Bu sayede Çeviri Portekizce
2,389 parallel translation
Belki Simmons O'nu bu sayede tanıyordur.
Foi assim que o Simmons o contactou.
Bu sayede bulduk onu.
Foi assim que o encontrámos.
Clark, insanların Clark Kent'i küçük görmelerini istiyoruz. Bu sayede Görüntü'yü örnek alabilirler.
Clark, tu queres que as pessoas desprezem o Clark Kent para que possam venerar o...
... ki bu sayede bahse girmeyeyim ki bu da onun istediği?
Para eu não aceitar o desafio que é o que ela queria?
Güvenliğin devriyeye çıkmasını beklediler ki bu sayede koridorun kapısını levyeyle açabilsinler. İçeri girerler, aynı yoldan yürürler. Tamam.
Esperaram que o guarda fizesse a ronda, arrombaram a porta do corredor, entraram e saíram da mesma maneira.
IP adresinde bir üçkağıtçılık yapıyor- - bu sayede gerçek IP adresini sahte olanıyla gizliyor.
Ele está a mascarar o endereço de IP com uma falsa.
Şifreleme, bilgisayarın, hepsinin aynı kişi olduğunu düşünmesini sağlıyor ki bu sayede bu simgeleri anlık görelim ve kaybolsunlar.
A criptografia faz o computador pensar que são todos a mesma pessoa, por isso vemos os ícones a aparecer, quer queiras ou não.
Neden, bu sayede kedi kavgası seyredebilesin diye mi?
Porquê, para assistires a uma luta de gatas assanhadas?
Bence, sen ve ben, karşılıklı faydalanabileceğimiz bir anlaşmaya varmak adına biraraya gelmeliyiz. Bu sayede Marty'nin konuştukları unutulsun.
Acho que talvez nos devêssemos encontrar para encontrar um acordo benéfico mutuo, para que Marty leve os seus segredos para o túmulo.
Pasaport ayarlayacağım bu sayede ülkeden çıkabilir ve davamıza hizmet edebilesin.
Providenciarei um passaporte, para que possas sair do país e juntar-te à nossa causa.
Yapma be Leonard, bu sayede bilim dünyasına tek gerçek katkını yapabilirsin.
Por favor Leonard, talvez seja a tua única hipótese de fazer uma contribuição real para a ciência!
Bu ülke bu sayede hala bir numara.
Adoro! É por isso que este país ainda é o n.º 1.
Ben de bu sayede, seni ağlarken görmenin keyfini çıkaracağım.
E vou ter o prazer de ouvir a tua vagina chorar até adormecer todas as noites. Por mim, é sempre divertido.
Bu sayede, şuradaki güzel hayvanlar senin kafanı kopartırlarken olayı Morgan Freeman anlatıyor gibi olacak.
Sabes o que tinha piada? Ter o Morgan Freeman como narrador quando aquele belo animal te arrancar a cabeça.
Yüz kaslarındaki en ufak hareketi bile tespit edebiliyor. Bu sayede stresinin nelere bağlı olduğunu saptayabiliyoruz.
Mede a mais ínfima mudança nos músculos faciais, o que nos permite fazer a ligação entre o stress e uma emoção em particular.
Bu sayede tetikleyiciye basamaz hale gelir.
Dessa forma o suspeito não terá hipótese de detonar.
Sadece partiyi buraya taşıdığın için teşekkür etmek istemiştim. Bu sayede ben de katılabildim.
Queria agradecer por transferires a festa para cá para estar presente.
Bu sayede artık hayatıma devam edebileceğim.
E aí eu posso seguir em frente.
Bu sayede Marsden ile beraber rehineleri uzaklaştırdınız!
Para que levasses o Marsden até aos reféns.
Bu sayede arayı kapatabilir.
Seria bom para ele, se isso começasse a mudar.
Güdüm çipleri son teknoloji. Özel olarak ortamla ilişkilendirme yazılımına sahipler. Bu sayede...
Os chips de orientação são de última geração, com ambiente especial e software modificado para certificar-se...
Bu sayede Anson'ı ortadan kaldırabilirsin.
Aí, serias capaz de derrubar o Anson.
Tek istediğimiz bir dinleme cihazı. Bu sayede ben Carmelo'nun yanındayken de iletişimi sağlayabileceğiz.
Tudo o que estamos a pedir é um dispositivo de escuta para nos mantermos em contacto quando estiver com o Carmelo.
Bu sayede gönüllere taht kuramazsınız. Zaten hayatta kalmaya çalışıyorsanız böyle de bir lüksünüz yok demektir.
Não irá fazer amigos, mas fazer amigos é um luxo, quando está a tentar ficar vivo.
Brooklyn'dendi ve bu sayede sertleşeceğimi düşündü. İşe yaramış.
Ele era do Brooklyn, pensou que ira fortalecer-me.
Bu sayede pek çok masraftan kurtulduk.
Poupou muito dinheiro com aquele tiro.
Bu sayede tanıştık.
