English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bir yahudi

Bir yahudi Çeviri Portekizce

1,445 parallel translation
... 80 milyon iyi Alman var ve hepsi de düzgün bir Yahudi tanıyor. Hem de diğerlerine haşarat diyenler.
É por demais conhecido, e eu próprio ouvi isso, que há 80 milhões de bons alemães e que cada um deles conhece um judeu decente, mesmo que considere os outros uns vermes.
Evli bir Yahudi'yi sınır dışı edersek kanuna aykırı davranmış oluruz.
- Outro sermão. Deportar um judeu casado com um alemão, com base na lei...
Yani bir Yahudi'nin neden bir Almana yardım ettiğini merak ediyorsun.
Você quer saber por que é que um Judeu ajuda um Alemão?
Bir Yahudi'ye yardım etmediğinden vicdanın mı rahatsız?
Você não tem a consciência tranquila, porque não ajudou um Judeu?
Tam bir Yahudi anne gibiydi.
Era como uma mãe judia.
Louis Begley'in kitabı Wartime Lies'ı Aryan Papers'a çevirdi. Nazi esaretinden kaçmaya çalışan bir Yahudi ailesinin öyküsü.
Transformou o livro de Louis Begley, Wartime Lies em Aryan Papers a história de uma família judia que tentava fugir à captura pelos Nazis.
Polonya'da zenginlerin tuvaletini temizlemeye layık olan bir Yahudi'ydim.
Na Polônia, sou um judeu que vive escondido... e tem que fazer botas para a cavalaria.
- Evet, bir Yahudi'yle. Yahudi'yle evleniyor.
- Sim, vai casar com um judeu.
Bir Yahudi'yi kaybetmek istemedin.
Não querias perder um judeu.
"Sen bir Yahudi'sin ve bu güzel" dedi.
És judeu e não faz mal. " "
Bir Yahudinin neden Wagner şarkısını ıslıkla çaldığını bilmek istiyorum... Bilmek mi istiyorsun? Dünyadaki en büyük Yahudi düşmanlarından biridir.
Quero saber por que está um judeu a assobiar Wagner, um dos maiores anti-semitas do mundo!
Eski bir Yahudi atasözü vardır "Fakirsin ve kocan gay.".
Sabe, há um velho ditado Judeu... "És forreta e o teu marido é gay".
Varşova Bölgesi Valisi Doktor Fischer, Varşova Bölgesi'nde bir Yahudi semti yapılmasıyla iligi yeni bir emir verdi.
"Por ordem do Governador do Distrito de Varsóvia, Dr Fisher," "cria-se um distrito judeu em Varsóvia."
Bir Yahudi için mi? Polonyalı birinin bir Yahudi'yi ameliyat etmesine izin verdiler.
Deixaram que um polaco viesse operar um judeu?
Bir Yahudi'ye elini veriyorsun sonra bütün kolunu kaptırıyorsun.
Dá-se um dedinho a um judeu e ele leva-nos a mão toda!
O bir Yahudi!
É judeu!
- Bu tam bir Yahudi fiyatı!
- Um preço vil, judeu!
Şimdiyse sadece 33 yaşında çılgın bir Yahudi. Tek amacı bütün şehri kendisi gibi mutsuz etmek. Özellikle de Hanuka'nın ilk gecesinde.
Agora, é apenas um judeu maluco com 33 anos de idade... que vive para tornar esta cidade tão miserável como ele... especialmente na primeira noite do Chanukah.
Yazık ki kalmıyorsunuz, Prag da güzel bir Yahudi mezarlığı var.
Uma pena que não possa ficar, Praga tem um muito belo cemitério judeu.
Bu bir iç savaş yaratır, ve de büyük bir Yahudi düşmanlığı.
Isto causaria uma revolta civil, e uma onda gigantesca de anti-semitismo.
- Bir yahudi!
- Um judeu!
Başımı okşayarak dedi ki "Sen çok iyi bir Yahudi olacaksın."
Ele bateu na minha cabeça. "Por Deus! Voc será uma boa judia!"
Aşağılık bir Yahudi annemi becermeye çalışırken... oturup sırıtacağımı mı sanıyorsun?
Pensa que vou aprovar que um judeu durma com a minha mãe?
Pis, suçlu bir Yahudi'den başka bir şey değilsin.
Nada mais do que criminosos e sujos judeus de merda.
Bir Yahudi olarak akide şekeri alır mısınız?
Pode comer caramelos, sendo judeu?
Bir Yahudi ama bir erkek gibi öldü.
Era judeu, mas morreu como um homem.
Aptal bir Yahudi domuzu musun sen?
