English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Emin olmak için

Emin olmak için Çeviri Portekizce

2,509 parallel translation
- Emin olmak için.
Para termos a certeza.
Ameliyat gerekmeyecek ama emin olmak için her iki saatte bir nörolojik muayene yapalım.
Ele não vai precisar de cirurgia, mas confirmemos com um exame neurológico a cada duas horas.
Emin olmak için soruyorum, Eve, sen Güney Florida'nın en büyük geliştiricisini, çocuk taciri olmakla suçluyorsun. Aynı adam olduğuna emin misin?
Só para ficar esclarecido, Eve, estás a acusar um dos maiores empreendedores do sul da Florida de traficar crianças.
Emin olmak için buna bir bakacağım.
Vou mudar isto de local, só para salvaguardar.
Yüzde yüz emin olmak için henüz çok erken ama gördüğüm ve görmediğim şeylere dayanarak kız olduğu tahmininde bulunabilirim.
Ainda é muito cedo para saber, mas baseado no que vejo e no que não vejo, diria que é uma menina.
Her şeyin tamam olduğundan emin olmak için bir iki saat önceden orada olmalıyım da.
Eu tenho que estar lá duas horas antes para ter certeza que está tudo bem.
- Sadece emin olmak için.
- Só para ter a certeza.
"Zavallı" demediklerinden emin olmak için iki kez kontrol etmem gerekti, çünkü arkadaşlarım zavallı olduğumu düşünüyor.
Tive de verificar duas vezes se eles não tinham dito "patético" que é o que todos os meus amigos acham que eu sou.
Baş başa kaldığımızdan emin olmak için.
Para me certificar de que estás sozinho.
Ve onun mirasından tek bir kuruş dahi alamayağından emin olmak için burdayım.
Tu és responsável pela morte dela, e vou fazer com que não recebas nenhum centavo da herança.
Evet ve arkamı kolladığından emin olmak için.
E para me certificar de que me apoias.
Sevmediğimden emin olmak için deniyorum.
Como para me certificar de que não gosto.
Söylediğin kişiysen kıçını görmemiz lazım. - Emin olmak için yani.
Se és quem dizes ser, precisamos de ver o teu cu... para termos a certeza.
Aslında Percy'nin kara kutusunun geri alındığına emin olmak için buradayım.
Na verdade, estou aqui para me certificar que recuperamos a caixa negra do Percy.
Güvende olduğumuzdan emin olmak için evde olabildiğime minnettarım.
Estou feliz por poder estar em casa. Garantir que estamos seguros.
Bir çakallık yapıp yapmadığından emin olmak için burada bekleyeyim mi?
Tenho que ficar aqui para certificar-me de que não vais mudar de lado também?
Senin daha ağır bir yükü taşıyabileceğinden emin olmak için yaptım.
Fi-lo para me certificar de que aguenta mais trabalho.
Emin olmak için...
Tenho a certeza de que...
Bir tane kafasının arkasına yere düşer, sonra emin olmak için ikinci kez vurur.
Um atrás da cabeça, ela cai, atira outra vez para ter a certeza.
Hatta otobüsün altında kalmadığından emin olmak için bir stajyere şehirdeki bütün acil servisleri arattım.
Até pedi a um interno para ligar a todos os hospitais da cidade para saber se ela tinha sido atropelada.
Emin olmak için cihazı görmem gerekiyor.
Tinha de ver o equipamento para ter a certeza.
Onu yok olduğuna emin olmak için şerife götüreceğim.
Vou levá-lo ao xerife para que ele seja abatido.
Hayır. Emin olmak için görüntüleri bile tekrar izledim.
Não, e eu vi as filmagens de novo, só para ter a certeza.
Ayrıca emin olmak için çarklar iyi dönsün diye gerekli tatbiki de yaptım.
E só para ter a certeza, apliquei graxa a toda a maquinaria adequada.
Arkanda iz bırakmadığından emin olmak için.
Só para ter a certeza que cobriste o teu rasto.
Ben de onun geldiğinden emin olmak için dışarı baktım ve işte o zaman gördüm.
Olhei para a rua para ter a certeza que era ele, e... foi quando vi.
Orada mıymış? Mazereti doğrulanmıştı ama emin olmak için dükkanın güvenlik sistemine girdim.
Bem o álibi dele confirmou-se, mas queria ter a certeza, por isso verifiquei as câmaras de segurança.
Emin olmak için Serena'nın tüm çalışmalarına bakmalıyız. Elbette, tam erişim veririm.
Bem, vamos ter de ver todos os casos em que a Serena estava a trabalhar.
