English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bu saçma

Bu saçma Çeviri Portekizce

5,027 parallel translation
Hadi ama, bu saçma.
Vá lá. Isto é patético.
Bu saçma.
Isto é um absurdo.
Bu saçma.
Isto é absurdo.
Bu saçma şeye olan ilgimi mi? Hayır.
- O meu interesse nisto?
Hadi bu saçma kanser muhabbetini unutalım.
Esquece essas tolices todas sobre o cancro.
Bu saçma ve gerçek olmayan, senin, Başkanla ilişki yaşadığın söylentisini geçiştireceğim.
Vou acabar com esse ridículo rumor sobre teres um caso com o Presidente.
Bu çok saçma.
Isto é tão estúpido.
Bu şey çok saçma.
- Isso é ridículo.
Bu çok saçma.
É ridículo.
Bu çok saçma.
Isto é ridículo.
Bu çok saçma.
Isso é ridículo.
Bu soruşturmayı bir çeşit saçma yarışmaya... dönüştürmene izin vermeyeceğim.
Não te deixarei fazer desta investigação algum tipo de competição.
Anlat bakalım, bana birşey olmaz... 30 yıllık hayatımda ve 14 yıllık kariyerim boyunca... kimse benimle bu kadar aptalca ve saçma şeyler konuşmamıştı
Vão em frente, eu vou ficar bem. Em meus 30 anos na terra e 16 anos de carreira ninguém jamais disse tal besteira ao meu redor.
Saçma dokunulmazlık anlaşmanıza ikna olmayacaktır. Natalie, Bu bir terörist.
Natalie, este é um terrorista.
- Remi, bu çok saçma.
- Remi, isto não faz sentido.
Bu çok saçma.
Isto é uma merda.
Bu çok saçma. Bu konuda söz hakkım olmaı.
Eu devia de poder escolher.
- Bu çok saçma. - Fazladan bataryanız yok mu yani?
- Não têm baterias de reserva?
Anne, saçma oyunumuza bir saçmalık daha ekleyemeyiz. Bu çok saçma olur.
Mãe, não podemos juntar outro plano louco ao nosso plano louco porque isso seria uma loucura.
- Bu çok saçma.
- Isto é ridículo.
O mağarada gördüğümüz şeyleri düşününce, Bu anlattıkların kulağa biraz saçma geliyor.
Bem, depois de tudo o que já vimos, nem parece surpreendente.
Bu ne saçma iş ya!
É estupidamente ridiculo.
-... ve bu seni de kapsıyor. - Bu çok saçma.
Isto é ridículo.
Saçma olabilir ama bu benim kariyerim, Stef.
Pode ser ridículo, mas é a minha carreira, Stef.
Ama bu iş çok saçma.
- Mas isso é uma parvoíce.
Belki bu sabah saçma gelmiştir hatta hastanedeki doktorlar görmemiş bile olabilir ama seni vuran merminin gidişatına ve cildindeki yanıklara göre konuşursak kendi silahın dışındaki bir silahla vurulmuş olman imkansız.
Estava uma confusão esta manhã, talvez os legistas não tenham notado, mas a trajetória da bala, as marcas no teu corpo... Não é possivel teres sido atingido por nenhuma bala... sem ser a da tua própria arma.
Bu çok saçma.
Isso é uma asneira.
Bu çok saçma.
Está bem, isso não faz sentido.
Pardon ama bu söylediğin saçma ve kaba.
Desculpe, isso é ridículo e má educação.
İyi de bu çok saçma.
Assim, o míssil não pode ser lançado.
- Nasıl saçma bir soru bu?
- Que raio de pergunta é essa?
Bütün bu olay sadece senin saçma anlaşmanı imzalamak için bir oyundu.
Esta situação foi orquestrada para nós assinarmos o teu acordo da treta.
Bu çok saçma.
O quê? Isso é ridículo.
Bu çok saçma.
isto é ridículo.
- Bu çok saçma.
Isso é estúpido.
Birbirimizi bu kadar az tanıyor olmamız çok saçma.
Porque acho uma loucura que mal nos conheçamos.
Yani, Titus tüm gün boyunca arazide çalışan bu adamlarla alıp.. .. ve sonra onları saçma rodeosunda mı kullanıyordu?
O Titus coloca os tipos a trabalhar o dia todo, e depois usa-os nos seus rodeos rústicos?
Bu çok saçma.
Isto não faz sentido.
Ama dünyada bu hiç de saçma değil.
Faz todo o sentido do mundo.
Bu çok saçma.
Isto é... de loucos.
Bu söylediğin çok saçma zira senin bu cadı bozuntusu kız beni etkisiz hâle getirecek bir büyü tutuyormuş elinde.
Tem piada, pois parece-me que a tua namorada obteve um feitiço que eu tinha guardado.
Bu katliam çok saçma ve acımasız bir şeydi.
Este... massacre... foi uma coisa brutal e sem sentido.
Evet, biliyorum. Kulağa saçma geldiğinin farkındayım ama bu bizim sık yaptığımız bir şeydi.
Eu sei, parece de doidos, mas é algo que costumávamos fazer aqui em cima.
- Bu çok saçma.
Não faz sentido.
Lütfen biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı deme çünkü bu hayattaki en saçma neden.
E não digas que precisavas de ficar sozinho por um tempo porque essa é a pior desculpa de todas.
Dur, bu çok saçma ama.
Espera, isso não faz sentido.
Bu çok saçma. Ben asla... - Başkanla yanlız kalmadım!
Nunca fiquei sozinha com o Presidente!
Bu çok saçma.
- Isto é ridículo.
Bu çok saçma.
Não precisamos, Meritíssima.
İyi de bu çok saçma.
Está bem, mas isto é ridículo.
Bu çok saçma.
Que absurdo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]