- Não tens de te preocupar comigo. - Porque é que não pensaste?
Evet ama 300 dolar benim için çok para lan. O yüzden eğer benden para aşırmanı takdir etmezsem kusuruma bakma.
Pois, 300 dólares é uma porrada de dinheiro para mim, por isso desculpe se não aprecio o facto de ma estar a tentar roubar.
Benim için bazı kişisel belgeleri kopyalarsanız sevinirim.
Gostaria que fizesse umas cópias de documentos pessoais, por favor.
Gelip benim için çalış ve her şey bittikten sonra seninle ilgileneyim.
Venha trabalhar para mim... e, depois, quando tudo isto acabar, eu cuidarei de si.
Aptal ölümlü oyuncaklarının benim için bir anlamı yok.
Os teus brinquedos estúpidos de mortal não são nada para mim.
Benim için de öyle.
Para mim também.
O adam gerçekten benim peşimde miydi? Yoksa kurtulmak için mi yaptın?
Aquele homem estava realmente atrás de mim, ou era apenas alguém que querias fora do caminho?
Biri senin, biri benim, biri de avukat için.
Uma para ti, uma para mim e uma para o advogado.
Bunlardan birini bile benim için yaptığını söyleyerek de zekama hakaret etme.
E não insultes a minha inteligência dizendo que estás a fazer isto por mim.
Omar, benim için bir mektup yazabilir misin?
Omar, pode fazer o favor de tomar nota de uma carta? "Caríssimo Clifford."
Jimmy, tavsiyen için sağ ol ama bu olayın amacı zaten senin kendi tarzında benim de kendi tarzımda avukatlık yapmam.
Está bem, Jimmy, agradeço o conselho, mas a ideia de tudo isto é tu seres o tipo de advogado que queres e eu ser o tipo que quero.
benim için de öyle 36
benim için değil 209
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için değil 209
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benim için farketmez 29
benim için öyle 32