Dinlemiyorum Çeviri Portekizce
336 parallel translation
Dinlemiyorum.
Não quero ouvir.
Hayır, radyo dinlemiyorum, Dr. Chumley'i dinliyorum.
Não, não estou a ouvir rádio estou a ouvir o Dr. Chumley.
Artık seni dinlemiyorum.
Não vou ouvir mais nada.
O kadar duygusuzlaştım ki, yalnızken seni gebertebilirim. Seni dinlemiyorum artık.
Estou dormente para poder acabar contigo quando estivermos sós.
- Bir generalim ve sizi dinlemiyorum.
- Sou um General e não vos ouvirei!
- Dinlemiyorum.
- Não quero ouvir-te.
- Konuşuyor ama dinlemiyorum.
- Ele fala mas eu não escuto.
- Sizi dinlemiyorum.
Não estou a ouvi-lo.
Dinlemiyorum.
Não ouço...
Bu saçmalığı dinlemiyorum artık.
Recuso-me a ouvir estes disparates!
- Onları dinlemiyorum.
- Não os vou espiar.
Dinlemiyorum. Tamam mı?
Não te estou a ouvir.
Seni dinlemiyorum.
Não te estou a dar ouvidos.
Jeffrey'i dinlemiyorum ama hala konuşuyor.
Não estou a ouvir o Jeffrey, mas ele continua a falar.
- Seni dinlemiyorum.
- Não fiz.
- Emirlerini dinlemiyorum.
- Faço-o sem a sua autorização.
- Artık seni dinlemiyorum bile. Beni parçalara ayırıp, duvara vur daha iyi.
Ao sair das aulas, escutei quando ele disse que ia busca-la.
Hiç dinlemiyorum.
Nunca ouço.
Artık seni dinlemiyorum.
Não te dou mais ouvidos.
Hayır, seni dinlemiyorum.
Não. Não vou ouvir.
- Dinlemiyorum.
Não vou ouvir!
- Dinlemiyorum.
Humperdinck. - Não estou a ouvir.
- Hayır hayatım, dinlemiyorum.
- Não, querida, não estou.
Seni duyamıyorum... Seni dinlemiyorum...
Não te consigo ouvir Nem quero ouvir
Bana bunu söyleme Çünkü seni dinlemiyorum.
Não me diga isso que eu nem oiço.
Bana bir çok konuda ipucu veriyor, ben de dinlemiyorum.
Ele deu-me a dica sobre muitas coisas, e eu não ouvi.
- Seni dinlemiyorum.
- Não quero ouvir.
Seni dinlemiyorum!
Não quero ouvir isto.
Dinlemiyorum!
Não vou ouvir.
Dinlemiyorum- - Bırak beni!
Eu não... deixa-me!
Dinlemiyorum bile.
Eu nem sequer estou a ouvir.
Dinlemiyorum.
Não vou ouvir.
- Daha fazla dinlemiyorum.
Eu acho que não vou ouvir mais.
ve dinlemiyorum, ve eğlenceli değilim, ama Bob Willey öyleymiş...
Que eu era insensível, e que não a escutava, e que não era nada divertido, e que Bob Willey é que era...
Ben hiç dinlemiyorum.
- Não estou a ouvir...
Seni dinlemiyorum.
Eu não vou escutá-lo
O babam değil. Onu dinlemiyorum.
Não, ele não é o meu pai, eu não to nem ai
Televizyonu dinlemiyorum.
Eu não faço caso da TV.
Dinlemiyorum.
Não estou a ouvi-lo.
Ben bu kadının saçma laflarını dinlemiyorum.
Não vou ficar a ouvir esta mulher a dizer disparates.
İyi, çünkü dinlemiyorum.
Ainda bem, porque não estou a ouvir.
Seni dinlemiyorum.
"Click". Eu não te oiço.
Bir kadın dilini boğazıma soktu. Seni dinlemiyorum ki.
A garota quase me engoliu, nao ouvi o que disse.
Seni dinlemiyorum!
Eu não estou a ouvir você!
Seni dinlemiyorum artık.
Eu não funciona com ordens.
- Dinlemiyorum.
Não te estou a ouvir.
- Seni dinlemiyorum?
Deve ser a convidada do J.B.
- Dinlemiyorum!
Não estou a ouvir
Seni dinlemiyorum.
Eu não estou a ouvir.
- Seni dinlemiyorum.
- Eu não te segui.
Seni dinlemiyorum.
Não estou a ouvir-te.
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinlemek istiyorum 18
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlenmen gerek 19
dinlen biraz 26
dinleme onu 24
dinlemek istemiyorum 29
dinlenmelisin 59
dinlemiyorsun 67
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlenmen gerek 19
dinlen biraz 26
dinleme onu 24
dinlemek istemiyorum 29
dinlenmelisin 59
dinlemiyorsun 67