English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bu yanlış

Bu yanlış Çeviri Portekizce

5,302 parallel translation
Aldatıyor ama, bu yanlış bir şey!
Ele é infiel. Isso está errado!
Bu yanlış gidemeyecek kadar mühim bir mesele.
Isto é demasiado importante para nos enganarmos.
- Bu yanlış hamle olabilirdi.
Mas pode ter sido um passo em falso.
- Bu yanlış.
- É errado.
Ama bu yanlış.
Mas isso está errado.
Bu yanlış.
Isto é... Isto é errado.
Bu yanlış haberler geçen hafta ayaklanmalara sebep oldu ve 3 Amerikan olmak üzere 38 kişi bu ayaklanmalarda öldü.
Essas histórias falsas provocaram tumultos na semana passada de que resultaram 38 pessoas mortas, incluindo três americanos.
Eğer bu yanlış kişilerin eline geçerse ne olur bir fikrin var mı?
Tens noção do que acontecerá se cair nas mãos erradas?
Başarısız biriyim, bu da yanlış.
Falso, sou um fracasso.
Bu çok yanlış ulan Charlie.
Isso é uma merda nojenta, Charlie.
- Bu her açıdan o kadar yanlış ki.
- Isso é completamente errado.
Homer, bu işi yanlış yapıyor olabiliriz.
Homer, talvez estejamos a fazer isto mal.
yanlızca bu gece için, yarın ayrılmış olurum.
Só por esta noite. Devo apanhá-lo amanhã.
Bu haince ve yanlış olurdu.
Isso seria desleal e errado.
- Bu yanlış.
- Não é essa.
Bak, bu çok ama çok büyük bir yanlış anlaşılma.
Olha, acho que isto foi só um grande malentendido.
Doğru ya da yanlış, bu işleri karıştırmaz bazı şeyleri açıklar, kurallara uyamam.
Certo ou errado, isto não complica as coisas, clarifica as coisas. Não posso aderir às regras, Jeremy.
Einstein bu konudaki en büyük otoriteler tarafından bile eleştirmeden doğru kabul edilenlerin tamamen yanlış olduğunu fark ettiğinde şaşkınlığa uğramıştı.
Einstein ficou chocado ao perceber que tantas coisas que tinham sido aceites sem restrições como verdades, até mesmo pelas maiores autoridades no assunto, estavam completamente erradas.
Belki bu konuda. Ama bunun dışında pek çok yanlış olduğum konu var.
Em relação a isto, talvez, mas há muitas outras coisas em que estou errada.
Bu bir yanlış anlama, aslında biz...
Um pequeno mal entendido. Nós deviamos mesmo...
Tamam ben sağlık manyağı değilim ama bu çok yanlış.
Certo, não sou nenhum louco por coisas saudáveis mas isso... Isso é errado.
Çok yanlış bu.
Isso não é correto.
Kendine her seferinde söylediğin bir yalan bu. Ama yanlış olduğunu bile bile bedenleri ele geçiriyorsun.
Essa é a mentira que contas sempre a ti própria, mas possuiste corpos mesmo sabendo que isso era errado.
Bu... yanlış hissettiriyor, Claire.
Isto... parece errado, Claire.
- Ne diyor bu? - Beni yanlış anlamış.
- De que raio está ela a falar?
Bu çok yanlış, onun gibi birini nasıl tehdit görürler?
Isso é tão errado, como podem eles tratá-lo assim?
Bizim cezamız adildir, ama bu adam, yanlış bir şey yapmadı.
O nosso castigo é justo. Mas este homem não fez nada de mal.
Bu o kadar yanlış mı?
Isso é assim tão errado?
Hatalar yapacaktır, yanlış kişilere güvenecektir kalbinin sesini takip edecektir, ki bu onu bazen tehlikeli durumların içine sokacaktır.
Ele vai cometer erros, vai confiar nas pessoas erradas, seguir o seu coração, e às vezes isso vai levá-lo a situações perigosas.
Doğru ve yanlış arasında ne zaman bir çelişki olsa şimdi ve gelecekteki tek çabanız bu olsun.
Agora e sempre, cumpram estritamente quando o errado e o certo se desavirem.
Bir hayalci. Yanlış anlaşılmış ve bu yüzden nefret edilmiş biri.
Era uma visionária, mal compreendida e odiada por isso.
