Endişelenmenize gerek yok Çeviri Portekizce
242 parallel translation
Beyefendi, benim için endişelenmenize gerek yok.
Não precisa de se preocupar comigo.
Endişelenmenize gerek yok. O iyi birisi.
Não precisa de se preocupar.
- Onun için endişelenmenize gerek yok.
- Não se preocupe com ele. - O que quer dizer?
Endişelenmenize gerek yok.
Não se preocupe.
Bu yüzden benim için daha fazla endişelenmenize gerek yok.
E não mais precisará se preocupar comigo.
Endişelenmenize gerek yok, Bay Bradley.
Não tem com que se preocupar, Sr. Bradley.
Endişelenmenize gerek yok, sheriff.
Não precisa de se preocupar com isso.
Hindistan cevizi bombaları var ya? Onlar için endişelenmenize gerek yok.
Não precisam de se preocupar com aquelas bombas de coco.
Hayır, bizim için endişelenmenize gerek yok.
Não precisa se preocupar connosco.
Bu durum için endişelenmenize gerek yok.
Não precisa de se preocupar com isso.
... Grant of Richmond'ın koruması altında artık endişelenmenize gerek yok. Sizi koruyan şirket.
... esqueça as preocupações com a "Grant of Richmond", a seguradora que se preocupa consigo.
Oh, uh, bak. Bu yüzden endişelenmenize gerek yok söylemek istiyorum.
Olhe, quero-lhe dizer para não se preocupar.
İstihbarat raporlarına göre uçaksavar ateşi için endişelenmenize gerek yok.
Segundo o serviço de informações, não se ralem com a artilharia aérea.
Ama endişelenmenize gerek yok Bay Aschenbach.
Mas não precisa preocupar-se, Sr. Aschenbach.
Endişelenmenize gerek yok.
Não precisa preocupar-se.
Endişelenmenize gerek yok.
Não tem que se preocupar.
Ancak onları istemezseniz, endişelenmenize gerek yok.
Mas se não as quiser, não se preocupe.
Endişelenmenize gerek yok.
Porém não te assustes.
Seninle Çalışabilmemiz İçin Biraz Kesenin Ağzını Açmamız Gerekiyor Değil mi? ... Endişelenmenize Gerek Yok, Biraz Denetim ve Hapis Hakkında Konuşmamızı
É para que possas fazer deduções sem teres de te preocupar com a possibilidade de ires preso devido a uma auditoria.
- Tamam, endişelenmenize gerek yok.
- Por que está tão nervoso?
Pekala, elimden geleni yapacağım. Artık bu konuda endişelenmenize gerek yok.
Bem, farei o que estiver ao meu alcance.
Bu konuda endişelenmenize gerek yok. Onu geri kafese koyacağım.
Não se preocupem, eu ponho-o de volta na jaula.
Endişelenmenize gerek yok.
Fique descansado.
Endişelenmenize gerek yok.
Nao tem de se preocupar.
Artık o aptalca çikolata tutkusu için endişelenmenize gerek yok.
Não acho que tenha de preocupar-se com essas fantasias de chocolate.
Eğitmenimle Nautilus ve StairMaster'da çalıştım Nick Lang hakkında endişelenmenize gerek yok.
O meu treinador pôs-me na Nautilus e na StairMaster por isso não tens de te preocupar com o Nick Lang.
Endişelenmenize gerek yok.
Não tem com que se preocupar.
Endişelenmenize gerek yok. Ama Kaptan'ın yerinden ayrılmaması gerek.
Não é nada de preocupante, mas o Comandante tem de ficar na ponte.
Eminim ki canını sıkacağım diye endişelenmenize gerek yok.
Estou certo não haver preocupação em desagradar-lhe.
- Endişelenmenize gerek yok.
- Não precisa de estar alarmado.
Bu noktada, bu konu ile ilgili endişelenmenize gerek yok.
Para já, não tem de se preocupar com isso.
Artık bu konuda endişelenmenize gerek yok.
Não tens de te preocupar com isso.
Artık endişelenmenize gerek yok Matmazel... non yok.
No que lhe diz respeito, não.
En azından burada bu tür şeyler hakkında endişelenmenize gerek yok.
Pelo menos não temos de nos preocupar com essas coisas aqui.
- Endişelenmenize gerek yok efendim. - Teşekkür ederim!
Pode pôr de lado esse receio, Sr. Presidente.
Anahtarlar için endişelenmenize gerek yok, çünkü kilitlerimiz yok.
Não têm de se preocupar com chaves porque não temos trancas.
Bu yüzden endişelenmenize gerek yok.
Assim você pode comer sem medo.
Endişelenmenize gerek yok.
Não se preocupem. Sou só eu.
Greg hakkında endişelenmenize gerek yok.
Não se preocupem com o Greg.
Hiç endişelenmenize gerek yok.
Não se preocupem.
Endişelenmenize gerek yok, efendim.
Não têm nada com se preocupar, senhor.
Elinizde olduğuma göre endişelenmenize gerek yok.
Estou sob a sua alçada, por isso não se preocupe.
Endişelenmenize gerek yok, Bay Rator. Ben bir dostunuz sayılırım.
Não tenha medo, Sr. Rathore.
Her neyse, endişelenmenize gerek yok, Mardok birlikler arasında popüler bir General, bu da onu görevden alamam demek en azından şimdilik.
Não vou retirar-lhe o cargo, para já.
Fakat endişelenmenize gerek yok. Ona artık konuşmayacağımızı söyleyebilirim.
Mas não tem de se preocupar, porque eu digo-lhe que não podemos falar mais.
Endişelenmenize gerek yok.
Não se preocupem.
Mükemmel bir cevap Senatör Hossenfeffer. Anketlerde birincilikten hiç de uzak değilsiniz ; bu konuda endişelenmenize hiç gerek yok.
Excelente resposta, Senador Hossenfeffer, não admira que esteja em vantagem nas sondagens.
Fazla endişelenmenize gerek yok.
Não se rale muito com isso.
- Endişelenmenize hiç gerek yok.
- Não era preciso.
Dinle. Endişelenmenize hiç gerek yok.
Oiça, não têm com que se preocupar.
Endişelenmenize hiç gerek yok.
Não têm com o que se preocupar.
gerek yok 917
gerek yoktu 39
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
gerek yoktu 39
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16