Dışarı bak Çeviri Portekizce
1,183 parallel translation
Pencereden dışarı bak. Bana ne gördüğünü söyle.
Olhe pela janela e diga-me o que vê.
Pencereden bir dışarı bak.
Olha pela tuajanela.
Hey, dostum, dışarı bak! Aaaah!
Ei pá, cuidado!
Camdan dışarı bak ve çeneni kapa.
Olhe para a | janela e cale-se.
Pencereden dışarı bak.
Olhe a janela.
Dışarı bak.
Olha pela janela.
Buraya gel. Pencereden dışarı bak.
Vem espreitar a esta janela...
Bir sabah kalkıp... pencereden dışarı bakınca... camdan yapılmış bir kilise görse... sence ne hissederdi?
Como se sentiria ele, se acordasse uma manhã, olhasse pela janela... e visse uma igreja... feita de vidro?
Dışarıda, ama bir pencereden dışarı bakıyor.
Está fora, mas olha por uma janela!
Hey millet, dışarı bakın!
Venham cá fora ver!
Dışarı bakın, Ajan Mulder.
Olhe pela janela, Agente Mulder.
Dışarı bak.
Olha lá para fora.
Pencereden dışarı bak.
Olha para fora da janela.
Dışarı bak.
- Espreite pela janela.
Ne zaman Adam bana..... açık bir yanlış bilgi verse.. gülümsüyorum, dizine vuruyorum..... ve pencereden dışarı bakıyorum.
Sempre que o Adam me dá informações que são obviamente incorrectas, eu simplesmente sorrio, dou-lhe uma palmadinha no joelho, e olho pela janela.
Camdan dışarı bak.
Olha para aquela janela.
- Pencereden dışarı bak.
Olhe pela janela.
- Bak. Bu dışarıda yaptığın için sana para ödemiyorum.
Não te pago para fazeres seja o que faças aí.
Bak, Mulder, dışarı çıkabilmen için o treni durdurman gerek.
Mulder, tens de os fazer parar o comboio, para te tirarmos daí.
Pencereden dışarıya bak.
Olha pela janela
Haline bak. Çık dışarı!
Baza daqui!
Yani, dışarıdan bakınca, kendini beğenmiş ve küstah, görünüyor.
Por fora, parece tão convencido e arrogante.
Islahevi, dışarıdan bakıldığında... tam da orayı yönetenlerin istediği gibi... bir tür okula ya da üniversiteye benziyordu.
Do exterior, parecia o que quem o dirigia queria que parecesse, um bonito colégio ou universidade.
Bak, dışarı çıktıklarında nasıl giyindiklerini görüyorsun, değil mi?
Vês como se vestem quando saem?
Pencereden dışarıya bak.
Olha pela janela.
Dışarıya bak yeter.
Olha lá para fora.
Çık dışarı! Şu hale bak.
Estás todo porco.
Bak dışarısı ne halde, insanlarla dolu.
Quando eu nasci, não havia ninguém na rua.
- Dışarı çık, arabalara bak bakalım.
Vai até a rua, dá uma olhadela no carro.
Anne baba Bakın şimdi dışarı çıkıp herkesten olanlar içim özür dileyeceğim
Eu peço desculpa a todos e conto-lhes o que aconteceu.
Bakın dışarı çıkamam.
Escute eu não posso mais sair!
Dışarı çıktığımda etrafa bakındım ama bana göre, Max'in dediği gibi Ay'ın karanlık tarafına düşmüşüm.
Para mim era como se tivesse aterrado, hum, como diz o Max no lado escuro da lua.
Dışarıda bir yerde bir serseri mayın var ve ben hemen icabına bakılmasını istiyorum.
Há um homem perigoso à solta, e temos de o deter imediatamente.
Dışarı çıkıp öbürlerinin iyi olup olmadığına bak.
Certifica-te que os outros estão bem.
Bak, kavga çıkartmak ve başka şeylerle suçlandın ama dışarıdakiler çok ciddi. Dışarı çıkamazsın!
Sei que foste acusada de lutar, mas estes tipos não estão a brincar.
Dışarıya bak.
Olha lá para fora.
Bay Garak, dışarı bir bakın.
Garak, inspecione o exterior.
Bak, Gabrielle, zamanı geldiğinde, dışarıya bakma.
Olha, Gabrielle, quando chegar a altura, não desvies o olhar.
Vic, git bak bakalım dışarıda zencinin aracısı var mı?
Vic, vai lá fora procurar "conhecimentos" de cor negra.
Bak Johnson, dışarısı tehlike dolu.
Ouve, a vida nas ruas é perigosa.
Bakın, bunu nasıl bildiğimi söyleyemem, fakat yemin ederim, eğer dışarı çıkarsan, pembe bir araba tarafından...
Não posso dizer como sei isto, mas juro que se sair... Vai ser atropelado por um carro cor-de-rosa...
Dışarı gel ve bak Kitty.
Venha vê-la, Kitty.
Bakın, hemen şimdi dışarı çıkmalısınız,..... çünkü... çünkü kendimi yaraladım.
Olhe, vocês têm de sair agora mesmo porque eu... porque eu aleijei-me.
Dışarıdan bakıldığında sen her zaman sakinsin Autolycus... ama ben aptal değilim.
que te entrego à licitação mais alta. Externamente, estás sempre calmo, Autolycus, mas eu não sou idiota.
- Bak, Vercinix dışarıda istediğini biliyorum.
- Eu sei que queres o Vercinix solto.
Dışarıya bak, kadın!
Então vai procurar lá fora, mulher!
Dışarıya bak, ne kadar güzel.
Olha que bonito lá fora.
Bak, dışarıda bir M-16'yla bana ateş eden bir adam var ve bendeki tek şey... bu.
E que tal esta aqui? Ouça, há um tipo lá fora com uma M-16 a ver se me acerta, e tudo o que tenho... é isto.
Dışarıdan bakıldığında insanlarla diğer türler arasındaki farklar çok belirgin...
É muito fácil olhar para o exterior e dizer o que distingue os humanos das outras espécies.
Dışarıdan bakınca... zor bir konuda kafa patlatıp duruyorsunuz.
Você está refletindo... sobre alguma dificuldade, mas olhe para isto.
Sadece dışarı çıkın bakın neler oluyor ve terbiyeli iki yetişkin gibi sohbet edin.
Vai lá para fora supervisionar a área... e falem educadamente como jovens adultos decentes.
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27