És um imbecil, judeu de merda!
Aptal bir Yahudi domuzu!
És um idiota, judeu de merda!
- Ben bir Yahudi'yim.
Sou tão judia.
Yahudi sorununa, Avrupa'daki Alman etkisi çerçevesinde bir çözüm getirmenizi bekliyorum.
"para solucionar totalmente a questão dos judeus " na esfera de influência alemã em toda a Europa. "
Bir şey söylemek istiyorum. Yahudi sorunu, benim bölümümün yani Reich İdari İşleri'nin sorumluluğunda ve bize emir gelmedi.
Creio poder afirmar com justiça que a questão dos judeus pertence à esfera do meu departamento e que, tanto quanto sei, não foi emitida qualquer directriz.
Avrupa'da kalmış olan Yahudi nüfusuyla ilgili bir belge bulacaksınız. Bir de SSCB veya Rusya'da. Kalan zamanında ne diyorlarsa.
Encontrarão uma lista com o que resta da população judia em cada país europeu e na URSS ou na Rússia, ou seja qual for o nome que o país assuma no tempo que lhe resta.
Öyleyse burada karşımıza çıkar bir açık oturumla seçenekleri bildiririz. Bizi boğan ve hızla artan Yahudi sayısıyla ilgilenmemiz lazım.
O problema que temos de debater, nesta discussão aberta da qual sairão as escolhas que teremos de fazer, é como agir com este grande número de judeus que nos ultrapassa.
Yahudi kimdir, ayrı bir soru.
"Quem é judeu" é outra questão, percebe?
Kanundaki muafiyetler yüzünden bir sürü Yahudi aramızda yaşıyor.
As excepções inscritas na lei permitem que muitos judeus permaneçam.
Diğer bir deyişle, Yahudi gibi davranan da öyle sayılacak.
Ou seja, quem agir como um judeu será visto como tal.
Gruplarımızın yaptığı toplu katliamlar morallerini bozuyor. Özellikle de Yahudi bir Alman Yahudi'siyse. Onlar Rus Yahudilerinden entelektüel anlamda çok ileri.
Os fuzilamentos em massa executados pelas tropas criam problemas de moral, especialmente quando o judeu é alemão e intelectualmente superior ao judeu russo.
Bir yıl sonra, bu kıtada hiç Yahudi kalmayacağına?
Que daqui a um ano, não restaria um único judeu no continente?
Daha iyisi, bir tane şu yahudi şapklarından alın ve gölgeliğinize takın. Ve ancak şimdi komple sikik bir şapkan oldu dostum.
E assim já têm um maldito boné inteiro que cobre tudo, meu amigo.
Yahudi bir dostun olarak söylüyorum, bu yaptığın çok gurur vericiydi.
De judeu para judeu, é um acto de bravura chegar e intervir.
Sudan çıktığımda kendimi bir Hıristiyan gibi hissetmedim, hatta daha da Yahudi gibi hissettim.
Depois de sair da água, senti-me ainda mais judeu.
Max ile benim Yahudi olmayışımız bir sorun teşkil eder mi?
Não faz mal que o Max e eu não sejamos judeus?
Birisi mi? "Yahudi şimşeği" diye bir şey duydun mu hiç?
Pegaram? Nunca ouviste falar em iluminação judaica?
"Bir balık, iki balık, Yahudi balık, Yahudi olmayan balık"
"um peixe, dois peixes, peixe pagão, peixe judeu".
- Neler oluyor? O bir Yahudi!
- É judeu!
Hala bir sürü Yahudi gazla öldürülecek!
Ainda falta gasear muitos judeus!
Bütün Avrupa'nın Hıristiyanları bir anlık Yahudi olsalar, katliam zamanı, ne yaparlar?
Se todos os cristãos da Europa se tornassem judeus por algum tempo, só até que as perseguições parassem, o que fariam os carrascos?
Aziz Papaz... 1000 Yahudi götürülecek eğer siz bir şey yapmazsanız.
Santo Padre! Mil judeus serão deportados se Vossa Santidade não interceder.
Aniden bir Polonyalı geldi ve sordu "Sen Yahudi misin?" "Hayır, Polonyalıyım." dedim.
Mas eu consegui. De repente, um polonês me perguntou : "Você é judeu?" Respondi :
Eğer Yahudi olmakla ilgili bir gösteri yapıyorsam "Yahudi" malzemelerini çekip çıkartabilirim.
Se faço um espectáculo sobre judeus, uso todo o material sobre "Judeus".
Senin gibi bir domuz Yahudi her yerde yolunu bulur.
Um judeu insignificante, como tu, encontra-se em qualquer parte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]