English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Dışarı çıkar

Dışarı çıkar Çeviri Portekizce

2,537 parallel translation
Pekala, arabadan dışarı çıkar mısın?
Pode sair do carro?
Arabayı kullanan dışarı çıkar. Andrew, Paige'yi kurtarmak için suya dalar, vurulur, yüzeye çıkar ki sürücünün bu esnada muhtemelen kafası kıyaktır.
Quem ia conduzir, saiu, o Andrew mergulhou para salvar a Paige, é alvejado, flutua até à superfície, o que, provavelmente, assusta o condutor.
Havuzun oradan eşyaları dışarı çıkarırken ormanda bir araba gördüm.
Quando tirava as coisas da casa da piscina, vi um carro no bosque.
Lütfen onu dışarı çıkar.
Por favor, leva-o daqui.
Çöpü dışarı çıkarır mısın?
Podes pôr o lixo lá fora?
Dışarı çıkar çıkmaz..... arkamdan koşup beni yakaladı.
Assim que cheguei lá fora, ela correu para me apanhar.
Penny, sakıncası yoksa dışarı çıkar mısın, biz de onunla konuşalım.
Penny, importas-te de sair, para podermos falar com ele?
Yüzünü dışarı çıkarıp bir kaç görüşme ayarlayalım.
Vamos marcar algumas reuniões.
Eğer bu sizi dışarı çıkarıp şeytanı vurmanızı sağlayacaksa bunu yapmalıyız Dean.
Se nos conseguir arranjar uma oportunidade de apanhar o Diabo... Dean, temos de a aproveitar.
Belki bir ara hep beraber dışarı çıkarız.
Talvez possamos sair todos juntos um dia destes.
Kızı dışarı çıkarın!
- Tira-a!
- Dışarı çıkarıyor.
- Está levando para fora.
Kardeşini dışarı çıkarıyorum.
Vou levar a tua irmã a dar uma volta.
Charlotte, kızları dışarı çıkarır mısın?
Charlotte, saia com as meninas.
- Onu dışarı çıkar Lee.
- Dá cabo dele, Lee.
- Dışarı çıkar mısın?
O seu marido...
Hadi ama hadi, dışarı çıkarız.
Vamos lá sair!
Dışarı çıkar mısın.
Podes sair dai?
Birisinin özel ihtiyacı olursa, diğeri dışarı çıkar.
Se alguém precisa de privacidade, o outro pode sair.
- Bir de... Evet. - Dışarı çıkar mısın, lütfen?
- Pode sair, por favor?
Dışarı çıkar!
Deita para fora!
Dışarı çıkar.
Deita para fora.
Evet, belki de haklısın. Belki de seni dışarı çıkarıp üstünü ve arabanı kontrol için aramam gerek.
Sim, talvez, ou talvez deva tirá-lo daqui e revistá-lo, você e o seu automóvel... em busca de substâncias proibidas.
Motoru kapat ve ellerini pencereden dışarı çıkar.
Desligue o motor e ponha as mãos fora da janela!
Motoru kapat ve ellerini pencereden dışarı çıkar. Hemen!
Desligue o motor e ponha as mãos fora da janela!
Her an gelip içeri girebilir. Beni dışarı çıkarıp bir şeyini unutur.
A qualquer momento ele vai entrar aqui e vai arrastar-me lá para fora e depois... esquece-se de alguma coisa.
Kara Mamba'yı dışarı çıkar.
Vai buscar a Mamba Negra!
Giderken çöpü dışarı çıkar.
Era suposto teres levado o lixo.
Seni içki içmek için dışarı çıkarıp, benimle yeni bir galeriye başlamanı isteyecektim.
Eu ia te convidar para uma bebida e pedir para que tu começasses uma nova Galeria comigo.
Kolunu pencereden dışarı çıkarıp havayı ve hızı teninde hissetmek.
Passar com o braço pela janela? Sentir o ar e a velocidade na pele.
Mona Gray, Iütfen dışarı çıkar mısın?
Mona Gray, quer fazer o favor de sair?
Sen diğerlerini dışarı çıkar.
Liberta os outros.
Onu dışarı çıkar.
Ponha daqui para fora.
Onu dışarı çıkar, sana dediğim gibi.
Ponha-o para fora, como eu disse.
Jackson, onu dışarı çıkar.
Jackson, tira-a daqui.
- Dışarı çıkar mısın?
- Podes sair?
Çıkar... Baş parmakları dışarı çıkar güvercin ayak, ve bacağın tümü.
Aponta os dedos dos pés para fora.
Nadiren dışarı çıkarım, tamam mı?
Eu raramente saio, está bem?
- Dışarı çıkarın onları.
- Põe-los lá fora.
Dışarı çıkarıp kafasını uçurun. "
Levem-no e decapitem-no. "
Herkesi dışarı çıkarın!
Fala Randy Disher.
İki adam kar maskeleri ve tüfeklerle dışarı çıkmışlar, sürücüyü ve korumayı vurmuşlar ve böylece 900 bin doları götürmüşler.
Dois homens com máscaras de ski saem, ambos com espingardas. Disparam sobre o motorista e sobre o guarda, fugindo com 900 mil dólares.
Dışarı bir hava kabarcığı çıkarıp tekrar içeri çeker,... böylece bir milisaniye içinde yakınında bir av olup olmadığını anlar.
Ela expele uma bolha e a inspira de volta, detectando em 1 milissegundo se há uma presa por perto.
Kimse dışarı çıkamıyor. Karım bir taş ocağının dibinde, 27 aç veletle, aç ve susuz bir şekilde sıkıştı kaldı!
A minha mulher está encolhida no fundo de uma mina sem comida nem água e com 27 fedelhos esfomeados!
- Peki, dışarı çıkmak istersen çıkarız...
- Tudo bem. Se queres sair...
.cocukları ve kadınları dışarı cıkarın.
Vão deportá-los a todos. Há mulheres com filhos.
Karım evden dışarı çıkmaya korkuyor!
A minha mulher tem medo de sair de casa!
Belki de Pechinsky'yi dışarıya çıkarıp, millete taşlatmalıydık!
Achas que sim? Devíamos livrar o Sr. Pechinsky desta acusação.
Dışarı çıkar.
- Tira-a daí.
Dışarı nasıl çıkarız?
Como vamos sair daqui?
Dışarısı çok karışık, çıkmasak iyi olur.
Lá fora está um caos, não devias de ficar correr lá fora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]