English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Kadınım

Kadınım Çeviri Portekizce

14,579 parallel translation
Benden kadınımı alan şeye affedilmek için yalvarma.
Pedir perdão a uma coisa que me roubou a mulher?
- Ben aptal bir kadınım.
- Sou uma tola.
... perişan eder. Kadınımın beni sevmesi her türlü sebepten bende heyecan yaratır.
... por cada razão retirada de que, de que a minha senhora me ama. "
- Ömrüm boyunca... Bu benim kadınımın eli.
Pela minha vida, esta é a mão da minha senhora.
Mühürlemek için istimal ettiğim : Benim kadınım.
Esta é a minha senhora.
Kıskanç bir kadınım ben.
Sou uma mulher ciumenta.
Ben öteki kadınım.
Eu sou a outra mulher.
Çok şanslı bir kadınım.
Sou uma mulher de sorte...
- İkisi de benim kadınım değildi.
Não eram as minhas mulheres.
Sadece normal bir kadınım, ve bir fotoğrafçısın,
Eu sou uma mulher normal e tu és fotógrafo.
Sen bir kadın mısın?
És uma mulher?
Ben de çok çekici bir kadın mıyım?
Também sou bonita?
Ben kadınların gözlerine bakarım.
Eu olho as mulheres nos olhos.
Günahkar bir kadınla evlenmeye hazır mısın?
- Estás preparado para casar com uma mulher perdida?
Her beş saniyede bir eşiyle konuşmak isteyen kadınlardan mısın?
És uma daquelas raparigas que precisa de falar com o homem dela a cada 5 segundos?
- Nereye gitti bu kadın? - Tanrım!
- Onde raio é que está?
Bu kadını korumak için takım halinde çalışacağız.
Tudo bem... Trabalhamos como equipa para proteger esta mulher.
Bir kadın ile küçük çocuğu için yer ayırttım çoktan.
Já marquei passagem para uma mulher e o seu jovem filho.
Bir kadını var mı peki?
E que tal uma mulher?
Acil destek lazım. Harlem Kadın Kliniği'ne.
Enviem reforços para a Clínica Feminina de Harlem.
Elf ordusunda ve Yüce Divan'da kadın kumandanlarımız var. Dört Diyar'ın artık bir kadın Seçilmiş'i olmasının zamanı geldi.
Temos mulheres na chefia e no Alto Conselho e as Quatro Terras têm de ter uma Escolhida.
Kadın polise yalan söylememeliydim ya da Mike'a silah doğrultmamalıydım.
Não deveria ter mentido à agente da polícia... ou ter apontado a arma ao Mike.
Sen aklını mı kaçırdın be kadın?
Está louca, senhora?
- Parayı aldı kadını vurdu ve gitti derdim illa tahmin etmek zorunda olsaydım.
- Ele pegou no saco, alvejou-a e foi-se embora, posso adivinhar.
Senin bir kadının var mı?
Você tem uma rapariga?
Kevin o kadınların sana ne dediklerini bana anlattı ve şunu söylemeliyim ki, keşke herkese kapımıza gelmeden önce ruhani bir IQ testi uygulayabilsem.
O Kevin contou-me o que aquelas mulheres te disseram e eu... Desejava poder fazer a toda a gente um teste de QI espiritual antes de entrarem aqui.
Siyahi kadınların birçok davasına baktım ve kazandım.
Já tive vários casos na frente de mulheres negras e venci.
İtiraf edeyim, siyahi kadınların O.J.'den bu kadar hoşlanmasına şaşırdım.
Vou admitir que estou surpreso que as mulheres negras gostem do OJ.
Bir tane daha boşanmış siyahi bir kadın bulalım.
Quero outra mulher negra divorciada.
O zaman gel bakalım, kadın.
Chega aqui, mulher.
O manyak temizlikçi kadın mı plandı?
Aquela empregada maluca não foi como planeado?
- Kadının gülemeyeceğimizi söylediğini duymadın mı?
Não ouviram que não podemos rir?
Demeye çalıştığım şey kardeşim ve hoş bir kadının aşkı beni o dönemden çekti çıkardı.
O que estou a tentar dizer é isto. O meu... o meu irmão... e o amor de uma boa mulher... ajudaram-me a atravessar esses tempos.
Elimdeki altın, içtiğim şarap, kullandığım kadınlar konumumu korumak için girdiğim sonu gelmeyen mücadelem.
O ouro que tinha, o vinho que bebera, as mulheres que usara, a minha luta incessante para manter a minha posição.
Davos ile Kızıl Kadın, bir adamın kendi kardeşini öldürmesine yardım etti. Hem de kan büyüsüyle.
O Davos e a Mulher Vermelha ajudaram um homem a assassinar o irmão com magia de sangue.
Bir kadının hükmedebileceğine inanmayan birkaç amcayı öldürmemize de yardım edebilirsiniz.
E é tudo? Queremos a vossa ajuda para matar um tio ou dois. Os que pensam que uma mulher não serve para governar.
Umarım kilise, papazın evli bir kadınla dolaştığını öğrenmez.
Espero que a igreja não descubra que o seu Pastor anda a sair com uma mulher casada.
Bak bakalım resimdeki kadın başka bir portre yapabilir mi?
Pode ser que pinte outro retrato dessa senhora.
Yardımcınız olan kadın mı?
É a mulher que te ajuda?
Kadın tezgâh yaptığımızı söyledi.
Aquela senhora disse que nós somos um esquema.
Arthur'un hanım hanımcık kadını.
Isto é a porra da "patroa" do Arthur.
Rus kadınlarının konusunu bile açmayalım.
É melhor não falar sobre mulheres russas.
- En azından yanımıza bir kadın almalıydık Tommy.
Devias pelo menos ter trazido uma mulher.
- O kadın sana da iki kez yardım etmişti.
- A mesma que te ajudou duas vezes.
Tatlım, onu sevdiğini biliyorum ama bu kadın kaçık.
Sei que gostas dela mas aquela mulher é tão maluca como um saco de esquilos.
Orada dur bakalım kadın.
Calminha aí, mulher.
Aradığım kadın o, Jake.
Ela é a tal, Jake.
Biz kadınız, ayaklarımızın üzerinde durup birbirimize destek olmalıyız ve- -
Somos mulheres a impor-nos, a apoiar-nos mutuamente, a tornar...
Kraliçe'nin Cesur Polis Madalyası'nı aldım. Buckingham Sarayı'na gidip kadının elini sıktım.
Recebi a medalha de bravura da polícia, já fui ao Palácio de Buckingham cumprimentar a mulher
"... kadın kadına böyle şey yapar mıymış hiç? " der.
"Uma mulher nunca faria isso a outra mulher."
Eğer ben bir kadın grubunda olsaydım sen gelip "Bu konuda daha fazla şey bilmek isterdim." demezdin.
Se eu estivesse num grupo de mulheres, não dirias "eis algo de que gostava de saber mais"?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]