Eski dostlar Çeviri Portekizce
503 parallel translation
Kolumbo, bu adamlar eski dostlar gibi.
Estes tipos são como os amigos de longa data, Columbo.
Başkanla bir saat konuştum, kendisi en eski dostlarımdandır, ancak...
Eu passei uma hora com o presidente, que é um dos meus grandes amigos, mas...
Nasılsınız, Bay Thornton? Zengin olunca eski dostlarınıza hiç pas vermiyorsunuz?
Sr. Thornton, já não fala com os seus velhos amigos?
İsa babamı aldı, balıkçıların cennetine götürdü. Bütün eski dostlarının yanına.
Deus levou o meu pai para o céu dos pescadores... para junto dos seus amigos.
Eski dostlar.
Velhos amigos.
Petrol bulursan eski dostlarını unutma.
Bem, se descobrires petróleo, não te esqueças dos teus donos.
Eski dostların da burada.
E aqui estão alguns velhos amigos seus.
Eski dostlarım Deb McIntire ve Frank.
Estes são meus velhos amigos, Deb McIntyre e Frank.
Ne demek yani? Biz eski dostlarız.
Somos velhos amigos.
Eski dostlarımdan birinin başına devlet kuşu konmuş olabilir diye düşünmüştüm.
Embora pensei que possivelmente algum velho amigo ficou rico.
Tavır ve konuşmasından, ikimiz arasında ateşin başında kestane kızartan eski dostların arasındakinden farklı bir ilişki olabileceğinden en ufak bir şüphe duymadığı açıkça belli oluyordu.
Foi perfeitamente óbvio que ele não suspeitava de que tivéssemos uma relação que não fosse... Tal como ele disse : "Velhos amigos que assavam castanhas na lareira."
Sam ısrar ediyorum. Bay Adare ve ben çok eski dostlarız.
Sam, insisto. 0 Sr. Adare e eu somos velhos amigos.
İnsan burada eski dostlarıyla karşılaşmıyor.
É um lugar onde não corres o risco de encontrar velhos amigos.
En kötüsü eski dostlar görülmez oldu.
Pior de tudo, nunca mais voltou a ver os seus velhos amigos.
Ama eski dostlarımdan ayrılmak istemiyorum.
Só que eu não abandono os amigos.
Benim eski dostlarım. Görüyorum ki hiç kimse, benimle ilgilenmiyor.
Meus velhos amigos não me preocupo com ninguém, e ninguém se preocupa comigo.
Eski dostlar yanlarında olur muydu?
Os amigos aparecem?
Bak, eski dostlar gibi buluşabiliyoruz.
Agora podemos ver-nos como velhos amigos.
Eski dostlarım ölü. - Kedi şehirden gitmemi. - Nasıl yani?
A polícia quer-me na prisão, os meus antigos amigos querem-me morto e o Gato quer-me fora da cidade.
Kardeşinin eski dostları gibi.
Os antigos comparsas do teu irmão.
Eski dostlarını unutuyorsun Sidney.
Esqueces-te dos teus velhos amigos, Sidney.
Pekala, moralinizi bozmayın eski dostlarım!
Muito bem, coragem! Animem-se!
İnsanların sorular sorduğu bir çevrede yaşayan eski dostları ziyaret etmeyi bırakacaksın.
Vais deixar de visitar velhos amigos que vivem em bairros onde as pessoas fazem perguntas.
Eski dostlar John der. Tanıdıklar Scottie der.
Os velhos amigos chamam-me John, os conhecidos chamam-me Scottie.
Fakat, Gilbert, eski dostlarımdan hiçbirini görmeme izin vermiyorsun.
Mas, Gilbert, não me deixas ver os meus amigos.
Tek bir makul şey var : Eski dostların sadakati.
Só há uma coisa sensata neste mundo a lealdade de um amigo!
Eski dostlarımıza kapımız her zaman açıktır.
Não fiques aí como se não fosses bem-vindo.
Bugün eski dostlarla kucaklaşıp, yeni dostlar kazanacağız. Genç bir adamın ilk komünyonunu kutlayacağız.
