Benim için çalışıyorsun Çeviri Portekizce
245 parallel translation
Eve dönemeyebiliriz, David, ama halen benim için çalışıyorsun.
Estamos longe de casa, mas não se esqueça que ainda trabalha para mim.
Yani benim için çalışıyorsun.
Logo, também trabalhas para mim.
18 aydır benim için çalışıyorsun.
Há 18 meses que trabalha para mim.
Sen de benim için çalışıyorsun.
E tu trabalhas para mim.
Benim için çalışıyorsun.
Trabalha para mim.
Benim için çalışıyorsun, onun için değil!
Ginette, o que estás a fazer aqui? Eu não te pago para ficares à toa!
Benim için çalışıyorsun.
Contrato-te.
Kardeşim, benim için çalışıyorsun, Askeri kamaranın üyesi olduğumda, Valilik koltuğu senin olacak.
escuta, se esqueceres isto, serás promovido e quando eu me tornar ministro... este lugar será teu
- Hala benim için çalışıyorsun.
- Você ainda trabalha pra mim.
Öyleyse ne diye benim için çalışıyorsun?
Por que você trabalha para mim?
Sen benim için çalışıyorsun, Shannon.
Está a trabalhar para mim, Shannon.
Benim için çalışıyorsun değil mi?
Trabalha para mim, não é?
Sen benim için çalışıyorsun.
Tu trabalhas para mim.
Ama sen benim için çalışıyorsun!
Mas trabalhas para mim!
Sen benim için çalışıyorsun.
Trabalhas para mim.
Hâlâ benim için çalışıyorsun.
Ainda trabalhas para mim.
Sen hala benim için çalışıyorsun.
Ainda estás a trabalhar para mim.
- Sen benim için çalışıyorsun, değil mi?
- Trabalha para mim, não é?
Benim için çalışıyorsun.
Você trabalha para mim.
Unutma, benim için çalışıyorsun.
Não se esqueça que trabalha para mim!
- Jacques, artık benim için çalışıyorsun.
- Jacques, trabalhas para mim agora.
Benim için çalışıyorsun. Yani, çalışıyordun.
Tu trabalhas para mim... ou antes, trabalhavas.
Sen benim için çalışıyorsun.
Não. Trabalhas para mim.
Benim için çalışıyorsun.
Trabalhas para mim.
Kaç yıldır benim için çalışıyorsun Auggie?
Há quanto tempo trabalhas para mim, Auggie?
Benim için çalışıyorsun.
Tu trabalhas para mim, Randolph.
Artık benim için çalışıyorsun.
Agora trabalhas para mim.
- Unutma, benim için çalışıyorsun.
- Lembre-se de que trabalha para mim.
Benim için çalışıyorsun, Kai.
Trabalhas para mim.
İlgilendirir, çünkü benim için çalışıyorsun.
- Tu trabalhas para mim.
Artık benim için çalışıyorsun.
Agora trabalha para mim. - Desculpe?
- Brody Davis. Artık benim için çalışıyorsun.
- Brody Davis, agora trabalhas para mim.
Holmes, elbette ki terfi ettin. Artık benim için çalışıyorsun.
Foste mesmo, agora trabalhas para mim.
Benim için çalışıyorsun, ve ben parmaklarını yalamak istiyorum.
Tu trabalhas para mim, e eu quero chupar os teus pés.
Sen benim için çalışıyorsun.
É mau para mim, pessoalmente. Você trabalha para mim.
Benim için çalışıyorsun.
Você é meu empregado.
Sen benim için çalışıyorsun!
Tu trabalhas para mim.
Benim için çalışıyorsun. Tek kelime etme.
Hari-shan.
Artık benim için çalışıyorsun.
- Sim?
Hala ilk hamleyi benim yapmam için kışkırtmaya çalışıyorsun ha Delaney?
Continuas a querer convencer-me a sacar primeiro, não é, Delaney?
Oh, yani onun bazı akrabalarının benim için buraya gelebileceğini mi söylemeye çalışıyorsun?
Quer dizer que alguns de seus parentes podem vir atrás de mim?
Sana yüzde 10 veririm ama şunu bil ki ; benim için çalışıyorsun.
Trabalhas para mim.
Artık benim için çalışıyorsun. ( Morales ) İşler iyi korunuyor değil mi?
O emprego tem muita estabilidade...
Benim için mutlu olacağına aklıma şüpheler oluşturmaya çalışıyorsun.
Em vez de ficares feliz por mim, estás a querer deixar-me ficar com dúvidas.
Tanrım, ailenle birlikte oturuyorsun ve teknik olarak benim için çalışıyorsun.
Meu Deus!
Nina benim için de çalışıyorsun, senden bir şey istediğimde derhal yerine getirmelisin. Soru sormadan.
Nina, também trabalhas para mim Quando eu te pedir para fazeres alguma coisa, tens de a fazer imediatamente, sem perguntas!
Benim ihtiyacım olan şeyleri vermektense sen istediğimi sandığın şeyleri vermek için çalışıyorsun.
Trabalhas tanto para tentares ser o que pensas que eu quero em vez de dares-me o que preciso.
Hepsi benim için çalışıyor. Ve sen çalışmıyorsun.
E todas elas trabalham para mim, e você não.
Partiyi böldüğüm için özür dilerim ama yüzüğü benim için geri almaya çalışıyorsun sanıyordum.
Pára! Lamento acabar a festa, mas pensei que estavas a tentar recuperar o anel por causa de mim.
- Benim için çalışıyorsun.
Tu trabalhas para mim.
Onu tanıyorsun. Benim için çalışıyor.
Trabalha para mim.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için 458
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için 458