Benim için fark etmez Çeviri Portekizce
293 parallel translation
Benim için fark etmez.
Por mim está bem.
İster git, ister kal, benim için fark etmez.
É-me indiferente se vais ou ficas.
Şahsen Binbaşı, ne olursa olsun, benim için fark etmez.
Pessoalmente, major, eu aceito o que vier.
Benim için fark etmez.
Não me importo.
Benim kimsem yok, o yüzden benim için fark etmez.
Eu não tenho nenhuma, por isso não importa.
- Benim için fark etmez.
- O quê! - Não é que isso me faça alguma diferença, mas porque é que veio ter comigo?
20 mil daha gidebilirsin, benim için fark etmez.
Anda mais 30 quilómetros se quiseres.
- Benim için fark etmez.
- Não me importa qual.
- Oh, benim için fark etmez.
- Não me importa.
Benim için fark etmez.
Para mim, não faz diferença.
Benim için fark etmez.
Não faz nenhuma diferença.
Siz de mi atılmak istiyorsunuz? Benim için fark etmez.
Também quer ver o seu texto excluído?
- Benim için fark etmez.
- Näo me importo.
Benim için fark etmez. Ha arabada sıkışmışım, ha otobüste.
Mais vale ser apertada num carro do que apalpada num autocarro.
Benim için fark etmez.
Por mim, vamos para o terraço.
Son dört yılda o kadar çok adam öldürdüm ki bir tane daha olsa benim için fark etmez.
Nos últimos quatro anos matei tantos homens, que mais um não faz diferença.
- Benim için fark etmez.
- A mim, não.
- Benim için fark etmez.
Não me importo.
Benim için fark etmez.
Não me faz diferença nenhuma.
İş oraya kadar geldiğinde benim için fark etmez.
No fim das contas, pra mim, tanto faz.
Benim için fark etmez. Ama onu da öldürebilirsin. Bu fark eder.
Não tenho nada com isso, mas talvez faças com que o matem.
Ama söz konuşu iş olunca, benim için fark etmez.
Mas, vistas bem as coisas, tanto se me dá.
Benim için fark etmez.
- Não importa.
İşimi yaptığım sürece burada ya da güneyde olmak benim için fark etmez.
Não importa se estiver aqui ou no sul, enquanto cumpra com meu dever.
Benim için fark etmez.
A mim não me incomoda.
- Benim için fark etmez.
- É-me indiferente.
Benim için fark etmez.
Não quero saber.
- Benim için fark etmez.
- Não me faz diferença.
Benim için fark etmez.
É tudo a mesma coisa pra mim.
- Benim için fark etmez.
- Eu não me interessa.
Ten rengi benim için fark etmez.
A cor da pele é-me indiferente.
Benim için fark etmez.
Não me faz diferença.
Bin ya da in tatlım. Benim için fark etmez.
Entrem ou saiam, para mim é igual.
- Dostum, benim için fark etmez.
- Não há problema.
Benim için fark etmez.
A mim näo me interessa. Faz o que quiseres.
Benim için fark etmez. Ne olursa olsun güzel bir kadınsın.
De qualquer modo... para mim você é uma linda mulher.
Korumaya alınması benim için fark etmez.
Custódia preventiva não me diz a ponta de um corno.
Olur, benim için fark etmez.
Porque não?
Benim için fark etmez.
E não acredito no que dizem sobre vocês.
Benim için hiç fark etmez.
Não me trará sofrimento.
Benim için hiç fark etmez.
Mas não importa nada, se és ou não.
Fark etmez. Benim için kalacak bir yerden öte bir şey değil.
Nunca encarei isto como mais do que uma hospedagem.
- Hintçe konuşsa bile fark etmez benim için.
- Por mim ele pode falar hindu.
Benim için hiç fark etmez.
Não fará nenhuma diferença.
- Benim için fark etmez.
Tanto faz.
Eğer sen varsan, benim için fark etmez.
Se estás envolvido, para mim chega.
- Benim için de fark etmez. - Pekâlâ o zaman, iyi.
- Pra mim não faz diferença.
Benim için fark etmez.
Não me incomoda.
Benim için hiç fark etmez.
A mim não me faz diferença.
Beni okuldan atabilirsiniz! Hiç fark etmez benim için.
Mande-me calmamente embora!
Benim için fark etmez.
Não faz diferença alguma para mim.
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için 458