Bu dava bu cinayetten önce de yanlış gidiyordu.
O julgamento já estava dando errado antes desta morte.
Bu dava Will Graham'e inanmak istediğin için yanlış gidiyordu.
O julgamento estava dando errado porque você queria acreditar em Will Graham.
Bir seferinde psikiyatriste gitmiştim ; bu gidiş yanlış bahanelerden ibaretti.
Vi um psiquiatra, uma vez, e foi com um falso pretexto.
Yanlış olan nedir? O gitti sıfır gün bu... bu.
- O Dia Zero... desapareceu.
Aynısını bu sefer de yapacaktım ama yanlışlıkla hepsini sildim.
Fiz o mesmo nessa altura, mas, ao invés de copiar a gravação, sem querer, apaguei-a.
- Bu büyük bir kabalık oldu. - O halde niyetimi yanlış anlamışsınız.
Agora, que cheira a incivilidade.
Bay ve Bayan Balfour'un yaptıklarını iddia ettiğiniz şey kesinlikle yanlış yönlendirmek. - Ve bu hala bir nefsi müdafaa davasıdır.
O que você alegam que o Sr. e a Sra. Balfour fizeram foi, com certeza, um engano, mas, ainda assim, trata-se de um caso de legítima defesa.
Neden bunun için bu kadar şiddet yanlısı olmak zorunda ki?
Porque tem ele de usar tanta violência?
Boston Polis Departmanı ve ABD Adalet Bakanlığı bu haberin yanlış olduğunu ve resimlerdeki iki adamın Boston Maratonu bombalamasında şüpheli olmadığını bilmenizi istiyor.
O Dep. de Polícia de Boston e o Dep. de Justiça dos Estados Unidos gostariam que soubessem que este título está incorrecto e que os dois homens aqui retratados não são suspeitos no atentado bombista na Maratona de Boston.
Bu hareketi zayıflatmak için, BCD yerel basına yanlış haberler vermiş. İsyancı bir liderin başka bir isyancı gruba savaş açacağını iddia etmiş.
Para debilitar o movimento, a BCD pôs histórias falsas na imprensa local, proclamando que um dos líderes rebeldes estava prestes a declarar guerra a outro grupo rebelde.
Sen de birini öldürsen, seni de korurum. Yanlış mı bu?
Se matasses alguém também te encobriria.
Bu çok yanlış.
Isto é tão errado.
Bu yaptığın çok yanlış.
Isso não é adequado.
Büyürken farkettim ki, etrafımızda vuku bulan şeylerin doğal olduğunun, insanların doğaldır, hep bu şekilde olacaktır yaklaşımının yanlış olduğunu, doğal falan olmadığını, bazı şeylerin değişebileceğini ;
Enquanto crescia, fui passando por um processo de perceção de que todas as coisas que as pessoas me tinham dito serem a forma natural das coisas, a forma como seriam sempre, era tudo menos natural.
Aynen bu kelimeleri kullandım, "Tarihin yanlış tarafındasınız." Sıkılmışlardı.
Disse-lhes que estavam do lado errado da história. Usei essa frase. Disse : "Estão do lado errado da história."
Bu mantıklı bir teori ama yanlış.
Essa é uma teoria plausível. Mas está errada.
Biz yanlış işteymişiz. Çalıntı sanat eserlerinin satışı çok uzun sürebilir bu yüzden adamlarımızın elinde çok fazla sanat eseri olduğunu düşünüyoruz dünkü soygundan yürüttükleri tablolar da dahil.
Os objectos de arte roubados levam algum tempo para serem vendidos, pensamos que ainda devem ter muitos objectos em sua posse, incluindo os quadros do assalto de ontem.
Bu yanlış.
Não podes fazer isto.
Pekala Ajan. Arama emriniz olsun ya da olmasın, tüm kayıtlara bakabilirsiniz ama eğer yanlış bir talep meydana geldiyse bilin ki bu yurtdışı ortaklarımız tarafından yapılmıştır.
Está bem, agente, pode examinar todos os registos, com ou sem mandado, mas se houve alguma ilegalidade, devia procurar junto dos nossos parceiros no exterior.
Bu araştırmanın yanlış olduğunu, kız üzerinde duygusal travma oluşturduğuna inanıyordu.
Ele acredita erradamente que o programa estava a infligir traumas emocionais à menina.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]