De ne var Çeviri Portekizce
9,694 parallel translation
Doğa evinde ne var bilmiyorum.
Tenho pensado na casa de contabilidade.
Asıl sende ne var ne yok?
O que ha de novo com você?
Hey, Peter? Bu gün menüde ne var?
- Peter, qual é a ementa de hoje?
Jüri "Elinizde ne var sayın avukat?" diye bana pay biçerken.
O júri a medir-me de cima a baixo, a dizer... "O que é que tem, defensor público?"
Madem köşenin ardında ne var göremiyoruz biz de duvarın içinden bakarız.
Sendo assim, vamos ver através das paredes.
O gerdanlık ne kadardır haberin var mı senin?
Por qual crise de ciúme aquele colar pagou?
Tahmin et bu tahta zeminin altında ne var?
Vamos dar uma vista de olhos debaixo do chão?
Sırada ne var? Ona fileli elbise giydirip Amsterdam'daki bir camekânın arkasına mı koyacaksın?
A seguir vais vestir-lhe meias de rede e pô-la à janela em Amesterdão?
Burada yeni olan ne var?
O que há de novo por aqui?
Bir içki daha almaz mıydınız? Ne de olsa artık çok tarz bir peynir servisim var.
De certeza que não ficam mais um pouco, sobretudo agora que tenho esta tábua de queijos toda estilosa?
- Benden istediğin ne? - Tanrı'nın huzurunda günah çıkartmak ve geri dönmek için şu an bir şansın var.
Tens a hipótese, agora, de confessar os teus pecados perante Deus e voltar atrás.
Maggie'nin çocuklarını ne kadar almak istediğimizi tahmin edemezsiniz ama bizim de baktığımız ikizler var.
Não fazes ideia o quanto gostava de poder ficar com os rapazes, mas já temos gémeos e a irmã.
- Peki ne değişti? Marigold hala benimle. Senin de bir annen var.
Eu continuo a ter a Marigold e o Bertie a sua mãe.
- Şu anda ne önemi var?
Por amor de Deus, o que importa isso agora?
Ne bir müttefikimiz ne de bir düşmanımız yok. Yalnızca hasta ve çaresiz insanlar var.
Não temos aliados, não temos inimigos... apenas, um mundo de pessoas doentes e desesperadas.
Taş çatlasın bir saatimiz var ve ne tür bir zehirle uğraştığımızı bilmiyoruz.
Temos menos de uma hora e não sabemos com que veneno estamos a lidar.
- Şu kayıtta ne var?
Que ficheiro de vídeo é este?
"Ne var o şeker torbasında?"
" O que está naquele saco de presentes?
Ama yine de Hexenbiest olacak. Bastırmanın ne faydası var?
Mas se ela ainda continuar a ser uma, que bem fará?
911'i arayan Ed Turner'dan bir iz yok. Ne görgü tanığı var ne de Susan Watts'ı tanıyan biri.
Não há nenhum sinal do Ed Turner, o tipo que ligou para o 112, sem testemunhas e ninguém que conheça a Susan Watts, o que é estranho.
- Üzgünüm ama yardıma ihtiyacın var. - Ne konuda?
Desculpa, mas precisas de ajuda.
Telas yaptım, ama suclamayla tehdit ediyorlar, yani istedikleri bir sey var, Harvey'i de tanıyorum, istedikleri ne olursa olsun, bir yolunu bulup onlara verecektir.
Estava preocupado, mas estão a ameaçar, isso significa que querem algo, e conheço o Harvey, e seja lá o que for, ele dá.
Tekrar etmenin ne zararı var ki?
E qual é o problema de fazê-lo novamente?
Ne var bunun içinde?
É de quê?
Ne federallere, ne NYPD'ye ne de bana saygın var.
Sem nenhuma consideração pelos federais, pela Polícia de Nova Iorque ou por mim.
Bunun Dubai'deki, kovulmuş olması gereken Orient'li kaçakçıdan ne farkı var?
Qual é a diferença em relação ao Dubai? O contrabandista do Oriente que teve de ser expulso.
