Bu şekilde Çeviri Portekizce
25,437 parallel translation
Biliyorsun, bu şekilde işlemiyor.
E não é assim que funciona.
- Harita yok, haydutlar heryerde, biz kütüphane de sıkıştık kaldık- - bu şekilde olmamalıydı.
- Sem mapa, com mercenários maus. E presos numa biblioteca. Não foi isto que decidimos.
Bu şekilde gidemezsin.
Não podes ir dessa maneira.
Belki bu şekilde Borns Tech'le bağlantısını ispatlayabiliriz.
Nós podemos ser capazes de o ligar a Borns Tech dessa maneira.
Bu şekilde devam edelim her şey bitmek üzere.
Vamos simplesmente deixar andar e acabar de vez com esta merda.
Bu şekilde yaşayamam.
Eu não posso... não posso viver assim.
Bu şekilde yaşayamam.
Não posso viver assim.
Hiç iyi fikir değil, bu şekilde bir görüşme yapmanızı katiyetle...
Má ideia. Apelo vivamente contra qualquer tipo de comunicação...
İşte bu yüzden bu şekilde acı çekmeme izin vermeyeceğini biliyorum.
É por isso... Olha, eu sei que tu não podes... não podes deixar-me sofrer desta maneira.
Ama 23 yaşındaki kızınızı bu şekilde kaybettiğinizde acıyı tarif etmek mümkün olmuyor.
Mas, quando perdemos uma filha de 23 anos assim... é uma dor impossível de descrever.
Ruhumu bu şekilde parçalayamam.
Não posso perder a autoestima.
Seninle bu şekilde bir işe girişmek istemiyorum.
Não quero entrar neste negócio.
Ama hiçbir fotoğrafta izlerine dair net bir görüntü yakalayamadım fakat Sadie Jacoby bu şekilde hatırlıyor.
Mas não pude obter uma visão clara de cicatrizes nas fotografias, mas isto é como a Sadie Jacoby se lembra dele.
Bu şekilde bitmesi gerekmiyordu.
Sabe, não precisava de ser assim.
Onu indirebilirsin ama bu şekilde değil.
Eu mandei olhar para mim! Pode acabar com ele, mas não assim.
Bu şekilde bitmesi gerekmiyor.
Não tem de acabar assim.
Onu bu şekilde gömmek için bir sebebi olmalı.
Deve haver uma razão para o enterrarem assim.
Bu şekilde çağırılmayı hak etmiyorum.
Não mereço ser chamado assim.
Birden fazla arkadaşımı bu şekilde kaybettim.
Já perdi mais de um amigo dessa maneira.
Bu şekilde daha güvenli.
É mais seguro desta forma.
Neden bu şekilde ses çıkarıyor?
Mas que som é esse?
Bu şekilde istemedim.
Não assim.
Bu şekilde daha kolay geçer.
Será mais fácil assim.
Gördünüz mü, büyük ulusumuzun iş modeli bu şekilde.
Esse é o modelo de negócios desta nossa grande nação.
Terk edilmiş köyü ziyaret etmeyi çok istedi sorumluluk bölgemizde de bu şekilde sadece bir köy vardı.
Insistiu visitar uma aldeia isolada ou abandonada, e só temos uma assim na nossa zona.
Aslında Kale bu şekilde olmasının başlıca sebebi bütçe sıkıntısıymış,
O castelo foi feito invisível por questões orçamentais.
- Bu şekilde icabına bakacağız.
- É assim que vai ser. - Caramba, mãe.
Yani onun vaftiz babası olmasını istiyorum ama bu şekilde değil.
Quero dizer, quero que ele seja o padrinho mas assim não.
Bu şekilde olmaması gerekiyordu Raymond.
Não devia ter sido desta maneira, Raymond.
Şiir bu şekilde.
Reza o poema.
Bu şekilde sadece telefon mikrofonunu duyabiliriz.
Isto apanha o microfone do telemóvel.
"Hâlâ hasta bir şekilde yatıyorum." " Şimdilik hepsi bu kadar.
" Ainda estou na cama. Por agora é tudo.
O sıralarda işi ilerletmek istedi ve bir süre bir internet sitesi yönetti. İzinsiz şekilde videolar yayınladı... Bu, yetenek anlaşmasına aykırıydı.
Naquela altura ela queria fazer e fez de facto um site não autorizado durante um tempo, publicando os vídeos infringindo os contratos, e passei-me.
