Nasıl bir iş Çeviri Portekizce
425 parallel translation
Burada ki insanlara nasıl bir iş yapacaklarını söylemiyor mu? Hayır.
Ele não diz às pessoas que trabalho têm elas de fazer?
Bu seferki nasıl bir iş?
Em que está a trabalhar, agora?
Nasıl bir iş çıkardınız?
Que trabalho fizeram?
Başınıza nasıl bir iş aldığınızın farkında mısınız?
Sabe no que se está a meter?
Bir işe ihtiyacım var, nasıl bir iş olursa olsun.
Bem, preciso de um emprego, por isso, o que tiver, serve.
- Ne? Nasıl bir iş?
- Que cargo?
Bu nasıl bir iş?
Que raio de horário é este?
Nasıl bir iş?
Que tipo de coisa?
- Nasıl bir iş?
- De que tipo?
Sence nasıl bir iş için vasıflısın?
Para que tipo de trabalho achas que estás qualificado?
Tam olarak nasıl bir iş?
Que tipo de negócio, exatamente?
- Nasıl bir iş?
- Que género de trabalho?
Burnunu soktuğun işin nasıl bir iş olduğunu da bil.
Se se quer meter, saiba no que se mete.
Sen nasıl bir iş istiyorsun?
Que trabalho querias tu?
- Nasıl bir iş? - Kasa.
- Que tipo de trabalhinho?
Sen bu paspal, zevksiz takımla tarzımı bozarken... ben kendimi nasıl bir iş adamı diye satarım, Jackson?
Como posso fingir que sou um homem de negócios se dão cabo do meu estilo com estas roupinhas foleiras?
Bu nasıl bir iş daha bunu bile anlamadım.
Nem sei que caso é!
Nasıl bir iş?
Que tipo de trabalho é esse?
"Bizim Bob bu defa başıma nasıl bir iş açtı?"
"O que está o Bob a maquinar desta vez?"
Nasıl bir iş olacağı tamamen sana bağlı.
- Sim. A variedade do trabalho é contigo.
- Nasıl bir iş istersin?
- O que gostava de fazer?
Bu tam olarak nasıl bir iş?
Afinal, qual é o trabalho?
- Nasıl bir iş?
- O que tens?
Nasıl bir iş?
A fazer o quê?
- Nasıl bir iş bu?
- Que está a dizer?
Dürüst bir iş bulmaya çalışan eski bir mahkum olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musun?
Sabes o que é ser um ex-condenado a tentar arranjar emprego?
Bir iş çıkarsa size nasıl ulaşabileceğimi bilmiyorum.
Não sei como contactá-lo se aparecerem negócios.
İyi de, bu nasıl bir iş.
Caramba, que eu seja ceguinho!
Haklı ama ayak altında dolaşmaktansa yapılacak bir sürü iş var. Beni nasıl enselediklerini anlayamıyorum.
É difícil, mas podemos tentar.
En geç bir saat sonra söyleyeceğin size ; nerde pusu kuracağınızı, tam sırasını kollayıp nasıl davranacığınızı. Bu akşam bitmeli bu iş.
Em uma hora no mais tardar, farei com que saibais onde deveis se postar... e apresentarei o perfeito espião do tempo... o momento propício, pois isso precisa ser feito esta noite... e à distância do castelo.
Her nasılsa geldi ve bir iş tuttu. Bir kuruş parası olmadan mutlu bir şekilde takılırdı.
De qualquer forma, aqui estava ele, pobre tipo, feliz e sem um cêntimo.
Nasıl bir resmi iş?
- Assunto oficial. Que tipo de assunto oficial?
İki yetişkin gibi davranıp güzel bir plan hazırlayalım, ben iş görüşmelerimi yapabileyim, siz de... o görüşmeleri her nasıl adlandırıyorsunuz, bilemem.
Sejamos adultos e vamos pensar num plano para que eu possa fazer os meus telefonemas de negócios e o Sr. os seus... aquilo que lhes quiser chamar.
Neden onunla her gün buluşmuyorsun? Önce derslerimi vermek zorundayım sonra iş bulmak, sonra... Nasıl bir ilişki başlatabilirim ki?
Como me hei-de comprometer com uma miúda?
Bu nasıl bir iş Chance?
Acho que é justo.
Bu odanın içiyle ilgili sihri nasıl yapıyorsunuz bilmiyorum ama iş evrende başka bir yerde olmaya gelince...
Olhe, não sei como faz a magia no interior desta sala, mas quanto a estar em qualquer lugar no universo...
Ne iş yaptığını kontrol edeceğim, bakalım nasıl bir para önerecek.
Vou checar o que ele fez, o dinheiro que está oferecendo.
Silindirik bir objenin de bu iş için nasıl kullanıldığını gösterdim.
Demonstro até como um objecto cilíndrico pode ser usado.
Senin gibi birisi nasıl olur da böyle bir iş yapar?
Como é que alguém como tu pode fazer este tipo de trabalho?
Bir gün tarihe nasıl yazılacağını düşündüğümde bir imparatorluğun kararlarının sadece açgözlü iş adamları dalavereci generaller, ve görmemezlikten gelen siyasetçiler tarafından alınmasını...
Quando penso como a história vai um dia lembrar que as decisões de um império foram tomadas por negociantes gananciosos, conspirações de generais e políticos traiçoeiros...
Nasıl olur da aklı başında biri... tamamen delice bir iş yapabilir?
Como um homem pode ser perfeitamente são... e cometer um ato totalmente insano?
Isıtıcı ve onları nasıl kullanacağını öğretecek bir birlik istiyorsun.
Quer canhões, e depois vai querer... tropas para...
Düşündüğümden de fazla ödeme yapacağınız bu iş nasıl bir şey olabilir ki?
qual é o caso, ou o trabalho, segundo o Sr. que devo fazer?
Bu iş için istenmek nasıl bir his?
Como se sente em relação a ser desejada desta maneira?
- İkinci iş olarak kokain satan bir üniversite hocasını... bir kilo mal ile çırasını yakmak üzereler. Belki onlar size parayı verebilir. - Nasıl?
- Talvez elas vos dêem o dinheiro.
Bir daha anlat bakayım, nasıl iş bitmiyormuş?
Diz-me lá outra vez que não se passa nada.
- Işıkta nasıl durduğuna bir bakalım.
- Deixa-me ver como fica na luz.
Eğer bu iş, ev ve Mercedes, hatta kendi kentlerinde yaşayan beyazlar sizin elinizde olsaydı siz nasıl bir liberal olurdunuz Bay Biko, merak ediyorum.
Pergunto-me que tipo de liberal seria, Sr. Biko, se fosse você a ter o emprego, a casa e o Mercedes, e os brancos vivessem em bairros de lata.
Nasıl bir başka iş efendim?
Que outro trabalho, senhor?
Bu nasıl bir iş?
Que tal é?
Sana ne olduğunu öğretmeden önce nasıl yapacağını bilmediğin bir iş. Sana ne olduğunu öğretmeden önce I yapacağını bilmediğin bir iş.
Algo que não sabias como fazer, até eu te ensinar.
nasıl bir şey 94
nasıl biri 157
nasıl bir adam 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl bir yer 19
nasıl bir şeydi 29
nasıl biriydi 103
nasıl bir his 21
bir isim 33
nasıl biri 157
nasıl bir adam 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl bir yer 19
nasıl bir şeydi 29
nasıl biriydi 103
nasıl bir his 21
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir işim var 34
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
bir iş 43
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37
bir işim var 34
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
bir iş 43
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37