Canım istemiyor Çeviri Portekizce
305 parallel translation
- Canım istemiyor.
- Não quero dançar.
- Hayır, canım istemiyor.
- Não quero.
Hiç canım istemiyor.
Não me apetece nada.
Canım istemiyor.
- Não me apetece.
Canım istemiyor Johnny. Sen izlemene bak.
Não me apetece, Johhny, vê tu sozinho, eu espero.
Hatırladığım kadarıyla ilk kez canım istemiyor.
Que me lembre, é a primeira vez que não me apetece.
Benim canım istemiyor.
A mim não apetece.
- Canım istemiyor.
Não tenho vontade de ir para norte.
- Canım istemiyor ne demek?
Porque não?
- Benim canım istemiyor.
- Não tenho vontade.
- Benim canım istemiyor.
Não tenho vontade de ir para norte.
- Canım istemiyor.
- Não tenho vontade de ir.
- Şu anda canım istemiyor.
- Agora, não me apetece.
Canım istemiyor. - Haydi, paraya ihtiyacım var!
- Vá lá, preciso do dinheiro.
Canım istemiyor.
- Não quero ir.
- Canım istemiyor.
- Nâo me apetece.
Canım istemiyor.
Não me apetece ir.
Canım istemiyor işte.
Não me apetece ir.
- Canım istemiyor.
- Não me apetece.
Canım istemiyor.
Não me apetece.
Şu an canım istemiyor.
Não me sinto com disposição para o fazer neste momento.
Dur sana göstereyim. Sanırım pek canım istemiyor.
Eu mostro-te como é.
Velma bakmasını istemiyor. İstiyor musun canım?
Não acredito que Velma queira que a olhe, verdade?
Söyledim sana, canım içmek istemiyor.
Disse que não estou a fim de beber.
Kurşun gibi bir uyku çöküyor üstüme. Oysa hiç uyumak istemiyor canım.
O chamado do sono cai como chumbo sobre mim, mas não quero dormir.
- Canım yemek istemiyor.
- Não estou com grande apetite.
- Henüz canım dans etmek istemiyor.
Por enquanto, não estou com vontade.
Canım bir şey istemiyor.
Acho que não quero nada.
- Canım dans etmek istemiyor.
Mas eu não estou, com vontade de dançar!
Artık canım kimseyle konuşmak istemiyor.
É que já não falo com ninguém.
Bu da dillere destan İrene... Bu yıl evlenmek için can attığım, sosyetenin en güzel kızı ama o beni istemiyor.
Esta é a nossa histórica Irene, a mais gloriosa debutante com quem queria casar mas não me quer.
Sadece canım yapmak istemiyor.
Não me apetece, não o farei.
- Canım şu anda sevişmek istemiyor.
Apetece-me mesmo fazer amor neste instante...
Canım markete gitmek istemiyor.
Não me apetece descer.
- Canım şarkı söylemek istemiyor.
- Não me apetece cantar.
Ama görüyorsun şu anda canım hiç çalışmak istemiyor.
É que não tenho vontade de trabalhar!
- Canım bir şey yemek istemiyor.
- Não posso atravessar nenhum bocado.
Canım gitmek istemiyor.
Não tenho vontade de ir.
Bilmem. Şu an canım pek oynamak istemiyor.
Não tenho muita vontade de jogar.
Sanırım kimsenin canı bu akşam oynamak istemiyor.
Ninguém está com vontade de jogar esta noite.
Canım hiçbir şey yapmak istemiyor.
Já estou farto!
Beni öyle rahat ettirdin ki.. .. canım paradan söz etmek istemiyor.
Porque eu me sinto tão bem... que quase detesto falar de negócios.
Canım istemiyor. - Annenle mi yaşıyorsun?
- Vives com a tua mãe?
Canım uyumak istemiyor. Dışarısı hala aydınlık.
Näo me apetece dormir, ainda está claro.
Anne, bugün canım yemek istemiyor.
Mamã, hoje não como.
Dinle, artık hindi istemiyor canım, anladın mı?
Eu também não queria peru.
İstemiyor musun karımı al canımı al ne istersen onu al.
Você não quer? Pegue minha mulher... minha vida, o que quiser, terá.
- Canım sinemaya gitmek istemiyor.
- Não me apetece ir ao cinema.
- Canım oyun oynamak istemiyor.
- Não estou a fim de jogos.
Canım hiç tartışmak istemiyor.
- Realmente não estou disposta a isto.
Canımı yakmak istemiyor musun?
Tu não me queres magoar?
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
canım 2922
canim 19
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
canım 2922
canim 19