English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ H ] / Hey dinle

Hey dinle Çeviri Portekizce

860 parallel translation
Hey dinle, burada bir adam iki gün içinde dönmezse. Ölmüştür, bir daha dönmez.
Ouça, senhora, quando alguém desaparece aqui por dois dias, está morto.
Hey dinle.
Ouça.
Hey dinle, bir nedenden bu kaçıkla çalışmak istemezsen, ben onunla ortak olurum, tamam mı?
Se por alguma razão não quiseres alinhar com este gajo, eu alinho com ele.
Hey dinle, iyi davranışlarım mahkemeye delil olarak sunuldu ve bu da iyi olursam 67 gün erken çıkabileceğim anlamına geliyor.
Fui premiada por bom comportamento, quer dizer que se eu me portar bem, tiram-me 67 dias de tempo de prisão.
- Hey dinle.
Óptimo, mas isso não funciona.
Hey dinle dostum. Ben bu Ciello pisliğine hâlâ güvenemiyorum.
Ouve, continuo a não confiar neste imbecil do Ciello.
Hey, kaptan, buraya gel de şunu dinle.
Capitão, venha cá ver isto!
Oh, hey, dinle...
Ei, veja...
Hey, dinle Ryan,
Escuta, Ryan,
Hey, dinle.
Escutem.
Hey, dinle, Carl.
Escuta, Carl.
Hey, dinle bak!
Ei, escuta!
Hey, dinle.
É melhor levar 12.
Hey! Hey, dinle Joe.
Olha, escuta, Joe.
Hey, dinle, sana söylüyorum.
Eh, ouve, estou a falar contigo.
Hey, dinle!
Escute!
Hey, di-dinle, yapamazsın!
Ouça, não pode!
Hey, dinle.
Ei, ouve.
Hey, beni dinle.
Eu aperto a tua mão, e tu a minha.
- Hey, beni dinle!
- Escutem!
Hey, John. Dinle.
Ei, John, ouve isto.
Hey. Hey, şunu dinle.
Ouça isto.
Hey, dinle.
Ei, escuta.
Hey, dinle.
- Ouça!
Hey, dinle.
Hey, ouça.
Hey, dinle!
- Ouça!
Hey, dinle, annemin üstüne yemin ederim, salı günü benle gel çeki senin adına keseyim.
Ouça, juro pela minha mãe, vens comigo na terça-feira... Assino o cheque na tua frente.
Hey, dinle, şef.
Escute, chefe.
Hey, Edna, dinle bak.
Escuta, Edna.
- Hey, dinle. Bu senin işin değil.
Ouça, não se meta nisto!
Dedim ki, hey, dinle beni
Eu disse : " Hey, ouve-me!
Hey, dinle, lütfen bu arabaya özel ilgi göster, tamam mı?
Ei, escuta, por favor tenha um cuidado especial com esse carro, ok?
- Evet. Hey, dinle,
- Pois, mas oiça...
Hayır... Hey, dinle. Hadi.
Escute, sério.
Hey! Dinle, seni iri ahmak, bırak beni!
Escute, seu bruta montes.
Hey, Haydut. Şunu dinle.
Bandido, ouve.
- Dinle, eğer çok cesur ve şanslıysan... - Hey, Nick!
- Oiça, se fôr corajoso e sortudo...
- Hey, Annie! Dinle. O sürüngenlere dans etmek için fazla iyisin.
Ouve, Liz, sabes que eu estou sempre a pensar em ti, devias dar-me uma oportunidade.
Hey Çavuş, dinle bunu.
Sargento, ouça...
- Köpek havlamaya başladı. - Hey, dinle Yüzbaşı.
Olhe, Capitão,
Hey, dinle Yüzbaşı, bu bizden.
Olhe, Capitão, é por conta da casa.
Hey, dinle, yarın... işte düşünüyordum, belki işten sonra seni dışarı götürürüm.
Escuta, amanhã... Estava a pensar lá no trabalho, depois do trabalho vamos sair.
Hey, dinle, arabaya ihtiyacınız olursa, haber verin!
Ei, escuta, se precisarem do carro, digam!
Hey, Chico, dinle.
Chico, escuta.
Hey, dinle.
Escuta.
Hey, dinle, Adrian.
Ouve, Adrian. Ouve esta.
- Hey, dinle biraz.
- Ouve.
- Hey, sen beni dinle.
- Ei, ouve-me.
Hey, dinle moron. Eğer Ciello sıçansa, annem de bir sıçandır.
Ouve, cretino, se o Ciello for rato, a minha mãe também é.
Hey Raf, dinle...
Raf...
Hey, beni dinle, seni deli zenci.
Escute aqui, negro safado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]