Eve gitti Çeviri Portekizce
411 parallel translation
Morgan ve çocuklar eve gitti...
Morgan e os rapazes foram para casa...
Şey, eve gitti, Pop.
Foi para casa, Pop.
Eve gitti.
Foi para casa.
Yapması gereken bir işinin olduğunu söyledi ve eve gitti.
Ela disse que tinha uma coisa a fazer e foi para casa.
Eve gitti, hastaymış.
Ele foi para casa, está doente.
Sonra eve gitti.
Depois, voltou para casa.
Onun sorunu şu, beni dinle bu sabah mecbur olduğu için eve gitti.
O problema dele é... Ele voltou esta manhã a casa porque era suposto fazê-lo.
Nerede o? - Eve gitti.
- Foi para casa.
Birkaç dakika sonra kendine geldi, aslında ölmediğini fark etti ve fazlaca içtiği brandy'lerden sonra sendeleyerek eve gitti.
Pouco depois ele acordou e viu que não estava morto. Depois de uns brandies, cambaleou até casa.
Bay Garber eve gitti. Garber'ı ver yoksa makinisti öldürürüm.
Coloca o Garber na merda da linha, ou mato o maquinista!
Ne demek eve gitti?
Como ele foi para casa?
Ve ertesi sabah yeni kıyafetlerini giyerek ya da en azından yeni pantolonu üstündeyken eve gitti ve bir daha görülmedi.
E assim, na manhã seguinte, com as novas roupas, ou, pelo menos, com as suas calças novas, ele voltou e nunca mais foi visto.
- Eve gitti.
- Foi para casa.
Striptizci ile birlikte eve gitti.
- Foi para casa com a dançarina.
Eh, sanırım Wanda eve gitti, ha?
Parece que a Wanda foi para casa.
- Eve gitti.
- Ela foi para casa.
Oğlu buradaydı ama eve gitti.
O filho dele esteve aqui, mas seguiu pra casa dele.
Zaten, herkes eve gitti.
De qualquer forma, foram todos para casa.
Smalls buraya geldi ve bir polis de eve gitti diye taşınacak mıyız?
O Smalls e um chui aparecem e nós fazemos as malas?
Timmy bir eve gitti kapıdaki bayan "içeri gir" dedi.
Timmy chegou então em uma certa casa e a senhora na porta disse : Entre...
Eve gitti.
- Foi para casa.
- O eve gitti, ben buraya geldim.
- Ele foi para casa e eu vim para cá.
Sam Jones, 15 dakika önce eve gitti.
É melhor chamares ele logo. Agora, aqui está o Bill.
- Herkes eve gitti.
Já todos foram para casa.
Eve gitti.
Ela foi para casa, querido.
Rupert'le Carla tartıştı ve eve gitti.
Rupert e Carla foram para casa.
- Oradaki polis eve gitti mi?
- Mandaste a cavalaria?
- Yapamam. Eve gitti.
- Não posso, ele foi para casa.
Eve gitti, hazırlanıyor.
Foi preparar-se, para saírmos.
Hemen ağaç eve gitti ve çalişmaya koyuldu.
Nesse dia foi trabalhar na casa da árvore.
O gece babam niye o eve gitti?
Porque o pai foi para casa naquela noite?
- Joan hastalandı eve gitti.
- Joan teve que ir para casa doente.
Sanırım eve gitti.
Acho que ela foi para casa.
İyisimi ona söyle, Betty ördek-avına gitti. Ve eve geç dönecek.
E melhor dizeres-lhe que a Betty foi caçar patos e que só vai chegar mais tarde.
Belki de eve vicdanını değiştirmeye gitti.
Talvez tenha ido para casa mudar de ideias.
Sizin eve gitti.
- Oh, obrigada.
Bu sabah kamyonetiyle eve dönerken taşıyacağımız yükü almaya gitti, ama hala gelip beni almadı.
Esta manhã, foi de camião... levantar uma carga para o regresso a casa e nunca mais me veio buscar.
Sonuçta o da Truva savaşına gitti, ve canı eve gitmek hiç çekmediği için, yapabildiği kadar yolculuk yapmaya devam etti.
E por isso partiu para a guerra de Troya, e como não lhe apetecia voltar para casa, seguiu viajando o quanto pode.
Bay Rossetti eve uyumaya gitti.
O Sr. Rossetti foi para casa dormir. Vai para a costa, amanhã.
- Baban nerede? - Eve erken geldi, sonra yine gitti.
- Onde está o papá?
Ama ben eve dönerken, olağanüstü davranışın kafama takıldı ve düşünmeye başladım. Açıkçası, tarzın hoşuma gitti.
Mas enquanto me dirigia para casa, pensei na tua extraordinária conduta e acho que tens carácter e coragem.
Dersten sonra doğruca eve mi gitti acaba, hatırlıyor musunuz?
Sabem se ele foi direto para casa?
Bence o da bir oyun sonrası eve yürüyerek gitti.
Sim, tens razão.
Galiba yandaki eve Marilyn Munster'ı görmeye gitti.
Acho que foi aqui ao lado procurar a mostrenga.
Geldiğinde sizi bulamadı ve ikinci eve gitti.
Não pôde encontrá-la e foi para a segunda casa.
Bittiğinde ordu Paris'e gitti Eve gelmedi.
Quando tudo acabou, as tropas do Thiers entraram em Paris e ele não voltou.
O zaman, bayan eve yalnız gitti.
Então a jovem foi sozinha para casa.
Tamam o zaman! Roger Podacter işten sonra eve gitmeden önce bir yerde birşeyler içmeye gitti.
O Roger Podacter bebeu uns copos depois do serviço e veio para casa.
Annesine söylemek için eve gitti.
- Estás a gozar.
Albany'de bir eve bırakıp gitti.
.. num orfanato em Albany quando eu tinha 3 anos.
- Hasta, eve gitti.
Ele foi doente para casa.
eve gittim 19
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve git 260
eve gitmek istiyorum 292
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42
eve gideceğim 31
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve git 260
eve gitmek istiyorum 292
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42
eve gideceğim 31