English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Büyür

Büyür Çeviri Portekizce

485 parallel translation
Görüyorsun, Pinokyo, bir yalan gittikçe büyür... ta ki yüzündeki burun kadar görünür hale gelene dek.
Sabes, Pinocchio, uma mentira cresce e cresce... até ser tão evidente como o teu nariz.
Çocuklar hızlı büyür.
Garotos crescem rápido!
Sedir ağacı gibi büyür.
Chegar a velho como cipréste.
Bir adam yaşlandığında, ilaç dolabı da gittikçe büyür.
À medida que o homem fica mais velho, o seu armário de remédios fica também maior.
Gilda da çabuk büyür demişti.
A Gilda avisou-me que ias crescer.
Zamanın attığı tohumları görme gücünüz varsa, hangi tohum büyür, hangisi ölür biliyorsanız, benimle de konuşun. Ne korkum var sizden ne bir dileğim. Ne derseniz kabulüm.
Se sabeis ler as sementes do tempo e dizer qual irá crescer ou não... falai então para mim... que não imploro nem temo vossos favores nem vosso ódio.
Oğlan ve kız tanışır, âşık olurlar, evlenirler, bebekleri olur nihayetinde bebekler büyür, başka bebeklerle tanışırlar âşık olurlar ve evlenirler ve bu böyle devam eder durur.
Um rapaz e uma rapariga conhecem-se, apaixonam-se e casam-se. Têm bebés, os bebés crescem, apaixonam-se e casam-se. E assim por diante.
Aksine insanın içinde geçen seneler ile beraber, yeşerip büyür.
eu tenho tudo isso não desaparecem, mas crescem! Aumentam com os anos!
delikanlılar uyuyarak büyür, ama sen öyle istiyorsan sen bilirsin.
Os mais novos precisam de dormir, mas faça o que quiser.
Burada bitki vahşi bir şiddetle büyür.
As coisas crescem com uma violência selvagem.
Çocuklar gibi onlar da büyür.
Crescem como crianças.
"Birçok kadın, büyür, yaşlanır ve ölür... " ve benim yaşadığım mutluluğu yaşayamaz.
Muitas mulheres envelhecem e morrem... sem nunca conhecer a felicidade que eu tive.
Ve kalbim daha açık ve daha hafif büyür Ve ay daha parlak ve daha parlak büyür.
De repente, meu coração se alegrou, enquanto a lua brilhava mais e mais.
Bazen de o kadar büyür ki tıkanır, bilirsin.
Há ranchos que crescem tanto que explodem.
Çocuklarınız büyür... sonra size yapacak ne kalır?
Os filhos crescem e, então, o que resta para você fazer?
İnsanlar ne zaman homurdanıp dursalar, o zaman sessizlik büyür.
Quando as pessoas páram de se preocupar, e se tornam silenciosas.
Ama amcam Gloucester : "Narin bitkiler zarif olur, kaba otlar çabuk büyür." dedi.
"Sim", disse meu tio Gloucester, " as plantas pequenas são graciosas, as ervas daninhas crescem depressa.
Efendim, hani siz demiştiniz ya, yararsız ot çabuk büyür, diye.
Oh, senhor meu, haveis dito que crescem depressa as ervas daninhas.
Yaşları da hızlı büyür.
Elas envelhecem mais rápido também.
Kızlar büyür Pierre. Çok hızlı.
As meninas crescem rápido, Pierre.
Unutmayın, Benton bebek mamasıyla bebeğiniz daha çabuk büyür.
Lembre-se, Benton cria melhores bebês.
O vakte kadar büyür.
Nessa altura, será crescido.
Tırnaklar büyür.
Unhas continuam a crescer.
Büyür
Logo correrao juros
Zaman geçtikçe iş büyür.
Cada vez mais.
Listemde hep rüşvetçiler ve ahlaksızlar bulunur. ve gittikçe büyür ki kontrol edemem.
A minha lista dos venais e dos moralmente corruptos, continua a crescer.
"İnsanlar acıyla büyür!"
"As pessoas sofrem demais!"
Yürekten hissedilen iş, yalın büyür
O trabalho sentido Cresce com pureza
Yürekten hissedilen iş, yalın büyür
O trabalho sentido cresce Com pureza
Kıçın büyür... ve göbeğin çıkar. Egzersiz yapmalısın.
Queres ficar de rabo e pança moles?
Toprak o kadar zengin ve kara ki, bir domuz kuyruğu eksen domuz büyür!
Terras tão ricas e negras que podem plantar... um rabo de porco e obterem um javali!
İlkbaharda her şey büyür.
Haverá crescimento na Primavera.
Biri yardımcı olursa genç bitkiler daha kolay büyür.
As plantas jovens crescem melhor se uma pessoa as ajudar.
Ve bahçenize sevginizi verirseniz... her şey büyür.
E se dermos ao nosso jardim... muito amor, as coisas crescem.
Evet, bazı bitkiler... güneşte büyür... bazılarıysa gölgede daha iyi büyür.
Sim, algumas plantas... dão-se bem ao sol... e outras crescem melhor à sombra.
Eğer kesmezsen büyür, büyür, büyür?
Se não cortasses, ele crescia e crescia e crescia?
Evet. Kulaklarının altına kadar büyür.
Crescia até aqui às orelhas.
İnsanlar büyür, Deke.
As pessoas crescem.
O zamana kadar nasılsa bir inç büyür!
Até lá cresce dois centímetros.
Seni faydalı görürse, tüm fonksiyonlarını ele geçirip... iyice büyür.
Se fores útil, ele rouba-te todas as funções, para se tornar maior.
Hücreler ürer, büyür ve diğerlerine katılır.
As células irão reproduzir-se e aumentar e juntar-se a outras.
" Çok hızlı yürür Işık hızıyla büyür
" O mais rápido que pode ir A velocidade da luz vocês conhecem-na
Ne çeşit bir pislik Seattle'da büyür ve yüzme bilmez.
Que idiota cresce em Seattle e não sabe nadar?
Ne kadar büyür o bitkiler?
Será que essas plantas crescem muito?
Evet, çoğu oğlan büyür.
Pois, a maioria dos rapazes cresce.
Bir çiçek gibi doğar büyür, ve sonra solup devrilir gider hiç bir yerde sürekli kalamaz, bir gölge gibi oradan oraya kaçıp gider.
Ele nasce e é cortado como uma flor vagueia como uma sombra, e nunca fica de uma vez.
Senin gibi aptallar ne zaman büyür?
Quando é que vocês crescem?
Başka bir ipucu daha olmalı. Arazi değişebilir, bir şeyler büyür, her şey olabilir.
As marcas mudam, as coisas crescem.
Bazı ağaçlar vardır, Watson, belli bir boya erişinceye kadar büyür. Sonra aniden çirkinleşip acayip hale bürünürler.
Algumas árvores, Watson, crescem até um ponto, e depois ramificam-se de forma estranha,
"Bir çiçek gibidir, büyür ve koparılır."
" Ele sobe e é colhido como uma flor
Nefret öyle bir şeydir ki,... zaman geçtikçe güçlenir, büyür.
O ódio é algo que o pode alimentar, mas não por muito tempo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]