Bir şekilde e-postasına bir dosya gönderilmiş ve " Bu zip dosyasını Terri'ye gönderirsen,
E depois recebeu um ficheiro por e-mail. E disseram-lhe que se ele enviasse esse ficheiro à Terri, ela deixava-o em paz.
Tüm bu unsurlar, Sabine'in o gece restoranı plansız bir şekilde seçtiği iddianla tamamen çelişiyor.
Esses factos não combinam com a sua afirmação de que a Sabine escolheu o restaurante em cima da hora.
Belki de bu yetişkin katil bir şekilde senin çocukken olduğundan daha beceriklidir.
Este assassino adulto não terá mais aptidões do que o Sherlock na infância?
Ama bu dava bir şekilde bizi tuzağa çekiyor.
Este caso tropeçou num fio algures.
Bu felç olayının bir şekilde onu jüriye daha sempatik göstereceğinden endişe ediyorum.
Não, eu... eu estou preocupada com que o AVC o vá fazer parecer de certa forma humano para o júri.
Güvendiğim şey de bu, ve aynı şekilde bankadaki 23 insanın da.
É com isso que estou a contar. E também as 23 pessoas inocentes naquele banco.
Bradford hastahanesinin kayıtlarıyla uyumlu 6.5 yıl önce çok sık bir şekilde acile gittiği görülüyor yaşamının zor zamanları olmalı öyleydi boşanıyodu o dönemler bu yaraların kümelenmesie bakarsak aile içi şiddetle uyumlu fakat kurban erkek evet erkeklerde eş istismarında kurban olabilirler hakiki erkekler değil
Isso confere com o prontuário de Bradford do hospital. Parece que teve várias visitas nocturnas às urgências há 6 anos e meio. Deve ter passado por um período difícil.
Yasak olduğu halde bazı şeyleri görmezden geliyorsun ve bir şekilde bu işleri daha mı iyi yapıyor?
Tipo, deixar as coisas passarem mesmo sabendo que não deviam, - e isso torna as coisas melhores?
Bu geziye son çıktığınızda sevgili babanızın ölümüyle acı bir şekilde yarıda kesilmişti.
Da última vez que partiu para esta viagem, ela foi cruelmente interrompida pela morte do seu pai.
Şey, sonuçta herşeye rağmen bu davada çalışabilirsin gibi duruyor, en azından gizli bir şekilde.
Parece que vais poder trabalhar no caso afinal. - Pelo menos infiltrado. - A sério?
Bu genç Powerlar'ı plansız bir şekilde göndermemizden endişe duyuyorum.
Estou preocupado em enviar estes jovens Powers sem sequer um plano.
Ben AP-5, bu kargonun güvenli bir şekilde nakledilmesinden sorumlu İmparatorluk envanter droidiyim.
Sou o AP-5, Dróide de Inventário Imperial. Encarregado de tratar da carga desta nave.
Bu çocuk her kimse şiddetli şekilde ölmüş.
Este rapaz, seja quem for morreu de forma violenta.
Dün geceden bu sabaha kadar ben uyuyorken, bunu hesap edemedim. Bilincimdeki bir anlık boşluk ve bir şekilde...
Entre a noite passada e esta manhã, enquanto dormia, não posso responder, é uma lacuna na consciência, de alguma forma ele...
Bu insanlara muazzam şekilde borçluyuz.
Temos uma dívida enorme para com esta gente.
- Kafam karşımadı. Odanın bir ucunudan diğerine emekleyerek geldiniz, bu açıyla herifi vurdunuz sonra da aynı şekilde geri döndünüz. Sonra da kadının boğazını kesitiniz yani?
Rastejou isto tudo, até este lado da sala, alvejou o homem deste ângulo, depois, voltou para trás, para aqui, e cortou a garganta à mulher.
Gümrük memuru bu sabah limanda öldürülmüş şekilde bulundu.
Um oficial de alfândega foi encontrado morto no porto esta manhã.
Aynı şekilde sana veya bu aileye olanları da.
Ou que se passa contigo ou com esta família.
bu şekilde değil 53
bu şekilde olmaz 37
bu şekilde konuşma 22
bu şekilde mi 16
bu şekilde devam edemem 22
bu şekilde yaşayamam 23
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu şekilde olmaz 37
bu şekilde konuşma 22
bu şekilde mi 16
bu şekilde devam edemem 22
bu şekilde yaşayamam 23
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu sen değilsin 47
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu seferlik 30
bu sefer 162
bu senin düşüncen 27
bu sebeple 59
bu seni ilgilendirmez 244
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu seferlik 30
bu sefer 162
bu senin düşüncen 27
bu sebeple 59
bu seni ilgilendirmez 244