Korkuyordu Çeviri Portekizce
826 parallel translation
Ama Célestin bunu yapmadı. Çünkü ellerini yakmaktan çok korkuyordu.
O Célestin não o fez por medo de queimar os dedos.
O yüzden konuşmaktan korkuyordu.
Por isso tem medo de falar.
Korkuyordu.
Estava assustado.
Bir zamanlar küçük bir kız vardı. Korkuyordu.
Era uma vez, uma garotinha que tinha medo.
Küçük bir kız, Tina korkuyordu, çünkü yalnız olduğunu sanıyordu.
Uma garotinha, Tina... que tinha medo, pois achava que era só.
Kendisinin yokluğunda birisinin tablonun olduğu odaya girmesinden korkuyordu.
Temia que na sua ausência alguém conseguisse entrar no quarto onde estava escondido.
- O da bundan korkuyordu.
- Era isso que ele temia.
Gerçekte dışarıdaki dünyadan korkuyordu, geçen zamanı hatırlatacağından korkuyordu.
A verdade é que tinha medo do mundo lá fora, medo que ele lhe lembrasse que o tempo passara.
Bir şeyden korkuyordu, sadece kendisi için değil, sizin için de korkuyordu.
Ela está com medo de algo, não apenas por ela, mas por si.
Curt korkuyordu.
Curt com medo.
O benim için korkuyordu ben de onun için.
Ele temia por mim e eu temia por ele.
Bunun yanlış olduğunu anlayacak kadar mantıklı düşünebilmem gerekirdi ve o da yeni şeylere bulaşmaktan çok korkuyordu.
Eu devia ter bom senso para saber que isso não seria bom, e ela estava tão assustada, que poderia fazer qualquer coisa.
- Sissi çok korkuyordu!
A Sissi vai ficar muito contente. Onde é que ela está?
Senin vereceğin tepkiden korkuyordu.
Completamente aterrado, com medo de ti.
Sadece hapse girmekten korkuyordu!
Ele tem tanto medo de morrer!
Benim için korkuyordu.
Ele temia tanto por mim.
Belki de sadece korkuyordu.
Se calhar, tinha apenas medo.
Belki de kendinden korkuyordu.
Se calhar tinha medo de si próprio.
Çatıdan çıkan ürkek dumanı gördün mü? Sanki korkuyordu.
Veja como o fumo, trêmula pelo tecto... como se estivesse com medo.
Kendine kızıyor, Catherine'in daha önce gelmiş olmasından korkuyordu.
Estava descontente consigo próprio e temia não ser o primeiro a chegar.
- Çünkü korkuyordu.
- Tinha medo.
- Mitch'i almandan mı korkuyordu?
- Medo que lhe tirasse o Mitch?
- Mitch'e vermemden korkuyordu.
- Medo que desse ao Mitch.
Kendisin veremediği bir şeyi Mitch'e başka bir kadının vermesinden korkuyordu :
Medo eu que desse ao Mitch a única coisa que Lydia lhe pode dar : Amor.
Mitch'i kaybetmekten değil, terkedilmekten korkuyordu.
Ela não tem medo de perder o Mitch, só tem receio de ser abandonada.
Çünkü onu tekmeledim. Korkuyordu.
Porque lhe dei um pontapé, estava com medo.
Gördüğün gibi, o korkuyordu, sen korkmuyordun.
Percebe... ele estava com medo, e você não estava.
Annemler senin soğuk algınlığına yakalanmandan korkuyordu.
Os meus pais temem que fiques constipado.
Korkuyordu.
Tinha medo.
O zaman misillemeden korkuyordu.
Já estava aterrorizado com as possíveis represálias...
Pokrovske'de bir kadın tanıyordum Sibirya'daki küçük bir köy olan memleketimde. Ve bu kadın yabancılardan o kadar korkuyordu ki kendisini çam ağacından bir kutu içine hapsetmiş olarak yaşıyordu.
Conheci uma mulher em Prokorvskoe é a minha cidade, na Sibéria essa mulher tinha tanto medo de estranhos que comprou um caixote de pinho e foi morar nele.
Molotov Berlin'i ziyaretinde bakteriler yoluyla zehirlenmekten korkuyordu. Bu nedenle kullanacağı bardak ve tabakların sıkı bir şekilde dezenfekte edilmesini istiyordu.
Quando Molotov visitou Berlim, é óbvio que estava receoso de ser envenenado por bactérias e pediu que todos os seus pratos e copos fossem fervidos, antes de serem usados.
Yanında adını haykıran bir kız olmadan öldürülmekten korkuyordu.
Tinha medo de morrer sozinho, sem uma rapariga que gritasse o seu nome.
Çünkü korkuyordu. Sonuçta işin ucunda hapis cezası var.
Porque ele está assustado, quero dizer, podia haver uma sentença de prisão a pender sobre a sua cabeça.
O gece birçok asker korkuyordu.
Nessa noite, muitos homens tiveram medo.
- Hapsedilmekten korkuyordu değil mi? - Evet.
Ele tinha medo de estar fechado?
"O", bir şey sormaya cesaret edemedi, sürücüden korkuyordu çünkü.
O não se atrevia a perguntar seja o que fosse, temendo que o condutor se voltasse.
Eskiden Sejanus'la evliydi, çocuklarına kız kardeşimin kötü davranacağından korkuyordu.
assim que estivesse casada.
Peder Merrin hayranlığa kayacağından korkuyordu.
O Padre Merrin receava passar a admirar.
Evde ölmekten korkuyordu, borulara takılı vaziyette.
Ele tinha medo de morrer num lar, todo entubado.
İşgale uğramaktan çok korkuyordu.
Com toda a razão, receava a invasão.
Bilgi sızmasından korkuyordu.
Tivemos uma fuga de informação.
Onu suçluyorum çünkü ya işgüzar davranıyordu ya da kendi mizacındaki şeylerle yüzleşmeye korkuyordu.
ou acuso de ser um intrometido... ou uma galinha... que não queria enfrentar suas próprias coisas.
Onlar mı korkuyordu biz mi korkuyorduk?
A quem tem medo, deles ou de nós?
Herkes hükümetin üstlerine çökmesinden çok korkuyordu.
Claro. Todos temiam... que o governo caísse encima.
Bir diğer nedeni de genelde pilotlar her ikimizin yerinde de yeterince korkuyordu zaten.
Outra razão era : Eu podia habitualmente dizer... que o piloto estava suficientemente nervoso por nós dois.
Barbara ile Tony korkuyordu.
- Vamos. - Também vem?
Ancak dediklerinizi ona tercüme edecek birinin olmamasından korkuyordu.
Demais.
Skipper korkuyordu!
O Skipper com medo?
- Neyden korkuyordu?
- De que é que ela teve medo?
Korkuyordu.
Está assustado.
korkuyordum 55
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70