Artık evinizde bir çocuk olduğuna göre, Silahı bir görmek isterdik. Bilirsiniz, güvenli bir yere kaldırıldığından emin olmak için.
Há uma criança na casa, então queremos ver se... ter certeza se está trancada.
Ameliyat nedeniyle sinir hasarı olmadığından emin olmak için her yarım saatte bir reflekslerini kontrol etmek istiyorum.
Vou ver os teus reflexos a cada 30 minutos para ver se não há danos nervosos devido à cirurgia.
Paxton'ın oyunda olacağından emin olmak için iki hafta boyunca durmadan beni aradı.
Ligou-me sem parar durante duas semanas para ter a certeza
Emin olmak için test ediyorum.
Vou analisar para ter mais a certeza.
Bir şey kaçırmadığımızdan emin olmak için.
Só para nos certificar que não nos escapou nada.
Tamamen emin olmak için testi tekrar edecekler.
Estão de novo a efectuar testes para terem a certeza.
Lütfen, sakıncası yoksa sizi bir kaç saniye burada bekleteceğim. Sigortanızla ilgili bir sorun olmadığına emin olmak için şef Johnson'u buraya göndereceğiz.
Por favor, se não se importar de esperar aqui uns instantes, vamos chamar a Chefe Johnson para garantir que tudo estará correcto com o seu seguro.
Dört yıl önce konan lupus tanısı karın ağrısı ve ateşi açıklıyor ama emin olmak için bir kaç test daha yapacağım.
Foi-lhe diagnosticado lúpus há quatro anos, o que pode explicar a dor de barriga e a febre. Mas tenho que fazer mais exames para ter certeza.
Emin olmak için pazartesi günü doktora gideceğim.
Orgulho-me disso. Vou ao médico, na segunda-feira, para ter a certeza.
Aynı şeylerin tekrar yaşanmamasından emin olmak için buraya geldim ama bunu sağlamak için birlikte çalışmalıyız.
Vim para cá para garantir que isso não se repetirá, mas temos de trabalhar juntos.
Ama bu hafta sonu Hamptons'a geleceğinden emin olmak için aradım.
Mas eu só quero ter a certeza que tu vens aos Hamptons este fim-de-semana.
Emin olmak için.
Por garantia.
Şimdi anlıyorsun Joshua, şartlarımızı kayıtsız şartsız kabul ettiğinden emin olmak için kafana girmek zorunda kalacağım.
Agora entendes, Joshua, que eu terei de entrar na tua cabeça... e assegurar-me que aceitas todos os nossos termos incondicionalmente.
Kararımı değiştirmediğimden emin olmak için...
Está aqui para eu não mudar de ideias quanto ao acordo?
Son Karındeşen cinayetleri için ondan şüphelenmen pek hoşuna gitmemiş, bildiğimden emin olmak istemiş.
Não está feliz por gostares dele pelos últimos homicídios do Estripador. Certificou-se que sabia.
Evlilik cüzdanı için gereken tüm yasal evrakların hazır olduğundan emin olmak istedim sadece.
Só estava a perguntar para me assegurar que tem os documentos legais para a licença de casamento.
Göz önünde bir dava olduğu için Beckett hata yapmadığımızdan emin olmak istedi.
É um caso de alta visibilidade, a Beckett não quer cometer nenhum tipo de erro.
Eğer bu kadar çok ilaç alıyorsa, daha fazlasını almadığından emin olmak ya da yaptıklarından daha fazlasını yapmaması için birinin ona sürekli göz kulak olması gerekiyor.
Se ele está a tomar assim tanta medicação, alguém tem de manter um olho nele para garantir que ele não toma mais nem faz mais nada senão descansar.
Penny buraya Tom'la birebir görüşmek için gelecek ve ben de Aziz Jane'in bunu üçlü yapmadığından emin olmak istedim.
A Penny vai encontrar-se aqui com o Tom para um tempo a sós, e queria certificar-me de que a Santa Jane não o transformava numa ménage à trois. Ménage à trois?
Anne olmak için gerekli sabra sahip miyim, emin değilim.
Ainda não sei se tenho a paciência para ser mãe.
Ben senin için de uygun olup olmadığından emin olmak istedim. Neredeymiş?
Eu só queria saber se por você deixa.
Tamiri için gereken masrafları karşılayıp karşılamayacağınızdan emin olmak istedim.
Queria certificar-me que aprovava as despesas do arranjo.
İstasyona girerlerdi ben de radyoyu dinlemek zorundaydım disk gerçekten çalıyor mu emin olmak için.
Para garantir que eles realmente passavam a música. Certo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]