Açıklanacak ne var ki? "Çare Drogba" yerine, dolap kelimesini kullandım işte.
Explicar o quê? Em vez de "amá-lo" usámos a palavra "armário".
O krater yaratıcıya ne kadar patlayıcı koyduğumdan haberin var mı?
Sabes quanta carga coloquei naquele criador de crateras?
- Alex, ben... - Hayır! Ne anlamı var ki?
- Não, de que vale mesmo ter nota máxima 10 anos seguidos, passar os verões a construir casas, arrastar o violoncelo para a escola todos os dias, escrever a dissertação perfeita...
Belli ki onun bir Bay Daniels'a ihtiyacı var çünkü bir proje ne kadar canlı olursa o kadar güzel olur.
Ela precisa de um Mr. Daniels, pois um projeto nunca tem brilho a mais.
- Onun ne işi var burada? Alex ve Sanjay, dört senelik ateşli bir rekabetin ardından şunu memnuniyetle bildiririm ki, Pali Lisesi 2015 mezunları arasında eş birinci oldunuz!
Alex e Sanjay, após quatro anos de fervorosa competição, tenho o prazer de dizer que da turma de 2015 de Pali High são coalunos de mérito!
Ne zamandır çalışıyorum buna, haberin var mı?
Sabe quanto tempo tive de estudar para isto?
Yeni bir şeyler denemeyecekseniz yaşamanın ne anlamı var?
Qual é a razão de viver, se não podes experimentar, uma coisa nova?
Menüde güzel ne var burda?
O que há de bom no menu?
- Ne amacının? - Emin olamam ama her dosyaya bir açısı var. Bunu biliyorum.
- Não tenho a certeza, mas ele sempre tem um ponto de vista de cada caso.
Bay Aleko'nun, görev gücünüz ile ne tür bir bağlantısı var?
De que maneira o Sr. Aleko se ligava com os assuntos da sua equipa de intervenção?
Ne trafik kamerası var ne de görgü tanığı.
Sem câmaras de trânsito sem testemunhas.
Ne var, sen de üşümedin mi?
Não estás com frio?
Ne plaka var, ne bir çizik, ne de kir.
Não há placas, nenhum adereço ou manchas.
Ne bir işaret var, ne de iş yeri.
Não há sinalização ou comércio.
Max, tatlı dükkânında çalışırken çakı taşımanın ne gereği var?
Max, por que tens um canivete para trabalhar num bar de sobremesas?
Ne bilgisayarımız var ne de klavyemiz.
Não temos computadores e não temos teclados.
Ne bilgisayarlara ihtiyacımız var ne kitaplara.
Não precisaremos de computadores, nem de livros.
Ne cilt bozukluğu var ne de siyah nokta.
Nenhuma borbulha, nenhum ponto negro.
Bunun ne annemle ne de aileyle ilgisi var. Ben olanı söyledim.
É sobre o que aconteceu.
Hem dışarıda beni bekleyen ne var ki?
E o que seria de mim?
Oyuncu olmak için ne özgeçmişe ne güzelliğe ne de yeteneğe ihtiyacın var.
Não precisas de ter um currículo, ser bonito ou talentoso para ser um actor.
Zaten ölmüşken birisinin arkadan bıçaklamasını beklemenin ne anlamı var?
Qual o objectivo de esperares que alguém te apunhale pelas costas, se já estás morto?
İçinde her ne varsa, bende de var.
O que está dentro de ti, está dentro de mim.
Ne anlamı var ki?
- De que adianta?
Evet, Cuma akşamı yetenek yarışması var ama Espo'yla ne yapacaklarını bana söylemiyor.
Sim, a competição de talentos é na sexta-feira à noite, mas ele não - me diz o que ele e o Espo vão fazer.
de ne demek 59
de ne oldu 18
de ne 25
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20
de ne oldu 18
de ne 25
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20
ne varsa 17
ne var yani 22
ne var biliyor musun 75
ne vardı 185
ne var içinde 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
ne var yani 22
ne var biliyor musun 75
ne vardı 185
ne var içinde 24
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24