English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Biliyorum hayatım

Biliyorum hayatım Çeviri Portekizce

593 parallel translation
- Biliyorum hayatım, biliyorum.
- Eu sei, meu bem, eu sei.
Biliyorum hayatım.
Sobretudo aquela Duval.
Biliyorum hayatım biraz sade olabilir, Ama ben de heyecan yaşamıştım.
Sei que a minha vida pode parecer rotineira, mas tive a minha dose de aventura.
- Biliyorum hayatım.
- Eu sei, querida.
- Biliyorum hayatım.
Eu sei, querida.
Biliyorum hayatımı yaşama biçimimi hiçbir zaman onaylamadın.
Eu sei que sempre desaprovou da maneira como vivi a minha vida.
Dinle, benim kararım olduğunu biliyorum, o yüzden hayatıma devam etmem kolay oldu, bir de üzerine espriler yapmak tabii ki.
Sei que foi minha decisão e que facilitaria para mim, sabe como é, fazer piadas e tal.
Evet, hayatım, biliyorum.
Sim, querida, eu sei.
Biliyorum, hayatım.
Eu sei, querida.
Yaşadığım hayatı biliyorum.
Eu sei a vida que tive.
- Hayatım, geç oldu biliyorum.
- Querida, eu sei que já passa meia noite.
Belki de hayatımdaki en önemli tabloyu yapacağım. Bunu yapabileceğimi biliyorum.
Sei que apenas uma vez, pintei um quadro importante na minha vida, mas... sei que posso fazer mais.
Şimdi hata yaptığımı biliyorum, hayatımı değiştirmek istiyorum ama bu kadarı da artık çok fazla.
Agora vejo que estava errada. Gostaria de mudar a minha vida, mas isto é demasiado.
Hayatım, Kay için yeterince iyi olmadığını biliyorum ama öyle biri hiç olacak mı ki?
Eu sei que não é bom o bastante para a Kay, mas nenhum homem será.
Biliyorum, hayatım, küçük bir düğün olacak zaten.
Eu sei, querido.
Binbaşının o gün hayatımı kurtardığını biliyorum.
Nesse dia, salvou-me a vida.
Bak, Tommy... seni seviyorum ve ne kadar kötü hissettiğini biliyorum ama kendi hayatımızı planlayamazsak asla mutlu olamayız.
Tommy, eu amo-te, e sei que estás sentindo-te mal agora, mas nunca seremos felizes se não pudermos viver a nossa própria vida.
Ama ben şimdi herbirimiz onun için hayatımızı... vermeye gönüllü olduğumuzu biliyorum.
Mas eu sei que qualquer um de nós está disposto agora... a dar as nossas vidas por ele.
Biliyorum konuşmadık, hayatım. Konuşmadık.
Eu sei que não falámos, meu amor.
Ama şimdi hayatımın kıymetini daha çok biliyorum.
Mas agora dou muito mais valor à minha vida.
Zayıflığımı biliyorum, mütevazı ve münzevi bir hayat yaşayacağım.
Conheço bem a minha fraqueza e tudo que faça será humildemente.
- Biliyorum, hayatım.
- Eu sei, meu querido.
- Biliyorum, hayatım, ama dişçimle saat 10 randevusuna dokuzda gitmem gerekiyor, ve çok uzun bir geceydi.
- Eu sei, querida, mas tenho amanhã às dez uma consulta marcada com o dentista às nove, e já é tarde, e nem sei o que digo.
Biliyorum, hayatım.
Eu sei, querido.
Biliyorum, hayatım.
Sim, querida, eu sei.
- Biliyorum, hayatım
- Sei, sei, querida
Evet, biliyorum hayatım.
- Sim, eu sei disso, amor.
Evet, biliyorum, ama bu benim hayatım.
Sim, eu sei, mas é a minha vida.
Bak hayatım... okul açılmadan seni oraya götüreceğime söz verdim, biliyorum.
Olha, querido, sei que te prometi levar para Monterey antes da escola começar.
