Geç olduğunu biliyorum Çeviri Portekizce
134 parallel translation
Geç olduğunu biliyorum.
Eu sei que é tarde.
Geç olduğunu biliyorum, Bayan Chaundry, fakat bunu sizin için olabildiğince kısa tutacağız.
Sei que é tarde, S.ra Chaundry, mas vamos procurar ser breves.
Geç olduğunu biliyorum, Flora!
Eu sei que é tarde, Flora!
Geç olduğunu biliyorum.
Sim, sei que é tarde.
Doğu'da saatin geç olduğunu biliyorum ama acil durum.
Sei que é muito tarde na Costa Leste, mas isto é uma emergência.
Geç olduğunu biliyorum.
Sei que já é tarde.
- Geç olduğunu biliyorum...
- Sei que é tarde.
Geç olduğunu biliyorum ama bu büyük bir şey.
Sei que é tarde, mas essa é importante.
Geç olduğunu biliyorum, ama Ruben birkaç soru için geliyor.
Já é tarde, mas o Ruben vai aí fazer-lhe umas perguntas.
Özür dilemek için çok geç olduğunu biliyorum. Haklısın.
- Eu sei que é tarde para pedir desculpa.
- Geç olduğunu biliyorum. Başına gelenleri duydum.
Sei que é tarde, mas ouvi as notícias.
Merhaba Bayan Cassidy. Geç olduğunu biliyorum.
Mrs. Cassidy, sei que é tarde.
Dinle. Geç olduğunu biliyorum.
Sei que já é tarde, mas...
Geç olduğunu biliyorum Ama arabam...
Eu vim aqui para entregar... - Não importa... você está vivo!
Evet, geç olduğunu biliyorum.
Sim, eu sei que é tarde.
Çok geç olduğunu biliyorum.
Eu sei que é tarde.
Geç olduğunu biliyorum.
Sei que está a fazer-se tarde.
Geç olduğunu biliyorum, ama sana ihtiyacım var...
Sim. Não.
- Geç olduğunu biliyorum ama saat 8 ya da 8 : 30 için 2 kişilik masa mümkün mü acaba?
- Dorsia. - Sim. Sei que é tarde, mas é possível reservar uma mesa para dois, para as 20 : 00, 20 : 30?
Bak, çok geç olduğunu biliyorum, ama biraz buraya gelebilirmisin?
Olha, sei que provavelmente é tarde, mas não podias vir até cá fora por um bocadinho?
Geç olduğunu biliyorum ama bir matematik problemiyle boğuşuyorum da, Steinmetz'teki en iyi matematik öğretmeni sizsiniz- -
Eu sei que é tarde, mas tenho uma dúvida de matemática e como é o melhor professor de matemática da escola...
Üzgünüm, çok geç olduğunu biliyorum.
Desculpa, eu sei que é muito tarde.
Özür dilerim. Geç olduğunu biliyorum.
Desculpa, sei que é tarde.
Geç olduğunu biliyorum ama biraz işim vardı Annabelle hala ayakta mı?
Eu sei que é tarde, eu tive um problema. A Annabelle ainda está acordada?
Evet, hayır... ee... şey... ee... geç olduğunu biliyorum.
Sim, não... é que... é que... Eu sei queé tarde.
Geç olduğunu biliyorum.
Vou perder o meu autocarro
Geç olduğunu biliyorum ama benimle yemek hanede buluşup bir şeyler atıştırmak istermisin.
Sei que é em cima da hora, mas será que me quer acompanhar a comer alguma coisa no refeitório?
Geç olduğunu biliyorum ama Cobra Bubbles'la konuşmalıyım.
Eu sei que é tarde, mas eu preciso de falar com Cobra Bubbles.
Geç olduğunu biliyorum.
Sei que é tarde.
İyiyim. Geç olduğunu biliyorum, ama biraz para transfer etmeliyim
Sei que é tarde, mas preciso de transferir dinheiro.
Geç olduğunu biliyorum ama sonunda yazdım. Bak.
Eu sei que já é tarde, mas finalmente escrevi os meus votos.
Geç olduğunu biliyorum ve ben de biraz sarhoşum ama üzgünüm.
Sei que é tarde e estou um bocado fodido mas... Peço desculpa.
Saatin geç olduğunu biliyorum ama Maia eve gelmek istedi.
Sei que é tarde, mas... a Maia queria muito vir para casa.
Geç olduğunu biliyorum ama çok kötü bir gün geçirdim.
Sei que é tarde, mas tive um dia do pior.
Çok geç olduğunu biliyorum, son dakikada oldu ama. - Mezuniyet balosuna az kaldı ya? - Evet.
- Sei que é um pouco apertado, mas o dia do baile aproxima-se e vou dar uma festa em minha casa antes.
Bak. Geç olduğunu biliyorum ama bana gelmek ister misin?
Ouve, sei que é tarde, mas queres cá vir?
Geç olduğunu biliyorum Gelebilir miyim?
Eu sei que é tarde. Posso entrar?
Özür dilerim geç olduğunu biliyorum.
- Desculpe, sei que é tade.
Üzgünüm, geç olduğunu biliyorum.
Desculpa. Eu sei que é tarde.
- Üzgünüm. - Saatin geç olduğunu biliyorum.
- Desculpa, sei que isto não são horas.
Geç olduğunu biliyorum, ama...
Sei que é tarde, mas...
B'Elanna, senin için tuhaf bir durum olduğunu biliyorum- - muhtemelen, bizden birisi aklında bile değildi- - ama bunu düşünmek için artık çok geç.
B'Elanna... sei que isto é uma situação muito bizarra... provavelmente não é o que cada um de nós tinha em mente, mas, é tarde demais para preocuparmos com isso.
Geç bir adam olduğunu biliyorum, isteklerini dizginle!
Sei de um jovem que deseja um castigo!
Evet, Geç olduğunu biliyorum, ama benim merkezime bir ajan gönderdi.
Sim, eu sei que é tarde, mas ele enviou aqui um agente.
Saat geç oldu. Bizimle temas kurmanızın yasak olduğunu da biliyorum.
Sei que é tarde e que o proibiram de qualquer contacto connosco.
Çılgınca olduğunu biliyorum, ama çok mu geç kaldım?
Sei que é uma loucura, mas será tarde de mais?
Var mı yoksa? Aptalca bir şey olduğunu biliyorum. Hadi Karen, geç kalacağız.
Sabes, acho que também estou um pouco nervoso pelo grande jogo de amanhã.
- Geç olduğunu biliyorum ama...
- Sei que é tarde, mas...
- Geç geldiğinizi. - Geç olduğunu biliyorum.
Que você está atrasada.
Fazladan güvenlik ve diğer şeylerin olduğunu biliyorum, ama ertelemek için hala çok geç değil.
Sei que temos seguranças, mas nunca é tarde para adiar.
Biliyorum, partiye biraz geç kaldık Kaptan ama bana planının ne olduğunu anlatabilir misin?
Sei que estou atrasado para a festa, capitão, mas se incomoda em nos dizer qual é sua jogada?