End Çeviri Portekizce
567 parallel translation
Batı tarafında bir dairede bir kadın daha öldürülmiş. - Ne?
Mataram outra mulher numa casa em West End.
- "Batı tarafında bir dairede bir kadın öldürülmüş."
- O quê - "Mulher morta numa casa em West End".
EDİTÖRÜN POSTA KUTUSU DOĞU YAKASINDAKİ KONUT KOŞULLARI
condições DE HABITAÇÃO NO EAST END
Sadece son zamanlarda Londra'nın doğusuna yürüdüğünü söylüyor.
Diz apenas que passou pelo East End recentemente.
- Doğu yakasında efendim.
- No East End, senhor.
O harika bir müzisyen.
Gray que saia de East End?
Köleliğin sorunları, ve köleleri eğlendirerek sorunu çözmeye çalışıyoruz.
O East End é um problema muito importante. Isso mesmo, é um problema de escravatura. E tentamos resolvê-lo divertindo os escravos.
"Land's End"
Land's End.
- Land's End Feneri.
- O farol de Land's End.
- Land's End feneri bu.
- É o farol de Land's End.
- Evet, Land's End Feneri.
- Isso mesmo. O farol de Land's End.
Cape Cod burnundaki terkedilmiş bir deniz feneridir.
- É um farol abandonado em Land's End.
Eben, senin şu deniz ve Land's End Feneri resimlerini ne zaman görsem kalbim duracak gibi oluyor.
Mas Eben, estes teus quadros... do mar e do farol de Land's End... Cada vez que os vejo... pára-me o coração.
Land's End Feneri.
- O farol de Land's End!
Land's End Feneri.
O farol de Land's End.
Cape Cod burnunda bir yer. Land's End diye biliniyor.
Um sítio em Cape Cod chamado Land's End.
Land's End Feneri'ne gitmek istiyorum.
- Quero ir ao farol de Land's End. Sabem onde posso alugar uma embarcação?
Nereden tekne bulabilirim? Land's End Feneri mi?
Ao farol de Land's End?
Tam olarak Land's End'deydi.
Chegou à ponta de Land's End.
Böylece, Batı Yakası'nda yeni açılan büyük ve modern bir dükkana ve iki kocaman pound'luk bir haftalığa terfi ettim.
Por isso, fui para uma grande loja moderna, no West End, com o enorme salário de duas libras por semana.
Lady Agatha'nın Holloway'den son salıverilişini... kutlamak amacıyla Whitehall ve West End üzerinde bildiri yağdırılması için gizli planlar yapılmıştı.. Demir alın.
Lady Agatha ia festejar a sua última libertação de Holloway com uma chuva de panfletos sobre Whltehall e o West End.
Kansas'taki Trail's End Barı'nda bir adam öldürme olmuştu.
Houve uma matança no kansas, no saloon "Fim do Trilho".
Batı Yakasında yemek yediğim için hapse girmeyeceğim!
Não vou preso nos subúrbios por ter jantado no West End!
West End'e mi gidiyorsun?
Vai na direcção de West End?
Oh, evet bana sorarsanız, Bayan McLean, West End mükemmel bir isim.
Oh, sim. Se me pergunta, Sra. McLean acho que West End é perfeito.
Sorun çıkartırlarsa içeri tıkarım.
Quando é que as impediu de se aproximarem de West End...
Onları West End'e yaklaşırken engellediğim zaman kızların kasabada kalması için ısrar ettin.
Quando é que as impedi de se aproximarem de West End... insisti para que as meninas deixassem o município.
West End'de neden kaldın?
Porque é que ficas em West End?
Ama ben kalıyorum, burada, West End'de.
Mas eu vou ficar em West End!
- Amerikan Sonu!
- The All-American End!
Another girl who will love me till the end
Outra garota que me amará até ao fim
Hartum'a yollayın ve topraklarımızın bir ucundan diğer ucuna dek takdir edilin.
Mande-o para Khartum e será aplaudido de Land's End a Inverness.
Hobbs Durağı'nda ne olursa olsun devam etmek zorunda.
Independentemente do que acontece em "Hobb ´ s End"
Bu analizi Hobbs End Kafatası'na uygulayabilmeyi umuyorum.
Espero poder aplicar isto aos crânios de "Hobb ´ s end".
- Hobbs End Durağı'na mı?
- Para "Hobb ´ s Lane"? - Sim.
Ve şimdi de Hobbs Sokağı Metro İstasyonu'na bağlanıyoruz.
E passamos em directo para a estação subterrânea de "Hobb ´ s End"
Doğu Yakasında, çok güzel okullarımız var.
Agora temos escolas maravilhosas no East End.
Annem Batı Yakasında bir mağazada çalışıyor.
A mãe trabalha numa loja de vestidos no West End.
- Açık Uç programına mı çıkmıştı?
- Ele não foi ao Open End? - Isso mesmo.
- Açık Uç programına çıkmıştı.
- Foi ao Open End.
Neaps End'den Bay Ron Obvious.
Mr. Ron Obvious de Neaps End.
Evet, Neaps End'li Ron Obvious kendisine bir Anglikan katedralini yiyen ilk kişi unvanını kazandıracak girişimine başlamak üzere.
Bom, aí vai ele, Ron Obvious de Neaps End, numa tentativa que poderá torná-lo o primeiro homem de sempre a comer uma catedral anglicana inteira.
Ocak 1928'de Kitty Malone ile evlendi geleceği parlak bir Doğu Yakası boksörü.
Em Janeiro de 1928, casou com Kitty Malone, uma boxeur em ascensão de East End.
Kipling Yolu tipik bir Doğu Yakası caddesiydi. Herkes birbirinin malıyla birbirinin evine girip çıkardı. Bütün gün.
Kipling Road era uma rua típica do East End, as pessoas entravam e saíam das casas com os bens umas das outras o dia todo.
Bu son Batı Yakası hitinden bir bölümdü :
Isto foi um excerto do último sucesso de West End :
# Ama ona ihtiyacım olmayacak... # #... sona ulaştığımda. #
But I won't need it Mas eu não precisarei dele When I reach the end Quando chegar ao fim
Açlık yürüyüşleri, isyanlar işçi hükümetinin devrilmesi...
As marchas contra a fome, os motins do East End, a queda do Governo Trabalhista...
YlLAN KUYRUĞU BANKASl YALNlZ TESLİMATLAR
BANCO DE SNAKE'S END SÓ ENTREGAS
Yılan Kuyruğu'na bir bilet.
Um bilhete para Snake's End.
Bu yeter, Yılan Kuyruğu'na bir bilet.
Com certeza, um bilhete para Snake's End.
Journey's End'den çıkmış gibiydi.
Parecia algo saído de um filme.
endişelenme 2019
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelenmiyorum 40
endişelendirmiyor beni 38
endiselenme 17
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelendim 49
endişeliyim 71
endişeli 16
endişelenmiyorum 40
endişelendirmiyor beni 38