Foi como nos conhecemos.
Doyle'u devreden çıkartmak için yapıyorsun bu sayede kendin polis şefi olacaksın.
- Eu sei. Fazes isto para tirares o Doyle do caminho e seres chefe da polícia.
Bu sayede yüz yüze konuşabiliriz diye düşündüm.
Pensei que tinha a hipótese de falar contigo cara a cara.
Bu sayede kardeşinle kursağınıza iki lokma sokup yaşayacak bir yer temin edip, sırtınıza kıyafet alabiliyorum!
- Para que tu e a tua irmã possam comer, ter um tecto e umas roupas no corpo.
Evet, zaten bu sayede Bay Trombon'sun.
Sabe, o senhor já passou por isso antes, Sr. Trombone.
Bu sayede süresiz izne çıkmış oldu.
E que seja dito na segurança da sua ausência
Bu sayede ulusal yayına çıkma şansı elde etmiş.
Foi assim que conseguiu a oportunidade de uma transmissão nacional.
Yanıma birkaç nöbetçi vermişlerdi. Bu sayede kaçmayı başarabildim.
Só enviaram dois tipos comigo quando fui ao banho e consegui fugir.
Bu sayede şunu fark ettim.
E dei-me conta de uma coisa.
Bu sayede yerini sır olarak saklayabiliyorlar.
É assim que sabes que são secretos.
Howard Erickson'un ifadesini almak için bir fırsat istiyorum, bu sayede onu Dust Devil programı için sorgulayabilirim.
Eu gostaria de ter a oportunidade de interrogar Howard Erickson para questioná-lo sobre o programa "Dust Devil".
İhtiyacım olan herşeyi bana verecek, bu sayede ben de davayı kazanacağım.
Ele está disposto a dar-me tudo que preciso para ganhar a acção.
Emniyet kemerinizi bağlamak için, kopçayı takın ve kayışı çekin. Bu sayede kemer sizi rahatsız etmeden vücudunuzu sıkıca kavrar.
Para apertar o cinto, afivele e ajuste-o para que fique justo à sua cintura.
Yani bu sayede ikimiz daha fazla vakit geçireceğiz.
Apercebeu-se do facto que anseio passar mais tempo consigo.
Bu sayede hayattasın.
Você está viva graças a isso.
Seni bu sayede buldum.
Foi assim que te encontrei.
Bunun insan DNA'sını değiştirme potansiyeli var, bu sayede ölmekte olan kusurlu ırkımızı kurtarabiliriz.
Isto tem o potêncial de alterar o ADN humano para salvar as nossas falhas de espécie em extinção.
Bu sayede bir ağırlığın olacak ve burada olmasan bile hissedileceksin.
Dessa maneira, vai ter um legado. Ele vai continuar quando você já não estiver.
Soruşturmayı sınırlı tutarım bu sayede basına asla sızmaz.
Vou manter a investigação discreta para que não chegue aos media.
Ellerinde kinoyla çekilmiş eski bir görüntü bulunduğunu,... bu sayede Scott'la Greer'ı tanıyabildiklerini belirtmişler.
Até tinham cópias de velhas gravações Kino, e foi assim que reconheceram o Scott e o Greer. Como é que isso é possível?
Güneş lekelerinin bunu yapabileceğini biliyoruz....... bu sayede bir solucan deliği kendi üstünde geri gidebilir ve zamanda hareket edebilir.
Sabemos que as erupções solares podem fazer isso. Fazer com que um wormhole volte para si mesmo e se desloque no tempo. Sim, mas este não voltou para si mesmo.
İlk aletlerimizi bu sayede yapabiliriz. Sonra da işler yoluna girmeye başlar.
Deve dar-nos uma ajuda para fazermos as ferramentas básicas, depois poderemos acelerar as coisas.
Bu tür bir bağlantının geçerli ve güvenli olduğunu kanıtlamak amacıyla bunu yapıyoruz, Bu sayede bundan sonra diğer taraftaki elemanlarına sürekli yardım götürebileceğiz.
O objectivo será confirmar a viabilidade e a segurança de uma ligação deste tipo, para que possamos fornecer um apoio constante à gente deles do outro lado.
"Bu taktikleri AII erkekler görebilirsiniz sayede ı fethetmek......but ne hiçbiri strateji görebilirsiniz dışarı zafer gelişti."
"Todos os homens podem ver estas tácticas se eu conquistar" "mas nenhum consegue ver que estratégia está envolvida na vitória"
Ne için? Annemin ölümü için, o sayede bu orospuyu yanına aldın.
- Pela morte de minha mãe, para que pudesse abrigar essa prostituta.
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu şarkı 23
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu saatte 37
bu sadece bir oyun 48
bu saatte mi 92
bu sabah nasılsın 16
bu şarkı 23
bu sana 142
bu saçmalık da ne 22
bu sana ders olsun 23
bu saçmalık 450
bu saatte 37
bu sadece bir oyun 48
bu saatte mi 92