English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ H ] / Hatırlamıyor musun

Hatırlamıyor musun Çeviri Portekizce

1,621 parallel translation
Verdiğin sözü hatırlamıyor musun?
Não te lembras da tua promessa?
Hatırlamıyor musun?
Não te lembras?
Hatırlamıyor musun?
Você não lembra?
- Sen de ordaydın, hatırlamıyor musun?
- Estavas lá. Não te lembras?
- Hatırlamıyor musun? Hatırlamıyorsun?
- Não se lembra disso?
Hatırlamıyor musun?
- Esqueceu?
Teknolojinin sınırlarında dolaşmak istediğini söylediğini hatırlamıyor musun?
Sim. Lembras-te de dizer que querias estar na "linha da frente" da tecnologia?
Evet yapabilirim. Ortaokulu hatırlamıyor musun?
Não te lembras da preparatória?
Hala eskiye dair birşey hatırlamıyor musun?
Ainda não te lembra de nada de antes? Sabes, de antes de te adoptarmos?
Bunları hiç hatırlamıyor musun?
Não te lembras de nada disto?
Hala beni hatırlamıyor musun?
Ainda não te lembras de mim?
- Hatırlamıyor musun?
- Não se lembra?
- Davayı hatırlamıyor musun?
- Não se lembra do caso? - Não.
Kullandım, ama onu çöplüğe fırlattığımı hatırlamıyor musun?
- Sim, mas deitei-a para o lixo.
Hatırlamıyor musun tatlım?
Não te lembras, querida?
13 gün kuralını hatırlamıyor musun?
Não te lembras da 13ª regra do caderno?
Sana kurabiyeleri veren adam hakkında bir şey hatırlamıyor musun?
Esse homem que lhe deu as bolachas, não se lembra de nada sobre ele?
- Hatırlamıyor musun?
- Não te lembras?
Şu çocuğu hatırlamıyor musun?
Nao lembras deste menino?
Sonra hiçbir şey hatırlamıyor musun?
e nao lembras de nada?
Dün gece Vanessa'nın dairesine nasıl gittiğini hatırlamıyor musun?
Lembras-te como é que acabaste no apartamento da Vanessa ontem à noite?
Dün gece neler olduğunu hatırlamıyor musun?
Não te lembras do que aconteceu na noite passada?
- Evet, hatırlamıyor musun?
Sim, não te lembras?
Tatlım hatırlamıyor musun? O seni göremez ve duyamaz.
Querida, lembra-te que ele não te pode ver ou ouvir.
Hatırlamıyor musun?
Não te recordas?
Başka neler oldu? Hatırlamıyor musun?
Que mais aconteceu?
Hatırlamıyor musun?
Lembra-se?
Kulağa inanılmaz bir ev gibi geliyor, fakat sen nerede olduğunu hatırlamıyor musun?
Parece uma casa excelente, mas não te lembras onde é?
Hala öncesinden birşey hatırlamıyor musun?
Ainda não te lembras de nada do que aconteceu?
Hatırlamıyor musun küçük bir çocukken dişin yerinden sökülürdü... ve yenisi çıkardı, sen de eskisini yastığın altına koyardın böylece eski Nord... tanrısı Diş Toplayıcı Othar onu alıp yerine Pickle-Nickle koyardı?
Não te lembras que quando criança os teus dentes caíam e voltavam a crescer, e colocavas o velho sob o travesseiro para que o Deus nórdico Othar, o Colecçionador de Dentes te deixasse uns trocos?
- Ahh. Hatırlamıyor musun?
- Não te lembras?
Hatırlamıyor musun, hatırlamak mı istemiyorsun?
Não se lembra ou não quer se lembrar?
Bunu söylediğini hatırlamıyor musun?
Não se lembra de ter dito isso?
Bunun nasıl birşey olduğunu hatırlamıyor musun?
Faz idéia do que é isso? Caramba, Michelle!
- Hatırlamıyor musun?
- Não te consegues lembrar?
- Yaptığını hatırlamıyor musun yani?
- Querida, não te consegues lembrar de fazer isto?
Sana anlattığım şeyleri hatırladığını söyle. Dün gece. Hatırlamıyor musun?
Lembra-se do que lhe disse ontem?
- Ne yani, ilkokulu hatırlamıyor musun?
O que se passa? Não te lembras da escola primária?
Düğün resimlerine nasıl gözünü dikerdin, hatırlamıyor musun?
Não te lembras como choravas a ver as fotos do meu casamento?
Tatlım, küçüklüğündeki en iyi arkadaşını hatırlamıyor musun?
Querida, tu lembras-te, era a tua melhor amiga de infância.
Evet. Hatırlamıyor musun?
Não te lembras?
Üniveritede ne kadar aktiftim hatırlamıyor musun? Epey aktiftin.
- Era tão activa na faculdade.
Hatırlamıyor musun? Geçenlerde ponpon şapka takmıştım.
Não te lembras de eu usar o chapéu com o pompom, no outro dia?
E-postaları hatırlamıyor musun?
Os emails todos?
- Evet, doğru ama bu biraz farklı. -... hatırlamıyor musun?
Sim, claro.
Hatırlamıyor musun?
Não se lembra?
Beni hatırlamıyor musun?
- Você não se lembra de mim?
Hatırlamıyor musun?
Mas senti que estava a ser puxado para trás e quando pensei que algo estava errado, reparei que o meu casaco estava preso entre as portas.
Gerçekten hiçbir şey hatırlamıyor musun?
Dean, não te lembras de nada?
Hatırlamıyor musun?
- Ai sim.
Hatırlamıyor musun?
- Não te lembras?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]