Her şeyi Çeviri Portekizce
64,779 parallel translation
Ayrıca bugün sinirime dokundu. Yaptığı her şeyi, gittiği her yeri bilmek istiyorum.
Abanamos a jaula dele, por isso, quero ver o que faz e onde vai.
- İstediğin her şeyi.
Tenho tudo o que pediu.
Sana bunu yapan kişiyi bulmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
Vamos fazer o que pudermos para encontrar a pessoa que lhe fez isto.
Bana istediğin her şeyi anlatabilirsin biliyorsun.
Sabes que podes falar do que quiseres comigo.
- Her şeyi mahvettin.
- E destruíste tudo.
Herkesten gerideydin, eğitimin eksikti. Buna rağmen her şeyi bildiğini sanıyordun o yüzden evet beni uyuz ediyordun.
Contra todas as probabilidades, chegaste de peito feito, sem treino, pensavas que sabias tudo.
Gidip her şeyi mahvettim.
Eu estraguei tudo.
Telefonundaki her şeyi silmiştim.
Apaguei tudo o que tinhas no telemóvel.
Sahip olduğum her şeyi kaybettim. Olduğum kişiyi...
Eu perdi tudo o que tinha tudo o que era.
O yüzden bundan böyle yaptığınız her şeyi takibe alacağım. Ailelerinizin yaptıklarını da takip edeceğim.
Então, de agora em diante, vou vigiar tudo o que fazem.
Geç kaldıysam ya da beceremediysem bile her şeyi doğru şekilde yapmaya çalıştım.
Se eu falhei, tentei endireitar as coisas.
Her şeyi farklı isimlere kayıtlı, bazı akrabaları adına.
Tudo num nome diferente, de um parente qualquer.
Her şeyi biliyorum.
Sei de tudo.
Buna karşılık... Her şeyi unutacağım, hepsi bitecek.
Em troca... esqueço-me de tudo...
Her şeyi.
Tudo.
Senin hakkında her şeyi anlattım.
Disse-lhe tudo aquilo que sei sobre ti.
Gecenin sonunda Klaus, ihtiyacı olan her şeyi öğrenmişti.
No fim da noite, o Klaus tinha descoberto o que precisava.
Haklarındaki her şeyi bildiğimizi.
Pensava que sabíamos tudo sobre eles.
Her şeyi açıklamaktan bıktım.
Estou farto de explicar tudo.
Her şeyi iptal etmemiş miydik?
Pensava que tínhamos cancelado tudo.
Önlerine çıkan her şeyi vurmuşlar.
Mataram tudo o que se metesse no caminho deles.
Bana o kadın hakkında bildiğin her şeyi anlat.
Diga-me tudo o que sabe sobre essa mulher.
Her şeyi biliyor.
Ela sabe de tudo.
Hildur bana her şeyi anlattı.
A Hildur contou-me tudo.
Her şeyi taratacağım, sonra bunu açıklığa kavuşturalım.
Irei fotocopiar tudo e entregar-lhe tudo outra vez.
Her şeyi duymak istersin, değil mi anne?
Tu queres ouvir tudo, não queres, mãe?
Bu her şeyi daha iyileştirirdi.
Não. Isso tornaria tudo melhor.
Yapabileceğin her şeyi yaptın.
Fez tudo aquilo que podia.
Anlaşmamız senin bilmem gereken her şeyi bana söylemen üzerine kuruluydu ve her şeyi hemen öğrenmem gerekiyor.
O acordado era que me contasse tudo assim que fosse preciso saber, ou seja, de imediato.
Geri kalan her şeyi idare etmesi için bir yatırım başkanı seçmen gerek.
Tens de nomear um DI para o resto.
- Gereken her şeyi yapmaya hazırsın.
Estás pronto para o que for preciso.
Başta her şeyi dondururlar. Bununla başa çıkmanız gerekecek.
Primeiro congelam tudo, vai ter de passar por isso.
Şimdilik bilmeniz gereken her şeyi söyleyeyim.
Só precisam de saber disto :
Bana duyduğun nefretin değer verdiğin her şeyi riske atmasına izin verdin.
Deixaste o teu ódio por mim pôr tudo o que amas em perigo.
Senin için her şeyi yaparım.
Faria qualquer coisa por ti.
Aptal değillerse her şeyi silerler zaten.
De qualquer modo apagarão tudo, se não forem idiotas.
Her şeyi anlatayım bari.
Estou a falar muito...
Oğlumu haklı çıkarmaya çalışmıyorum ama izin verirsen herkes her şeyi yapar.
Não aprovo o comportamento do meu filho mas as pessoas fazem o que as deixam fazer.
Her şeyi de hesaplamışsınız.
Têm tudo estudado.
Chuck'ın bu saçma sapan kan davasıyla kurduğumuz her şeyi tehdit etmesine müsaade edemeyecek kadar çok çalıştık.
Já trabalhámos demais para deixar a vingança da treta do Chuck ameaçar tudo o que estamos a construir.
Çeşitli hastane tedavileri sırasında ağabeyine bakmak için her şeyi bıraktı.
A pôr tudo de lado para cuidar do seu irmão durante múltiplos internamentos.
Her şeyi yapıyoruz.
Nós... Fazemos tudo.
Her şeyi tek başına yapmaya çalışmadığın için asıl sen sağ ol.
E obrigada por não tentar fazer tudo isto sozinho.
Her şeyi zaten çözmüşsün, ne soruyorsun şimdi?
Já percebeste tudo. Porque estás a perguntar?
Her şeyi işi bilenlere bıraktım.
Deixo tudo nas mãos dos profissionais.
Bana demek istediğin her şeyi toparla döndüğümde söylersin, olur mu?
Pensa em tudo o que me queres dizer e diz-me mais tarde.
Her şeyi biz hallederiz.
- Nós tratamos de tudo. - Muito bem.
Her şeyi içime atarım, bu şeylerin birikmesine izin veririm, ve birdenbire patlarım.
Que para evitar conflitos, eu guardo tudo, deixo as coisas acumularem até que de repente...
Yaptıkları her şeyi!
Vou vigiar o que os vossos pais fazem, tudo o que a vossa família faz.
Söylemesi gereken her şeyi dinliyordum.
E precisei do meu treino, todas as técnicas que aprendi,
O an başka bir şeyi düşünmezsin. O an her şey senin kontrolündedir.
Por um momento, não há mais nada.
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyini 16
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi biliyorum 83
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyini 16
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi biliyorum 83