Hayatım, tamamen iyi niyetliydin biliyorum ama keşke... Edna?
Carinho, sei que o queria... mas eu gostaria...
Umarım beğenirsin hayatım çünkü ben söylemekten çok zevk alacağımı biliyorum..
Espero que gostem, porque que vou gostar de cantar
Deniyorum hayatım. Ama kendi yolumdan çekilemiyorum. Biliyorum.
Estou tentando, só não consigo deixar de ser eu mesmo.
"Hayatım, biliyorum " Şafak sökerken
" Meu doce, eu sei, eu sei
Hayatım dolu, çünkü sevildiğimi biliyorum.
Minha vida é plena, porque sei que sou amado.
- Biliyorum, hayatım.
- Eu sei, querida.
Hayatım boyunca, içimde söylemek istediğim bir şeyi hissettim ama biliyorum, söylemeye cesaret edemedim.
Toda a minha vida tive o sentimento de ter algo a exprimir mas sempre me senti, presa.
Kim olduğunu elbette biliyorum. Oğlumun hayatını sana araştırma yapmadan mı teslim edeceğimi sanıyordun?
Pensa que eu o contrataria sem uma verificação prévia?
Kaçık hayallerle dolu bir hayatım olduğunu biliyorum ama daha önce hiç, bilinmez diyarlardan bir şey önüme düşüp süt vermemişti.
Eu devo ter uma vida imaginária, mas nunca tive nada que saltasse para a realidade como isto.
Ne hissettiğini biliyorum Johnny, benim de hayatımı kurtardı.
Sei como se sente Johnie, ele também salvou minha vida.
Ben kendi hayatımı, senden daha iyi biliyorum.
Creio que conheco melhor a minha vida que tu.
Biliyorum, sevinmem lazım ama... hayatımın bu noktasında başarımı paylaşacak birinin olacağını hayal etmiştim hep.
Sei que devia estar contente, mas... sempre pensei que neste momento teria alguém especial para partilhar o sucesso.
Şimdi biliyorum ki hayatımın amacı bu dünyayı çok daha iyi bir gezegen haline getirmek.
Sei que o trabalho da minha mulher, é fazer com que este seja um planeta melhor.
Merhaba hayatım. Uyuya kalmışım. Biliyorum.
E já agora, querido, as vizinhas sentem-se mal por te terem ateado o fogo daquele modo.
Hayatım, ben bunu bana evlenme teklif etmek için diz çöktüğün günden beri biliyorum.
Querido, eu sei disso desde o dia em que me pediste em casamento.
Hayatım boyunca ailecek büyük bir Noel istemişimdir. Biliyorum.
Toda minha vida eu quis ter um grande natal familiar.
Buck, ne düşündüğünü biliyorum : işin anlamsız olduğunu... bir şekilde seni yönlendirmeye, kontrol etmeye... ve tabii hayatını mahvetmeye çalıştığımı düşünüyorsun.
Buck, sei que achas que o emprego não tem interesse... e que, de certo modo, estou a tentar manipular-te e controlar-te... e a arruinar a tua vida.
Hayatım boyunca ne duyacağımı da biliyorum :
E para o resto da minha vida, vou ouvi-lo dizer :
Çok kötü gözüktüğünü biliyorum, hayatım.
Eu sei que parece mau, querido.
Biliyorum, biliyorum. Ama, adamım, o kadar hayat dolu hissettim ki.
Eu sei, eu sei, mas, caramba, nunca me senti tão vivo.
Yaşayan tek kişi benim ve size göre azınlıktayım biliyorum. Ama bir hayatım var, ara sıra gitmem gereken bir işim var.
Sei que sou a minoria, sendo a única pessoa vida, mas tenho uma vida e um emprego a que vou, ocasionalmente.
Ama şunu biliyorum ki bayan Doubtfire hayatımızdayken çocuklar daha mutluydu. - Evet.
E a única coisa de que tenho certeza, é que as crianças eram mais felizes quando a Sra. Doubtfire fazia parte da vida delas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]