Mas, hoje, podemos reunir-nos com velhos amigos, podemos fazer novos amigos e ajudamos a celebrar a Primeira Comunhão de um jovem.
Tek tek, eski dostlar yok oldular.
Um a um, os nossos velhos amigos desapareceram.
"Eski dostlar unutulur mu" şarkısını söylerler.
Depois cantam, "Auld Lang Syne."
Bu kadar şerefli bir adamın yeni bulduğu bir işi eski dostlarından gizleyeceğini düşündüğün için kendinden utanmalısın.
Não lhe envergonha a idéia de que um homem de tal condição... se recuse a compartilhar sua sorte com os seus velhos camaradas?
Olmaz, Axel, eski dostlarımla yüz yüze görüşmeyi tercih ederim her zaman.
Não, Axel, nunca escreva uma carta na máquina se for para uma velha amiga.
Eski dostlarına katıImak ister misin?
Queres juntar-te ao teu velho, amigo?
Rayların kesiştiği ve eski dostların buluştuğu Junction Winslip e hoşgeldiniz.
Bem-vinda à Estação Winslip. onde todas as linhas se cruzam e onde os amigos se encontram.
Eski dostlarım.
Uns velhos amigos.
Eski dostları asla unutmam, Tuco.
Eu nunca esqueço os velhos amigos, Tuco.
Eski dostları yine görmek iyidir.
É bom ver velhos amigos de novo.
- Nasılsınız? Bunlar eski dostlarım. Bay ve Bayan Fairweather.
São velhos amigos meus, o Sr. E a Sra. Fairweather.
Bence bunlar bir süredir görmediğimiz eski dostlarımız.
Sabe... acho que eles são "velhos" amigos que já não víamos há muito tempo.
Artık öldüğüne göre, bazı eski dostların seninle daha az alakadar olurlar.
Agora que morreu, talvez alguns dos seus velhos amigos lhe dêem menos atenção.
Tüm eski dostlarımın bu kadar rahat olduğunu görmek yüreğimi ısıtıyor.
Aquece-me o coração, ver que os meus velhos amigos estão bem na vida.
Tüm eski dostlarım doktorlara benzer.
Todos as minhas velhas amigas parecem médicas.
Bağışlayın beni eski dostlarım.
Perdoem-me, velhos amigos.
Dikkatli olmalarını istediğin şu iki adam var ya, eğer sen eski dostlarının hatırına,... aniden fikrini değiştirseydin, ellerini kirletmeden benim boynuma idam halatını geçirdikten sonra, sana olduça zor zamanlar yaşatacaklardı.
Esses dois que tu queres que eu trate Devem ter-te feito passar um mau bocado... e antes de tu meteres a corda no meu pescoço, com essas mãos sujas de repente mudas de ideias, Tudo em nome da velha amizade, dizes tu...
Bir kutlama. Eski dostların buluşması.
O reencontro de velhos amigos.
Dostlar,... eski Baron Frankenstein o ölü yatağıyla ilgili kağıtların olduğu bu kutuyu... oğluna teslim etmem için bana verdi ve ben de vereceğim.
Bem, amigos, no seu leito de morte, o velho Barão Frankenstein deu-me este baú de documentos... para entregar ao filho dele, e é o que farei.
Güzel, eski dostlar.
O bom velho corrimão.
Harvey, Ethel teyze benim en eski ve en sevdiğim dostlarımdandır.
Harvey, a tia Ethel é uma das minhas amigas mais antigas e mais queridas.
Bunu duydunuz mu, dostlarım eski dünya maymunlarıymış!
"Evoluímos de antigos macacos".
Eski, değerli dostlarım.
Velhos e queridos amigos.
Oh, dostlarım, kahve içip eski günlerden söz edelim.
Conseguiu sempre. Meus amigos, bebamos café e falemos do passado.
dostlarım 502
dostlar 320
dostlarımız 19
eski dost 55
eski dostum 305
eski moda 22
eski kocam 26
eski karım 23
eski bir arkadaş 18
eski bir dost 19
dostlar 320
dostlarımız 19
eski dost 55
eski dostum 305
eski moda 22
eski kocam 26
eski karım 23
eski bir arkadaş 18
eski bir dost 19